25 Ağustos 2017 Cuma

Uzel: Soljenitsin Sohbetleri (1) (2000)


The Knot - Bölüm 1 -  Soljenitsin
Soljenitsin ve eşiyle meşhur Rus yönetmen Aleksandır Sokurov'un gerçekleştirdiği söyleşiler. Bizzat evlerine gidiyor. Rus edebiyatının dünü ve bugünü, Gulag dönemi, Amerika'ya kaçış, Rusya'ya dönüş, ve vakfın çalışmaları. Tüm bu konulardaki bilgilerin yanında Soljenitsin ile Sokurov'un ormanda yürüyerek sohbet edişleri en etkileyici kısımdı. Kuş sesleri eşliğinde "düşünerek konuşulan" halis bir sohbet. Yürüyerek konuşmaya bayılan beni mest etti. Evde ise onca eziyetten sonra eşi Natalya'nın vakur duruşu hayranlık uyandırıcıydı.

İngilizce’ye tercümede eksikler olsa da geneli takip edilebilir kalitede. Devamı da var. Bir ara o notları da paylaşacağım. 


NOTLAR

Isaac ve Taissia’nın oğlu.
1918’de Sasha Soljenitsin doğdu. Isaac vefat etti.
Annesiyle Rostov’da yaşıyor.
1940 ilk evliliği. Mutlu geçmiyor.
1941’de Matematik ve Fizik tahsili yapmış olarak askere gidiyor. Rostov Uni.

Anne ve babası





İlk evlilik





İlk hikayelerini 1942 yılında cephede yazdı. Topçu. Cesur. Yüzbaşılığa terfi 1945’de arkadaşına yazdıkları sakıncalı bulunup görev yerinde tutuklanıyor ve elli yıl boyunca huzur vermiyorlar.
Bir Kazak köyünde gömüldü.
Eternal residence
O köyde öğretmenlik yapmış, yazı yazmış.
Kanserden hastanede yatarken durmadan kanser üzerine okumuş. Sonra düzelmiş.





Natalia Dmitrievna Svetlova



Natalia Dmitrievna Svetlova ile 1970’te evlendiler. Birbirlerini çektikleri fotolar.
1970-73 arası 3 erkek çocuklarıoldu. USSR’den kovulduktan sonra Vermont USA’da çekldi foto. 18 yıl burada yaşadılar. Yermalay, Ignat, Stepan.
Çocuklar Amerikan okullarına gittiler ama Rusça ve diğer dersleri evde verdi ebeveynleri.
Ortadaki Mitya. Natalia’Nnn ilk evliliğinden oğlu. Kalp rahatsızlığından rahmetli. 








Aileye önem veriyor. Aradığı harmony’nin önemli bir parçası. Trud ve rodina diğer bağlılıkları.
1994 yılında gençliğinden beri istediği işi başardı. Rus devrimi hakkında birkitap: “Krasnaya Kaliso” Red Wheel. The reality of the revolution. Kendi halkı okumadı yine bu kitabı da .
1994 yazında Soljenitsinler dev kütüphaneleri ve arşivlerini alıp Rusya'ya döndü.




Natalya röportajda “bir şeyler vermekten”mutlu olurdu diyor.
Natalya vakur ama sevecen, çok asil bir  kadın izlenimi verdi.

Sizin için halk olarak bir şey yapamadık deyince doğru değil dedi samimiyetle. Hiç şikayet etmedi. Gördükleri iyiliklerden bahsetmeyi yeğledi. Buğulu bakışları var.  Aleksander, "O ülkeden gönderilirken herkes sustu" deyince “Onların sessizliğinin duyulmasını sağladı Soljenitsin” diye cevapladı. Gözleri dalıp gidiyor hem uzak hem yakın bir yerlere konuşurken. Çok eziyet çekmiş ama duygularını diri tutabilmiş, zihnini nefretle bulandırmamış güçlü bir kadın.

