NSA’nın ulusal güvenlik adına halkın bilgilerine sınırsız
ulaşmaya devam etmek için bir senatörü öldürmesinin ardından cinayetin çevrede
kuş gözlemi yapan bir doğaseverin bıraktığı kamerayla kaydedildiği ortaya
çıkar. Bu kaset dönüp dolaşıp avukat Richard
Dean Clayton’a (Will Smith) ulaşınca Amerikan gizli servislerinin tek
hedefi haline gelir ve tüm yaşamı altüst olur. Ona yardım edebilecek tek adam,
artık serbest çalışan eski bir CIA ajanı Edward
Lyle’dır (Gene Hackman).
Birinci sınıf bir aksiyon. Kovalamaca ağırlıklı bir gerilim.
Koşar gibi akıp giden yüksek tempolu bir kedi-fare oyunu. Soluksuz takip
sahneleri. Daha filmin girişindeki
tempolu ve gizemli müzik filmin ritmi hakkında ipucu vermeye başlıyor. Ayrıca
bu intro’nun yıllar sonra pek çok insanı
ekran başına bağlayacak Person of
Interest dizisinin intro ve geçiş sekanslarının habercisi olduğunu
düşündürttü. Konusu açısından da insanların her hareketinin gözetlendiği ve elde edilen bilgilerin istenileni yaptırmak için kullanılabileceği günümüz dünyasının gerçekçi denilebilecek bir izdüşümü. Whistleblower olaylarının çok öncesinde atılmış bir işaret fişeği.
Will Smith ve Gene Hackman rollerine yakışmış.
İkisini de seyretmeyi severim. Yönetmen Tony
Scott. Yeteneğini ispat etmiş bir adam. Top Gun gibi hit filmlerinin haricinde True Romance (Maceralı Aşk) filmi harikadır. Bir özelliği dikkatimi
çekti, True Romance filminin finalinde de shootout (kalabalık bir çatışma)
sahnesi vardı, bu filmin sonu da aynı şekilde. Bir Tarantino etkisi belki. Gene
Hackman’ın siyasi entrikalı filmlerde not düşülmesi gereken ayrı bir ustalığı
var. Absolute Power filminden No Way Out’a, Missisipi Burning’den Enemy
of the State’e uzanan nefis performansları unutulur gibi değil. Kötü adam rolünde son dönem Ray Donovan dizisiyle harikalar yaratan Jon Voight’un son derece başarılı
olduğunu da not düşelim.
Filmin yüksek temposu ve başarılı kovalamaca sahneleri
sıkmıyor. Biraz Hitchcock’un North by Northwest ve hatta “The Man Who Knew Too Much” fimlerine
biraz Robert Redford’un en iyi filmlerinden olan Sydney Pollack imzalı “Three
Days of Condor” filmine yakın duruyor.
Yerinde duramayan filmlerden. Üstelik whistleblower
hadiselerinin patladığı günümüzde çekildiği dönemden daha anlamlı duruyor
diyebiliriz.
Kaçırılmayacak bir aksiyon.
Edward Lyle (Clayton’a): “U re either incredibly smart or
incredibly stupid!”
"Person of Interest" benzeri bir intro |
Skyler :) |
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır. .