26 Ağustos 2018 Pazar

"The Mountain" (Dağların Fedaisi) (1956) (film)


Yaslı Yamaçlar
Yıllar önce Jules Verne’in epey bir kitabını orjinal dilinden okuduktan sonra elime Henri Troyat’nın “La Neige en Deuil” (Yaslı Karlar) romanı geçmişti. Hem de Fransa’da falan değil, Akmar pasajındaki bir kitapçının gözden uzak bir köşesinde. Yazarı tanımıyordum ama filminden esinlenilerek yapılmış bir Spencer Tracy resmi olan kapak hoşuma gidince okumuş ve çok beğenmiştim. Bugün bahsetmek istediğim fllm işte bu romandan uyarlanan “The Mountain” filmi. Bu arada “Dağların Fedaisi” şeklindeki Türkçe ismin dam üstünde saksağan olduğunu da belirtelim. "Fatih'in Fedailerine" alışmış tiplerden daha fazlasını beklememeliyiz herhalde. 

Mekân Alp dağları. Zachary (Spencer Tracy) çobanlıkla geçinen eski bir dağcı ve rehber. Parada pulda gözü olmayan adam köşesine çekilmiş. Küçük kardeşi Chris (Robert Wagner) ise aklını zengin olmakla bozmuş hırslı ve habis bir genç. Yaşadıkları köyün dağlarına bir uçak düşünce kimse o mevsimde kurtarmaya gidemez. Chris uçağın altın yüklü olduğu dedikodusunu duyunca ne olursa olsun ulaşmayı deneyeceğini söyler. Zachary ne dese dinletemez ve sonunda bile bile ölüme göndermemek için onunla beraber gitmeyi kabul eder.

Edward Dmytryk filmi. Spencer Tracy “dağ gibi bir karakteri” canlandırıyor. TRT’deki “Hart to Hart” dizisinden tanıdığımız Robert Wagner’in gençlik yılları. Natalie Wood’un boğularak ölümünde yıllar sonra bu yıl “person of interest” ilan edilmesi enteresan bir “cold case” gelişmesi olarak not düşülebilir. 

Film karlı dağlar alegorisiyle beraber sunulan klasik bir iyi kötü çekişmesi. Bazıları klişe diyebilir, doğru, yine de iyi yazılıp çekildi mi bu klişeyi severim. Zaten çoğu filmn temelinde bu var. Basit konusuna karşın Zachary karakteri etkileyici. Dağ kulübesinde coğrafya kitabını hayran hayran okuması bile görülesi bir sahne. Sanki Münir Özkul’un bazı filmlerinde oynadığı “bilge yaşlı adam” karakterini hatırlatıyor. Gençken çektiği “Boys Town” filmindeki Father Flanagan, Tracy’nin bende iz bıraktığı bir başka karakterdi.

Hikâye gerçek bir uçak kazası temel alınarak yazılmış. Sinematografi harika (Görüntü yönetmeni Franz Planer). Meşhur Chamonix-Mont Blanc’da çekilmiş. Retro bilgisayar oyuncuları C64’deki “Chamonix Challenge” oyununu hemen hatırlayacaktır. Belki de ilk dağcılık simülasyonuydu. Zaten Chamonix, Kış Olimpiyatlarına da ev sahipliği yapmış herkesin bildiği bir yer.

Çizgiroman meraklılarına da küçük bir not düşelim. “Tenten Tibet’te” macerasının bazı karelerinin bu filmden sahneler temel alınarak çizildiğini biliyor muydunuz?


Bir zamanlar Flash TV bu filmi döne döne geceleri gösterirdi. Hala var mı bilmiyorum, hatta Flash yayına devam ediyor mu o konuda bile bilgim yok. İşte o dönem dublajlı film seyretmekten hiç hoşlanmasam da 37 ekran uyduruk bir TV’de uykuya dalana kadar tekrar seyretmekten kendimi alamazdım. Yine izleme fırsatı bulmuşken burada bahsetmek istedim, klasiklerimden biri, hem konusu hem karlı dağlarıyla Kuzey Kalesi’ne yakışır bir film :) 











































Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...