The Knot - Bölüm 1 - Soljenitsin
Soljenitsin ve eşiyle meşhur Rus yönetmen Aleksandır Sokurov'un gerçekleştirdiği söyleşiler. Bizzat evlerine gidiyor. Rus edebiyatının dünü ve bugünü, Gulag dönemi, Amerika'ya kaçış, Rusya'ya dönüş, ve vakfın çalışmaları. Tüm bu konulardaki bilgilerin yanında Soljenitsin ile Sokurov'un ormanda yürüyerek sohbet edişleri en etkileyici kısımdı. Kuş sesleri eşliğinde "düşünerek konuşulan" halis bir sohbet. Yürüyerek konuşmaya bayılan beni mest etti. Evde ise onca eziyetten sonra eşi Natalya'nın vakur duruşu hayranlık uyandırıcıydı.
İngilizce’ye tercümede eksikler olsa da geneli takip edilebilir kalitede. Devamı da var. Bir ara o notları da paylaşacağım.
İngilizce’ye tercümede eksikler olsa da geneli takip edilebilir kalitede. Devamı da var. Bir ara o notları da paylaşacağım.
NOTLAR
Isaac ve Taissia’nın oğlu.
1918’de Sasha Soljenitsin doğdu. Isaac vefat etti.
Annesiyle Rostov’da yaşıyor.
1940 ilk evliliği. Mutlu geçmiyor.
1941’de Matematik ve Fizik tahsili yapmış olarak askere
gidiyor. Rostov Uni.
Anne ve babası |
İlk evlilik |
İlk hikayelerini 1942 yılında cephede yazdı. Topçu. Cesur.
Yüzbaşılığa terfi 1945’de arkadaşına yazdıkları sakıncalı bulunup görev yerinde
tutuklanıyor ve elli yıl boyunca huzur vermiyorlar.
Bir Kazak köyünde gömüldü.
Eternal residence
O köyde öğretmenlik yapmış, yazı yazmış.
Kanserden hastanede yatarken durmadan kanser üzerine okumuş.
Sonra düzelmiş.
Natalia Dmitrievna Svetlova |
Natalia Dmitrievna Svetlova ile 1970’te evlendiler.
Birbirlerini çektikleri fotolar.
1970-73 arası 3 erkek çocuklarıoldu. USSR’den kovulduktan
sonra Vermont USA’da çekldi foto. 18 yıl burada yaşadılar. Yermalay, Ignat,
Stepan.
Çocuklar Amerikan okullarına gittiler ama Rusça ve diğer
dersleri evde verdi ebeveynleri.
Ortadaki Mitya. Natalia’Nnn ilk evliliğinden oğlu. Kalp rahatsızlığından rahmetli.
Aileye önem veriyor. Aradığı harmony’nin önemli bir parçası.
Trud ve rodina diğer bağlılıkları.
1994 yılında gençliğinden beri istediği işi başardı. Rus
devrimi hakkında birkitap: “Krasnaya Kaliso” Red Wheel. The reality of the
revolution. Kendi halkı okumadı yine bu kitabı da .
1994 yazında Soljenitsinler dev kütüphaneleri ve arşivlerini
alıp Rusya'ya döndü.
Natalya röportajda “bir
şeyler vermekten”mutlu olurdu diyor.
Natalya vakur ama sevecen, çok asil bir kadın izlenimi verdi.
Sizin için halk olarak bir şey yapamadık deyince doğru değil
dedi samimiyetle. Hiç şikayet etmedi. Gördükleri iyiliklerden bahsetmeyi
yeğledi. Buğulu bakışları var. Aleksander, "O ülkeden gönderilirken herkes sustu" deyince “Onların
sessizliğinin duyulmasını sağladı Soljenitsin” diye cevapladı. Gözleri dalıp gidiyor hem
uzak hem yakın bir yerlere konuşurken. Çok eziyet çekmiş ama duygularını diri tutabilmiş, zihnini nefretle bulandırmamış güçlü bir kadın.