Not: Slavlarla konuşurken bazılarının, özellikle yaşlıların, konuşurken "düşünce araları" verdiklerini gözlemlemiştim. Sessizliği doldurmak için değil, düşüncesini ifade etmek için konuşuyorlar. Soljenitsin'lerde de var bu. İkisinde de. Bizde ise sanki sessizlikten korkulur. Sessizlik olmasında ne olursa olsun mantığıyla düşüncesiz sözler dökülür ortaya. Aceleye getiririz konuşmalarımızı. İki toplum arasındaki farklardan biri de buydu gözlemlediğim kadarıyla. Bu belgeselde bir kez daha hatırlamış oldum.  

Natalia Dmitrievna Svetlova (Alya)




Resim yazısı ekle


Rusya’da yerleştikleri evin etrafı orman.
1970 nobel ödülü

Sokurov ile Soljenitsin ormanda yürüyüş yaparak konuşuyorlar.
“Kazakistan’daki sürgün yıllarımda güneş sürekli tepemizdeydi. Rusya’ya döndüğümde yağmur sonrası orman çok güzeldi. I cant live without direct contact with Earth. I cant stand many storied houses. I feel as if I were in a prison there”




Abakumov doğadan nefret edermiş. Protiv–estestvanıy diyorlar. İkinci cümlede protivo-prirodnıy olarak devam ediyor.

“Prirodnıy dannıy’a büyük önem verilmeli. Bunların nasıl gelişecekleri bize ve circumstances’a bağlı. “
“İnsanın kötülüğe sapmasında sadece şartları suçlayanlara Dostoyevski gülmüştü. There is no justification. Ben bunu gözlemledim. Ben hem savaşta, hem kanser hastanesinde hem çalışma kampında bulundum. Koşullar herkes için aynı ölçüde zordu ama herkes farklı şekilde tepki veriyordu, mücadele için farklı yolları seçiyordu. A man must understand his own ways alone. Ama bunu yapmak göründüğü kadar kolay değil. ”

“İnsan hayatının çoğunu eylem (deystvie) içinde geçiriyor ve bu harala gürele içinde bazı şeyleri fark edemiyor. Yaşlanmak manevi bir yer açıyor hayatta. Düşünme fırsatı oluyor “

Cruelty (jestokost) and kindness (dobrina) are the two poles ama çoğunluk ikisi arasında.”
Yürüdükleri orman yolunda belli aralıklarla 3 bank var. Dinlene dinlene müthiş doyurucu bir sohbet oluyor.

“There are two things of truly beauty (velikiy savirşenstva). Selena and sam çelavek. Universe and humans. “



Yıldırım ağacı ikiye ayırmış.
"Vermont, US’deki ormanlık alanlarla kıyasladım. Orası daha soğuktu. Amerika’da kuş sesleri duyulmuyrodu. Bir de onlarda dallar aşağıda da vardı. Bizde yukarı uzanana kadar çamlarda dal yoktu.Amerikadayken doğaya  ilgim azalmıştı. Fazla bahsetmezdim yazdıklarımda. 20 yıl. Buraya gelince yine yakınlaştım. ”

Bu orman yürüyüşü akıllardan çıkmayacak bir sekans olmuş. 

Strah mertvi – ölüm korkusu
Smirt için estestvenıy prihod – doğal bir geçiş, drugoy jiznıy olarak görüyor. "Rus mujikleri bunu içselleştirmişti hep ve huzurlu ölmüşlerdir. “
Bir tanrı inancı var.





"Dinler bir kalkan, bir fren gibidir kötülük önünde. Artık Rusya’da repentance yok. Ben geri gelmesini istedim. Herkes güldü. Ben bazen yazdıklarımda günah çıkarıyorum. Hemen “işte itiraf etti” diye üstüen atlıyorlar ama kendileri de aynı ieyi yapmayı düşünmüyorlar. Kimsenin umurunda değil. Jadnasti (greed) daha büyük bir dert…Gubit celaveçestva, vseh ludey.”

