Kuzey Kalesi: Werner Herzog'dan İnternet Belgeseli: Lo and Behold (2016)

1 Ocak 2018 Pazartesi

Werner Herzog'dan İnternet Belgeseli: Lo and Behold (2016)

Lo and Behold:

Reveries of the Connected World

"Its the code you added sir. The reveries."
Bernard Lowe / Westworld dizisi

İnternet, genel olarak irili ufaklı elektronik iletişim ağları ve yapay zekanın yaşamlarımız üzerindeki etkileri ve geleceğini konu alan 2016 yapımı bir Werner Herzog belgeseli.

UCLA’da başarılı olunan ilk internet denemesiyle başlıyor. Diğer bilgisayara “log” yazacaklarken sadece “lo” kısmı girilebiliyor ve makineler kilitleniyor. Herzog buradan “lo and behold” ("Bak ve gör" manasında, beklenmedik olaylara tepki olarak da kullanılan ifade) deyimini göndermeli bir isim olarak seçmiş filmine: Lo and Behold: The Reveries of the Connected World.

Belgesel 9 bölüme ayrılmış. İnternetin başlangıcıyla perdeleri açtıktan sonra otomobil teknolojisinde akıllı arabaların kazaları öngörebilmesi gibi network’lerin yeni teknolojilerin kullanımında sağladığı faydalara göz atıyoruz. Üçüncü bölüm internet'in zararlarına ayrılmış, kazada kaybettikleri kızlarının parçalanmış görüntülerinin gönderildiği bir aile konuk edilmiş. Sonrasında wireless radiation’dan rahatsız olan insanların sığındığı bir merkez (Better Call Saul’dan Chuck’ı hatırlattı hemen :)) ziyaret ediliyor ve ardından oyun bağımlılarından portreler var. İnternet'in zararlarından sonra internete zarar verebilecek bir güç olan Solar cycle ve elektronik ağlar üzerindeki muhtemel etkileri hakkında konuşuluyor. Derken dünyanın belki en meşhur hacker’ı Kevin Mitnick’le yapılan röportajlarda adamın anlattıkları insanı gülümsetiyor. Elon Musk ile Mars’ta internet konusu konuşulup, yapay zeka hakkında uzmanların öngörülerine başvuruluyor. Son bölümde ise, internetin gelecekteki evrimi üzerine fikirler ve bunun insanlık üzerindeki muhtemel etkileri üzerine düşünceler var (Origin romanını da hatırladığımızda son dönemde popüler bir alan).

Özellikle Early Days, Life Without the Internet ve Earthly Invaders kısımları hoşuma gitti.

Leonard Kleinrock, Ted Nelson, Adrien Treuille, Sebastian Thrun, Jay Lockman, Jennifer Wood, Hilarie Cash, Lucianne Walkowicz, Jonathan Zittrain, Kevin Mitnick, Shawn Carpenter, Elon Musk, Marcel Just, Toni Mitchell, Michael Vandeweghe isimlerinin görüşleri akıllıca, konuya ilgisi olanlar takip etmeli bence.

Kesinlikle bilgilendirici, çok yönlü ama birkaç kısım dışında değişik bir söyleyemeyen, internet’in artıları ve eksilerine yönelik eklektik bir çalışma. Tekrar seyrederim.

Sonlara doğru Werner Herzog Prusyalı savaş teorisyeni Carl von Clausewitz’in bir sözüyle Philip Dick’in “Do Androids Dream of Electric Sheep?” lafını kaynaştırarak sorar:

“The Prussian war theoretician Clausewitz once famously said ‘Sometimes war dreams of itself’. Could it be that the internet starts to dream of itself?

Jonathan Zittrain: “The web is the internet dreaming of himself”

Werner Herzog

NOTLAR

I.Early Days

Bob Kahn Ve Ted Nelson odaklı

1969 Calif Uni İnternet’in başladığı yer.

İnternetin ilk cihazı

Mini computer called as packet switch

İlk mesaj buradan gitmiş.

Log defterinde Stanford Research ınstitute ile konuşmaları kayda geçmiş.

