9 Ocak 2021 Cumartesi

"Barbarları Beklerken" ve Kahpe Kalabalık


Coetzee'nin "Barbarları Beklerken" romanını birkaç yıl önce okumuştum. Filmini de geçenlerde seyrettim. Zaten fazla beklentim yoktu, düz bir uyarlama olmuş, bir katkı yapmıyor, sadece kitabı okumak yeterli bence. Ama hazır yeni seyretmişken neler düşündürdü  mümkün olduğu kadar az sansürlü içimi dökeyim, saklanmak ve saklamak büyük dert oluyor  bir süre sonra. Başıma gelmedik ne kaldı ki diye soruyor insan kendi kendine. 
 
Uygarlık hele de soyluluk, zalimliğe ya da adaletsizliğe benden senden demeden karşı koyan toplumlara has bir özellik. 

Adaletsizliğe karşı durmayan, hatta çanak tutarak küçük çıkarlarının peşinde sürtükleşen yaşatmamaya yeminli zavallı toplumların onurdan ya da haysiyetten söz etmesi ancak alay konusu oluyor.

Utanç verici bir sabıka kaydından başka bir şey olmayan öne çıkarttıkları tarihlerinden katlettikleri kurbanların çığlıkları hala duyuluyor.

Ne sanata ne bilime anlamlı bir katkılarını göremediğimiz bu habis haydutların ahlaksız ayinlerine alet etmedikleri değer kalmıyor.

Nankörlüklerinde birlik olup en alçak planlarda beraber olan barbar toplumların yeryüzünden silinip gitmesi, azalarak yok olması en büyük dileğim.

Ve onlar…

Tüm bu vahşetin ortasında, tasallut toplumlarının içinde akıl sağlığını ve şahsiyetini korumaya çalışan, azınlıkta kaldığı için türlü türlü fiziksel, psikolojik, ekonomik ve toplumsal işkenceye maruz kalan, mükemmel olmasa da vicdanlı ve haysiyetli olmaya gayret edenler…Hayata dair en basit hazların dahi zehir edildiği başına buyruklar…Hem içeriden hem dışarıdan darbe üstüne darbe yiyen o güzelim insanlar…O kadar kıymetlisiniz ki.


Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...