24 Ekim 2017 Salı

Philip K. Dick's Electric Dreams (Dizi) "The Hood Maker" (S1E1) Bölüm İncelemesi


Electric Dreams S1E1– TV Dizisi ve öyküye bir bakış
THE HOOD MAKER
Channel 4  ve Sony Pictures işbirliğiyle Philip Dick hikayelerinin serbest uyarlamalarını içeren bir antoloji dizisi. Her bölüm yaklaşık 1 saat ve her birinde farklı bir öykü ele alınmış. İlk bölümde öykü diziden çok farklı. Sadece ana temayı ve temel öğeleri almışlar ve bambaşka bir hikaye yaratmışlar (senarist Matthew Graham). Bazı yorumlarda final farklı diyorlar, çok doğal çünkü hikaye ve karakter örgüsü büyük oranda bağımsız. Ben dizideki hikayeyi daha çok beğendim. Özellikle Holliday Grainger Honor isimli Teep (telepat) rolünde başarılıydı. Sülfür sarısı ışıklar ve elektronik yeşiline kaçan buğulu renk paleti yanında metalik ve elektronik uğultu efektleri eşliğinde distopik atmosferin verilişi başarılıydı. Azınlıkların ezilmesi, insanın çaktırmadan alt-türlere evrilmesi, güvensizlik, insandaki gruplaşma güdüsü gibi pek çok tema kendini hissettirdi. Bölümün sonunda The Fall dizisinde seri katil Spector'ın söylediği laf aklıma geldi: “No one knows whats going on in someone else’s mind. And life would be intolerable if we did.” 

İlk bölümü sevdim. Şimdi önce öyküye sonra dizinin konusuna bir bakalım. 


THE HOOD MAKER (Dizi)
Free Union isimli iktidar halkı baskı altında tutarken direnenleri ayıklamak için zihin okuyucu Teep ırkını kullanmaya başlarlar. Dizide Teep’ler (kibarcası telepath) hem halk (Normals) hem de Clearance denilen emniyet teşkilatında aşağılanan bir mutant ırkı. Özel zihin okuma yetenekleri sebebiyle suçluların tespitinde kerhen kullanılıyorlar. Dizinin ana ekseni ortak olarak çalışan bir Teep (Holliday Grainger) ile Ross isimli bir Clearance polisinin (Richard Madden-Robb Stark) arasındaki yakınlaşma. Dr Cutter karakteri ise hem hükümete hem de alttan alta kaynayan Teep direnişine karşı, insanların zihnine girilmesini önleyecek bir maske yapıp belli kişilere gönderiyor.


THE HOOD MAKER (Öykü)
Hikayede Teep ırkı Madagaskar’daki bir patlama sonrası mutasyonla ortaya çıkıyor. Düşünce okuyabilme yeteneğine sahipler. Kendilerinin üstün ırk olduğuna inandıkları için yönetimi devirip iktidarı ele geçirmek istiyorlar. Dr. Cutter ise onların bu girişimini bildiği için direniş grubuyla beraber kritik mevkilerdeki insanlara zihin okumayı engelleyen bir aparat (hood) göndermeye başlıyor. Karşısında ana antagonist Ernest Abbud isimli teep. Halk tamamen kandırılmış durumda. Bu aparatı taşımayanlara suçlu gözüyle bakıyor ve linç girişimleri oluyor. Kritik bir dönemeçteler çünkü aparat taşımak ağır bir suç sayacak olan kanun senatodan geçmek üzere. Dr. Cutter ve arkadaşları ne pahasına olursa olsun bunu engellemek için çalışıyorlar.

FARKLAR
Dizideki başrolü üstlenen Honor isimli kadın Teep karakteri hikayede yok. Dizide “Hood” maske, hikayede bandana gibi bir aparat. Dizide teep’ler kimsenin sevmediği ve en kötü işlerde çalıştırılan bir ırk. Hikayede daha güçlü ve etkili bir ırk, siyasi dini cemaatlere benzer bir ağları ve çalışma biçimleri var. Dizide polisler insan, hikayede robot. Daha yığınla fark var.


BİR AYRINTI 
Gözüme çarpan ayrıntılardan birisi de bölümün sonlarına doğru duvarda gözüken tablo: Les Amants (Aşıklar). Benim de beğenerek okumuş olduğum Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi romanında da kapak olarak kullanılmış bu resim, sürrealist ressam René Maigritte'e ait. Tam da dizinin hikayesinin ruhuna uygun nefis bir süs olmuş. nteresan.com sitesinde Burcu Duran'ın yazısında Sunay Akın'ın bu resmin ve ressamının arkasındaki acıklı hikaye konusunda söylediklerini alıntılayalım: "Bir çocuk beş altı yaşlarında bir kasabada yaşıyormuş.Bu kasabının ortasından ırmak akıyor.Bu kasabanın evlerini bu ırmağın köprüsü birbirini bağlıyor.Bu beş altı yaşlarındaki çocuk bir gece evlerinde uyurken büyük bir sesle uyanıyor.Kasaba halkı ellerinde meşaleler evin önünde toplanmış.Çocuk ne olduğunu anlayamıyor ve o kalabalıkla birlikte ırmak boyunca yürümeye başlıyor.Herkesin elinde meşaleler yürüyorlar yol boyunca.Çocuğun annesi o köprüden ırmağa atlarken görülmüş.Yürüyorlar yürüyorlar saatlerce ve ırmağın bir kenarında çocuğun annesinin cesedini buluyorlar.Kadın intihar etti .Çocuğun annesini gördüğü hal şu; geceliği sıyrılmış ve sıyrılan o bez parçası kadının yüzünü kapatmış.Yıllar geçse de o çocuğun yüzünden bu sahne hiç gitmiyor.Öyle ki bu çocuk sanat hayatının bir bölümünde hep insan portreleri yapıyor ama portrelerde hep gözüken şudur; yüzler hep bezlerle örtülüdür."

