1 Haziran 2017 Perşembe

Issızlığın Ortasında - Moğollar


Bir düş gördüm geçenlerde
Görmez olsaydım ah olsaydım
İçime şeytan girdi sandım
Keşke hiç uyumasaydım 

İşte böyle başlıyordu Issızlığın Ortasında şarkısı. Büyük usta Cahit Berkay’ın efsane Moğollar grubuyla imza attığı bu şarkıyı ilk kez TRT 1’de dinlediğimde tüylerimin diken diken olduğunu hala unutmam. Ne siyasetle ne de ülkesinin karanlığıyla henüz buluşmamış bir genç olarak çakılıp kalmıştım ekranın karşısında.


Türkiye olarak Sivas Katliamında diri diri yakılan insanların faillerine bugün Gülen Cemaatini cezalandırmakta gösterilen istekliliğin binde birini ne devlet ne millet olarak gösterememişsek, bugün Gülen Cemaatiyle AKP arasındaki savaşın ortasında çocuklarımızın heba olmasına üzülmeye müstahak olmaz mıyız? Mahkemeleri sakız gibi uzatıp sulandırarak böyle bir vahşeti cezalandırmamak için her türlü manevrayı yapan Türkiye’nin bugünkü karanlığa attığı en süslü davetiyelerden birisi o günlerdeki tavrıydı.


Birdenbire
Ateş ve duman
Feryad-ı figan
Sanki elele
Geliyor habire
Üstümüze, üstümüze 


Bugün feryat figan ediyoruz. Her yer ateş, her yer duman. Karşımızda amansız bir düşman. O ateş 1993’te harlandı. O günlerde belli kesimler haricinde gündelik hayatımızın ne kadarında bu katliamı düşündük? Kendimi hatırlıyorum. Metallica’nın albümü çıktı mı çıkmadı mı gibi konular daha çok yer kaplıyordu küçük gündemimde. Bir gencin bunlarla ilgilenmesi de doğaldı aslında ama böyle bir katliamı, böyle bir insanlık suçunu ihmal etmemek kaydıyla. Biz ettik. Ülkece yeterince ilgilenmedik. Tepki göstermedik. Cezalandırmadık. Yazık dedik, Allah rahmet eylesin dedik. Geçtik gittik. Aslında ateşi akladık biz o günlerde. Bugünkü ak cehennemin odunlarını attık.  


Çığlık kalleş
Sessizlik mi dost
Ateş ve duman
Hain düşman
Issızlığın ortasında
Issızlığın ortasında 

O çığlıkların yankısıdır bugün yanı başımızda duyduklarımız. O ateş, o duman Sivas'tan koptu geldi. Bugünkü yangının öncü kıvılcımıydı o ateş. Söndüremedik. Geçiştirdik. Bugün evrensel insan hakları ve hukuk normlarından uzaklaşmamız biraz da bundandır. Biraz da bundandır bayramlarımızı bile kaptırmamız. Bundandır televizyonlarında küfürlerine meze olmamız. Bundandır çocuğumuzu kaydedecek okul bulamayışımız. Bundandır işsiz kalışımız. Bundandır gençlerimizi “kurban” verip "şehit" diye ağlamamız. Umursamaz bir sessizliğin faturasıdır bugün yaşamımızı çığlıkların doldurması. Yaşamak için akla karayı seçtiğimiz bugünlere böyle geldik. 

Biraz da bundandır bugün “ıssızlığın ortasında” kalmamız

https://www.youtube.com/watch?v=btafzpG7vdY