Not: Slavlarla konuşurken bazılarının, özellikle yaşlıların, konuşurken "düşünce araları" verdiklerini gözlemlemiştim. Sessizliği doldurmak için değil, düşüncesini ifade etmek için konuşuyorlar. Soljenitsin'lerde de var bu. İkisinde de. Bizde ise sanki sessizlikten korkulur. Sessizlik olmasında ne olursa olsun mantığıyla düşüncesiz sözler dökülür ortaya. Aceleye getiririz konuşmalarımızı. İki toplum arasındaki farklardan biri de buydu gözlemlediğim kadarıyla. Bu belgeselde bir kez daha hatırlamış oldum.
Not: Slavlarla konuşurken bazılarının, özellikle yaşlıların, konuşurken "düşünce araları" verdiklerini gözlemlemiştim. Sessizliği doldurmak için değil, düşüncesini ifade etmek için konuşuyorlar. Soljenitsin'lerde de var bu. İkisinde de. Bizde ise sanki sessizlikten korkulur. Sessizlik olmasında ne olursa olsun mantığıyla düşüncesiz sözler dökülür ortaya. Aceleye getiririz konuşmalarımızı. İki toplum arasındaki farklardan biri de buydu gözlemlediğim kadarıyla. Bu belgeselde bir kez daha hatırlamış oldum.
Natalia Dmitrievna Svetlova (Alya) |
Resim yazısı ekle |
Rusya’da yerleştikleri evin etrafı orman.
1970 nobel ödülü
Sokurov ile Soljenitsin ormanda yürüyüş yaparak
konuşuyorlar.
“Kazakistan’daki sürgün yıllarımda güneş sürekli
tepemizdeydi. Rusya’ya döndüğümde yağmur sonrası orman çok güzeldi. I cant live
without direct contact with Earth. I cant stand many storied houses. I feel as
if I were in a prison there”
Abakumov doğadan nefret edermiş. Protiv–estestvanıy
diyorlar. İkinci cümlede protivo-prirodnıy olarak devam ediyor.
“Prirodnıy dannıy’a büyük önem verilmeli. Bunların nasıl
gelişecekleri bize ve circumstances’a bağlı. “
“İnsanın kötülüğe sapmasında sadece şartları suçlayanlara
Dostoyevski gülmüştü. There is no justification. Ben bunu gözlemledim. Ben hem
savaşta, hem kanser hastanesinde hem çalışma kampında bulundum. Koşullar herkes
için aynı ölçüde zordu ama herkes farklı şekilde tepki veriyordu, mücadele için
farklı yolları seçiyordu. A man must understand his own ways alone. Ama bunu
yapmak göründüğü kadar kolay değil. ”
“İnsan hayatının çoğunu eylem (deystvie) içinde geçiriyor ve bu
harala gürele içinde bazı şeyleri fark edemiyor. Yaşlanmak manevi bir yer
açıyor hayatta. Düşünme fırsatı oluyor “
Cruelty (jestokost) and kindness (dobrina) are the two poles
ama çoğunluk ikisi arasında.”
Yürüdükleri orman yolunda belli aralıklarla 3 bank var.
Dinlene dinlene müthiş doyurucu bir sohbet oluyor.
“There are two things of truly beauty (velikiy savirşenstva).
Selena and sam çelavek. Universe and humans. “
Yıldırım ağacı ikiye ayırmış.
"Vermont, US’deki ormanlık alanlarla kıyasladım. Orası daha soğuktu. Amerika’da
kuş sesleri duyulmuyrodu. Bir de onlarda dallar aşağıda da vardı. Bizde yukarı
uzanana kadar çamlarda dal yoktu.Amerikadayken doğaya ilgim azalmıştı. Fazla bahsetmezdim yazdıklarımda.
20 yıl. Buraya gelince yine yakınlaştım. ”
Bu orman yürüyüşü akıllardan çıkmayacak bir sekans olmuş.
Bu orman yürüyüşü akıllardan çıkmayacak bir sekans olmuş.
Strah mertvi – ölüm korkusu
Smirt için estestvenıy prihod – doğal bir geçiş, drugoy
jiznıy olarak görüyor. "Rus mujikleri bunu içselleştirmişti hep ve huzurlu
ölmüşlerdir. “
Bir tanrı inancı var.