“Mne bolşiy ne nujna” diyemiyoruz. Yişo Yişo sürekli. Jadnasti, ujasna..”
Sokurov: “Kar niye bize huzur verir?”
Soljenitsin: “Sıcakta olursan huzur verir tabii”

En düşük -35 derecede çalışmış. Bu derecelerde çalışmaları durdururlarmış kampta bazen.
Önce komünistler benden nefret ederdi, sonra da kazaklar. Çünkü kazakistan’In Rusyayla birleşmesini söylemiş, bazı bölgelerinde tamamen Ruslar varmış. Affetmemişler ve ölüme mahkum etmişler.

46. dakikada ilk bölüm bitti. 






Ftaraya çast (Second Part)

Çalışma odası yukarıda. Sokurov ile konuşurken yularıdan gelen sesleri dinliyorlar.
Natalya: “Günlerce aynı yemeği yiyebilir. Yemek ya da kıyafeti hiç sorun yapmaz. Sveta (light) ve tişina (sessizlik) dışında bir şeye ihtiyacı olmaz çalışırken.”

Vermont’ta öğlen 13.00’e kadar çocukların oyun oynaması yasakmış. Çalışırken mutlaka sessizlik istiyor.

Nat: “Now I think, did Vermont really exist?”
İki çalışma odası var. Biri yazlık diğeri kışlık, daha küçük.

Burada Sokurov anlatıcı olarak Rusça konuşuyor . “İkinci katta yatak odası ve iki çalışma odası var diyor (Na vtaroma etaja u doma…)”. Alt yazıda birinci kat olarak geçiyor. İngilizce alt yazılar hardcoded ve sorunlu. Ama genel olarak fena değil. 

Raboçıy stol pisateliy
Klasiçeskiy muzik dinlemeyi seviyor.
Bir eski bir de yeni arhiva var evde.

Foundation kurmuşlar. Mektuplar geliyor. Çoğu yardım istiyor. Eski Gulag mahkumlarına yardım etmeye çalışıyorlar. Yerel idarelerin elinde listeler var. Volgograd, stavropol region ları listeleri mesela. Durumlarını öğrenmek istediklerini soruyorlar mektupla ve yazmalarını istiyorlar. %85-90’ı cevap veriyor. Bazılarına regulyarnıy bazılarına one-time pomoşt.
Devletten hiç bir yardım yok

Natalya hem editörlüğünü yapıyor hem daktilo ediyor. 20 ciltlik collected works.
Pyatigorsk – Pitigorsk
Voronej _ varonj



















Peterburg kütüphanesinde de kitabınız var mı diye sorunca "Asla Peterburg demem, Petrograd!" dedi. Peterburg isminin WW1’de değiştirilmesine olumlu bakıyor. "Başkentimiz niye yabancı kelimeyle anılsın ki ? Niye burg eki olsun ki?" Çar Petır, dutch gibi telaffuz edermiş o zamanlar: “PetırburH”. Şimdi Sankt Petırburg (Saint Petersburg in English) diyorlar. Niye? Petırgrad olmalı. “Lenin oblast sayılıyor, o da Petırgrad oblast olabilirdi”

“Kampta her kitap okunamıyor. Edebi çalışmalarımı gizlice yürüttüm. Fırsat buldukça sözlük okurdum. Deli derlerdi. Rusçam bu sayede çok gelişti."

Dört cilt okuyor (Dahl Dictionary) ve notlarını 4 deftere çıkarıyor. Bunlardan “Dictionary of Language Extension” çıkıyor. “35 yılımı aldı”

“Farklı deyimleri ya da diyalektleri not aldım hep. Mesela “Ivan Denisoviç” Ryazan’ın doğusundaki Meşçerıy (Meshchera) dialektinde konuşur."