“Log” yazılıyor g’yi yazarken bilgisayar çöküyor ve ilk yazılan mesaj “Lo” olarak kalıyor.

Colomb’Un kara göründü diyen denizicisiyle eşdeğer dedi ki doğru.

1973’de Bob Kahn ve Vinz internet protokolünü ortaya çıkarır.

Law of large numbers: a large population of unpredictable players, or bet messages, collectively behaves in a very predictable fashion. A fashion we can formulate exactly. Therefore we can predict the performance of a network when its large”

1960lar. Daha Apple PC çıkmamış.

Ted Nelson netin fikrine sahip.

“Writing is the process of reducing the tapestry of interconnection to a narrow sequence.

II.The Glory of the Net

Adrien Treuille, Sebastian Thrun, Joydeep Biswas

Biomolecule folding kurallarından bir oyun yaratıyor. Yüzbinlerce insan akın ediyor ve web oyununa ve çözüyorlar.

Oyunun arka planı su içinde geçiyor. Yaşamın su içinde oluşmasından hareketle. Her moelkülün kendi sesi var.

Real chemical results of actual molecules model alınarak tasarlanmı. “Played by humans but scored by nature. Nature determines who wins and who loses the game”

Sebastian Thrun

Famous for self-driving cars

Stanford da ders verirken online derslere başlıyor. Stan’de 200 stu. 160.000 stu. Sonunda iki grubu karşılaştırmış. İlk 412 öürenci online olanlar çıkmış. Her Staford’lı öğrenciye karşılık ondan daha iyi 412 öğrenci oraya gidemiyor denklemini kuruyor kafasında.

Raj Raj Kumar (Otomotiv mühendisi)

Kompüterize arabalar

Yol boyunca sürekli farklı network’lerle iletişim halinde. Deneyim kişisel olmaktan çıkıp, kollektivize edilen ulaşılabilir bir bilgi parçacığına dönüştürülerek paylaşımda tutuluyor. Arabalar birbirinin başına gelenlerden öğrenebilecek.

Robotlarla maç. Kontrol yok.

Robocup.

III The Dark Side

Catsouras Family, Kızları araba kazasında ölünce neredeyse kafası kopmuş kızın resmi ilk yardıma gidenler tarafından paylaşılıyor nette.Babaya dead girl waking ..woo hoo I’m still alive dady diye resmi mesaj atmışlar.

Hate mail ler geliyor yığınla

“There is no dignity or respect on the internet because we re not held accountable”

İşte dinlerin bana göre yığınla zararına karşılık daha fazla yarar sağladığı en önemli katkıları uygarlığa: “the notion of being held accountable”

Anne antichrist diyor internet için, bu abartı oldu işte!

IV Life Without the Net

Bu teleskop (100m civarında çapta) Işık yerine radiowaves’i picks up.

Kendi galaksimizdeki kara deliği keşfetti.

In the visitors center, u can roll ur coin into a fumble which resembles a black hole. Ur coins indeed disappear irretriavably.

Yakınlarda bir uygarlık varsa galaksimizde, belki tvlerini ya da radyolarını radarlarını falan alabliriz diyor.

“They’ve travelled so far that they re so faint that typically they contain a lot less energy than the energy of a falling snow flake.”

The enemy of the radioastronomy is the natural radio signals that we make on earth either deliberately or accidentally. Things like microwave ovens (their radiation may blind us to the signals coming frm distant stars), cll phones are billions of more tiems fstronger than such faint signals as well. Satelites: they beam straight down on us. Music stations. Teleskobun olduğu yerde smart phone dumb out. İzole etmişler. Witnin ten miles, her türlü wireless’dan free.

Jennifer Wood

1996’da cep tel patlaması yaşanıyor.

25 kilo kadar kaybetmiş. Nearly died 3kez. Wireless radiation signals etkiiyor. Honolulu’da architect’miş kadın.Yerde yatmak iyi geliyor bazen yoğun radiation hissettiğinde. Ground emits 7.83 hertz. The natural rhythm for animals.