"Dinler bir kalkan, bir fren gibidir kötülük önünde. Artık
Rusya’da repentance yok. Ben geri gelmesini istedim. Herkes güldü. Ben bazen yazdıklarımda
günah çıkarıyorum. Hemen “işte itiraf etti” diye üstüen atlıyorlar ama
kendileri de aynı ieyi yapmayı düşünmüyorlar. Kimsenin umurunda değil. Jadnasti
(greed) daha büyük bir dert…Gubit celaveçestva, vseh ludey.”
“Mne bolşiy ne nujna” diyemiyoruz. Yişo Yişo sürekli.
Jadnasti, ujasna..”
Sokurov: “Kar niye
bize huzur verir?”
Soljenitsin: “Sıcakta olursan huzur verir tabii”
En düşük -35 derecede çalışmış. Bu derecelerde çalışmaları
durdururlarmış kampta bazen.
Önce komünistler benden nefret ederdi, sonra da kazaklar.
Çünkü kazakistan’In Rusyayla birleşmesini söylemiş, bazı bölgelerinde tamamen
Ruslar varmış. Affetmemişler ve ölüme mahkum etmişler.
46. dakikada ilk bölüm bitti.
Ftaraya çast (Second Part)
Çalışma odası yukarıda. Sokurov ile konuşurken yularıdan
gelen sesleri dinliyorlar.
Natalya: “Günlerce aynı yemeği yiyebilir. Yemek ya da
kıyafeti hiç sorun yapmaz. Sveta (light) ve tişina (sessizlik) dışında bir şeye
ihtiyacı olmaz çalışırken.”
Vermont’ta öğlen 13.00’e kadar çocukların oyun oynaması
yasakmış. Çalışırken mutlaka sessizlik istiyor.
Nat: “Now I think, did Vermont really exist?”
İki çalışma odası var. Biri yazlık diğeri kışlık, daha
küçük.
Burada Sokurov anlatıcı olarak Rusça konuşuyor . “İkinci
katta yatak odası ve iki çalışma odası var diyor (Na vtaroma etaja u doma…)”.
Alt yazıda birinci kat olarak geçiyor. İngilizce alt yazılar hardcoded ve
sorunlu. Ama genel olarak fena değil.
Raboçıy stol pisateliy
Klasiçeskiy muzik dinlemeyi seviyor.
Bir eski bir de yeni arhiva var evde.
Foundation kurmuşlar. Mektuplar geliyor. Çoğu yardım istiyor. Eski Gulag mahkumlarına yardım etmeye çalışıyorlar. Yerel idarelerin elinde listeler var. Volgograd, stavropol region ları listeleri mesela. Durumlarını öğrenmek istediklerini soruyorlar mektupla ve yazmalarını istiyorlar. %85-90’ı cevap veriyor. Bazılarına regulyarnıy bazılarına one-time pomoşt.
Devletten hiç bir yardım yok
Natalya hem editörlüğünü yapıyor hem daktilo ediyor. 20 ciltlik collected works.
Pyatigorsk – Pitigorsk
Peterburg kütüphanesinde de kitabınız var mı diye sorunca "Asla Peterburg demem, Petrograd!" dedi. Peterburg isminin WW1’de değiştirilmesine
olumlu bakıyor. "Başkentimiz niye yabancı kelimeyle anılsın ki ? Niye burg eki
olsun ki?" Çar Petır, dutch gibi telaffuz edermiş o zamanlar: “PetırburH”.
Şimdi Sankt Petırburg (Saint Petersburg in English) diyorlar. Niye? Petırgrad
olmalı. “Lenin oblast sayılıyor, o da Petırgrad oblast olabilirdi”
“Kampta her kitap okunamıyor. Edebi çalışmalarımı gizlice yürüttüm. Fırsat buldukça sözlük okurdum. Deli derlerdi. Rusçam bu sayede çok gelişti."
Dört cilt okuyor (Dahl Dictionary) ve notlarını 4 deftere çıkarıyor. Bunlardan “Dictionary of Language Extension” çıkıyor. “35 yılımı aldı”
“Farklı deyimleri ya da diyalektleri not aldım hep. Mesela
“Ivan Denisoviç” Ryazan’ın doğusundaki Meşçerıy (Meshchera) dialektinde
konuşur."