Bu diyalektleri ve yeni deyim ve kelimeleri kullandığım için çok eleştiri aldım. Otantik rusya ile bağımız çok azaldı. O kadar ki özbeöz Rusça kullanınca ben uyduruyorum sanıyorlar. Abustroit (to arrange, complete”. Bu kelimeyi kullandım diye broşürü yasakladılar. 20 tane edatımız var. Her fiil bunlarla kullanılabilir. Deneyince hemen yine itiraz ediyorlar. Zaten olan şeyleri eşleştiriyorum, uydurmuyorum ki..!”
















“Batı edebiyatında plot önceliğe sahiptir. Dastayevski plot’a önem verdi. Belki bu Batı’ya açılabilmesini sağladı. Burada küçük görülüyordu. Pek tanınmayan bir yazar olarak öldü. Dastayevski’yi Batı keşfetti. Neyi kaybettiğimizi o zaman anladık. “

Sokurov: “İki çeşit plot vardı Dastaeyvski’de. Karakterlerinki ve ahlaki plot."
Soljenitsin: “Katılıyorum, ama ahlaki olan için plot demek doğru olmayabilir. Aslında moral plot da denilebilir.  Framework of the narrative denielbilir belki. Ya da “pivot of the narrative” . Plot is a chain of events and the reactions of the characters to them. “

Soljenitsin: “Dasteyevskiy şirokım çitateli’yi ihmal etmedi. Süjetım jitelskim bu yüzden hep yer aldı yazdıklarında.

Sokurov: “Belki paraya ihtiyacı olduğu için böyle yaptı? Zor bir hayatı oldu”
Soljenitsin: “Bence tamamen paraya bağlayamayız. Common plot ve moral plot olarak. Moral plot’u daha çok önemsedi ama common plot’u da elden bırakmadı.
Sokurov: “Ondan önce moral plot kullanan var mıydı Rus edebiyatında?”
Saljenitsin (Düşündükten sonra): Karamzin. Nravstvenım sujetam’a ilgi duyuyordu. Historiya Gasudarstva rasinsko eseri nravstven atsenkami ile dolu. Ahlaki yargılar.

“Rus edebiyatında ahlaki değerler hep var oldu. Şimdilerde estetizm diyor herkes. Sabun köpüğü gibi eserler çıkar estetizm ile.

Saljenitsin: “Hep Ablomov, Pechorin, Anyegin gibi karakterleri konuşuyoruz. Bunlar var olanı sorgulayan isimler. Stroyteli nerede? Rusya’yı inşa eden karakterler nerede?  18 yy da Sibirya? Bu insanlar Rus edebiyatında ihmal edildi. Herhalde Gogol bu yolu açtı ve oradan devam etti. Satirik, ironik yazılar.

Saltikov Şedrin
“Gogol’un "mertva duşıy” romanının ikincisini yazamaması rastlantı değildir."
“Bir eser için dramatism şart değildir. Sakin de ilerleyebilir. “

“Söylenmemiş bir şeyler var mı hala?”
"Söyletmedikleri çok şey var. İlk sorgumu hiç unutmam. Odanın ortasında kocaman bir kağıt yığını vardı. Gece birinin evini aramışlar ve buldukları yazıları inceleyeceklermiş. Kağıtlar var kitaplar var, inanılmaz yüksek bir yığın. Benim 5 defterlik savaş günlüklerim yakılmıştı. Karşımda ise çok daha büyük bir yığın duruyordu. 1917’den sonra tüm hayatımız değişti. Herkes değişti. Sovyet dönemindeki kadar jestokost Rusya’da hiç görülmedi. Ya ben seni yiyecektim ya sen beni. Ya ben saha ihanet edecektim, ya sen bana. Vot tak."

Rasputin (contemporary writer) için “Nejnıy duşa, haroşıy, çistıy

Sakurov: "Ruhunuz daha genç mi yaşlı mı?"
Saljenitsin: "Trudnıy vapros. Ne magu atvetit. My soul and body, we lived together."    








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...