Faraday cage. Arabada yaşamak da iyi geliyor. Başka bir kadın birkaç yıl faraday cage’de kalıyor. Kocası yemeğini getiriyor. Çıkamıyor. Ciddi bir hastalık. Kırda oturuyorlar mecburen.

Internet addiction rehab center / Seattle

Restart was established.

Güney Kore’de oyuna kaptırınca kendini bebeğine bakmayan ve ölümüne (açlıktan) sebep oalrak hapse giren çift. Oyunda da genç bir kızın bakımından sorumluymuşlar. Çok ilginç.

Hilarie Cash (Internet Addiction Specialist)

Lack of movement sebebiyle trombozdan leg amputated. Kore ve Çin’de insanlar ekran başında ölüyor. Dying at the computer. Neglecting bodily physical needs.

South Korea’da diaper giyerek tuvvalete gitmeden oyun oynayabiliyorlar aralıksız.

Durmadan oyun oynayan insanlardan deneyimler.

Chloe oyundaki karakterleri özlüyormusun diye sorulunca cevap vermedi çünkü bu kounalra girmek iyileşme sürecime zarar verip özlememe sebep olabilir dedi haklı olarak. Doğru.

Resist-desist

“Oyunu hayattan daha fazla düşünmeye başladığınız anda kritik safhadasınızdır.” Tom (former addict)

V.The End of the Net

“Our sun gives off life. At the same time, Our sun is hostile and destructive. Protuberances unimaginably in size are being hurled into the universe. This flares may become the undoing of modern civilization."

“Best known example of a large scale solar flare is an event called the “Carrington event” which happened in 1859”.

Carrington birghtness change olarak fark eder. O kadar şiddetlidir ki çıplak gözle anlar. Very uncommon. Aurora’Nın Ekvatora yakın yerlerde bile görüldüğü söyleniyor. Induced currents in telegraphy wires that created fires in the paper of the teleraph machines. Telgraf makinesinin kağıdında ateş oluşmasına sebep olmuş. O dönem elektrikli fazla ciahz olmadığı için etkisi büyük olmuyor.

“If u destroy the info fabric of the world today, modern civilization d collapse” Krauss

Maslow’s hierarchy of needs

Bir solar cycle var. Activity yükseliyor bu dönemlerde ama periyodu bilinmiyor. 100 yılda bir olduğu düşünülüyor.

VI. Earthly Invaders

DEFCON – Annual convention of the hacker community

Las Vegas, Nevada

20000 participants

En az 1000’i gizli servisler.

Kevin Mitnick a demigod

“Finding patterns in chaos that should not be there”

Federal fugitive iken yakalanmaktan kurtuluşu. LA’deki cell phone firmalarından birini hacklemiş. Metadata kullanarak. Snowden da NSA’in metadata ile surveiilance yaptığını açıklamıştı. 90larda metadata ile fedleri takip ediyor. Firmaya girince FBI’ın white collar crime squad’Indaki telleri LA’de tespit ediyor. İçeriğe ulaşamıyor ama kimi aradıklarını ve onları kimin aradığını görebiliyor. Sonra bir cihaz yapıyor. Kendi vakasını araştıran Federallerin cell tellerini oraya aktarıyor. Bir mil kadar yaklaşırlarsa sinyal veriyor. Bir oyun oynamaya karar veriyor. Bilgisayarla ilgili her şeyi em,in bir yere bırakıp bir kutu donut alıyor. Üzerine FBI’a yazıyor ve buzdoalbına koyuyor. O sabah saat 6da FBI baskını. :)))

Mahkemede tele bile yaklaştırılmamalı çünkü nükleer silah fırlatabilir denecek kadar bilgisiz ve korku içindelermiş. Bir sene solitary confienment’da kalır. Sonra 4 sene daha Fed prison’da.

Human element. Mesela adamın yeni gittiği bir konferans bilgisini kullanıyor. Oradaki bir araştırmacı gibi mail atıyor. Şüphelenmeden açınca, trojan yerleşiyor içeri.

Rigged PDF attachment

“People are the weakest link in security, not the technology”

Mitnick

Kaçakken Eric Weiss adıyla yaşıyor Mitnick, Houdini’nin real name.