Bu diyalektleri ve yeni deyim ve kelimeleri kullandığım için
çok eleştiri aldım. Otantik rusya ile bağımız çok azaldı. O kadar ki özbeöz
Rusça kullanınca ben uyduruyorum sanıyorlar. Abustroit (to arrange, complete”.
Bu kelimeyi kullandım diye broşürü yasakladılar. 20 tane edatımız var. Her
fiil bunlarla kullanılabilir. Deneyince hemen yine itiraz ediyorlar. Zaten olan
şeyleri eşleştiriyorum, uydurmuyorum ki..!”
“Batı edebiyatında plot önceliğe sahiptir. Dastayevski plot’a
önem verdi. Belki bu Batı’ya açılabilmesini sağladı. Burada küçük görülüyordu. Pek
tanınmayan bir yazar olarak öldü. Dastayevski’yi Batı keşfetti. Neyi
kaybettiğimizi o zaman anladık. “
Sokurov: “İki çeşit
plot vardı Dastaeyvski’de. Karakterlerinki ve ahlaki plot."
Soljenitsin: “Katılıyorum, ama ahlaki olan için plot demek
doğru olmayabilir. Aslında moral plot da denilebilir. Framework of the narrative denielbilir belki.
Ya da “pivot of the narrative” . Plot is a chain of events and the reactions of
the characters to them. “
Soljenitsin: “Dasteyevskiy şirokım çitateli’yi ihmal etmedi. Süjetım
jitelskim bu yüzden hep yer aldı yazdıklarında.
Sokurov: “Belki paraya ihtiyacı olduğu için böyle yaptı? Zor
bir hayatı oldu”
Soljenitsin: “Bence tamamen paraya
bağlayamayız. Common plot ve moral plot olarak. Moral plot’u daha çok önemsedi
ama common plot’u da elden bırakmadı.
Sokurov: “Ondan önce moral plot kullanan var mıydı Rus
edebiyatında?”
Saljenitsin (Düşündükten sonra): Karamzin. Nravstvenım sujetam’a ilgi
duyuyordu. Historiya Gasudarstva rasinsko eseri nravstven atsenkami ile dolu. Ahlaki
yargılar.
“Rus edebiyatında ahlaki değerler hep var oldu. Şimdilerde
estetizm diyor herkes. Sabun köpüğü gibi eserler çıkar estetizm ile.
Saljenitsin: “Hep Ablomov, Pechorin, Anyegin gibi karakterleri
konuşuyoruz. Bunlar var olanı sorgulayan isimler. Stroyteli nerede? Rusya’yı
inşa eden karakterler nerede? 18 yy da Sibirya? Bu insanlar Rus edebiyatında ihmal edildi. Herhalde Gogol bu yolu açtı ve oradan devam etti. Satirik,
ironik yazılar.
Saltikov Şedrin
“Gogol’un "mertva duşıy” romanının ikincisini yazamaması
rastlantı değildir."
“Bir eser için dramatism şart değildir. Sakin de
ilerleyebilir. “
“Söylenmemiş bir şeyler var mı hala?”
"Söyletmedikleri çok şey var. İlk sorgumu hiç unutmam.
Odanın ortasında kocaman bir kağıt yığını vardı. Gece birinin evini aramışlar ve
buldukları yazıları inceleyeceklermiş. Kağıtlar var kitaplar var, inanılmaz
yüksek bir yığın. Benim 5 defterlik savaş günlüklerim yakılmıştı. Karşımda ise
çok daha büyük bir yığın duruyordu. 1917’den sonra tüm hayatımız değişti.
Herkes değişti. Sovyet dönemindeki kadar jestokost Rusya’da hiç görülmedi. Ya
ben seni yiyecektim ya sen beni. Ya ben saha ihanet edecektim, ya sen bana. Vot
tak."
Rasputin (contemporary writer) için “Nejnıy duşa, haroşıy,
çistıy
Sakurov: "Ruhunuz daha genç mi yaşlı mı?"
Saljenitsin: "Trudnıy vapros. Ne magu atvetit. My soul and body, we lived
together."