Sunay Akın'ın anlattıkları etkileyici olmasına karşın bunun sadece bir söylenti olduğuna dair yazılar da mevcut. Temkinli yaklaşmak lazım.  

Zülfü Livaneli ise kapak seçimi konusunda Sunay Akın'ın sunduğu programda şunları söylemiş: ”Bu tabloda da belli ki bir kadın ,erkek ve aşk var ama nasıl aşk engellenmiş bir aşk.Engellen bir şey.Yani aşkın acıları.Aşkın yarattığı acılar.Kara sevdanın acıları. Ve o yüzden anlatım tekniği olarak da postmodern ve sürrealist yanı var.O yüzden bu resim sanki bu romanın resmi oldu.” (nteresan.com/Burcu Duran)


DİZİ NOTLARI
Agent Ross, Clearance Agent. İskoç aksanı bas bas bağırıyordu. 
Honor: Teep woman

Teep reading people. Gösterideki insanların committment  durumlarını değerlendiriyor uzaktan.

“The quick brown fox jumps over the lazy dog” diyerek düşüncelerini okumasını engelliyor. Sadece düşünce değil anılarını da okuyor. Teep  karşılık veriyor: “The slow black dog bows before the regal fox” İyi sahneydi. 

Mind rape

Teep (to Ross): “The city’s full of stray thoughts. Noisy. Sometimes I feel like a broken aerial, just picking up all the chatter. And the grapevine never stops…But when I’m with u… its…Quiet.”

“Normals want an excuse to wipe us out”



İki tarafta da karşıya güvensizlik var. Bir temizlik hareketine girişileceğinden şüphe ediyorlar. Ajanlar arasındaki konuşmada yansıyor.

“I could read my mother’s thoughts in the womb. Not words, just feelings. I could read people before I read books. My parents hated me for it”

“We should elope”
“To ur river?”

“Telepath” kibar, “teep” kaba adları.

Finalde Dr ile Ross’un konuşması ve Dr un felsefesi.

“Our minds are the only free independent states in existence.” “Teeps are an evolution. People can change to counter the Teeps. Nature’s balance. One day, we’ll make our own hoods”

“London’s burning. Fetch the engine” şarkısı


HİKAYE NOTLARI
Anti-immunity bill

"An innocent man has no reason to conceal his thoughts. Ninety-nine per cent of the population is glad to have its mind scanned. Most people want to prove their loyalty. But this one percent is guilty of something."

Kısacası devletten kendine sakladığın bir düşüncenin olması suç sayılıyor.  

Before the teeps, loyalty probes had been haphazard. Oaths,examinations, wire-tappings, were not enough. The theory that each person had to prove his loyalty was fine -- as a theory. In practice few people could do it. It looked as if the concept of guilty until proved innocent might have to be abandoned and the Roman law restored.

The problem, apparently insoluble, had found its answer in the Madagascar Blast of 2004. Waves of hard radiation had lapped over several thousand troops stationed in the area. Of those who lived, few produced subsequent progeny. But of the several hundred children born to the survivors of the blast, many showed neural characteristics of a radically new kind. A human mutant had come into being -- for the first time in thousands of years.


Cutter pushed some equipment back and seated himself on a lab table. "Most of the others are here for the same reason as you. Framed by the teeps. Accused of deviation. But we got to them first."
"But why --"
"Why were you framed? Because of your position. Director of a Government Department. All these men were prominent -- and all were framed by teep probes."

Al sana mutant bir cemaat hikayesi.

"The teeps are gradually getting a stranglehold over the Government. They're picking off the best men, denouncing them and getting them arrested. If a teep says a man is disloyal Clearance has to haul him in.


"The teeps are no different from the Jacobins, the Roundheads, the Nazis, the Bolsheviks. There's always some group that wants to lead mankind -- for its own good, of course."
"Do the teeps believe that?"
"Most teeps believe they're the natural leaders of mankind.
Non-telepathic humans are an inferior species. Teeps are the next step, homo superior. And because they're superior, it's natural they should lead. Make all the decisions for us."
"And you don't agree," Franklin said.
"The teeps are different from us -- but that doesn't mean they're superior. A telepathic faculty doesn't imply general superiority. The teeps aren't a superior race. They're human beings with a special ability. But that doesn't give them a right to tell us what to do. It's not a new problem."


 "You're not a true mutant, Abbud. Your group exists because of a chance explosion. You're different from us because of damage to the reproductive apparatus of your parents. You lack one specific characteristic that true mutants possess."

A faint smile twitched across Cutter's features.
"A lot of you are married. But not one birth has been reported. Not one birth! Not a single teep child! You can't reproduce, Abbud. You're sterile, the whole lot of you. When you die there won't be any more.
"You're not mutants. You're freaks!"


Tür tanımındaki “sağlıklı oğullar” yaratabilme ilkesinin mutant (olumlu mutasyonlara sahip) ile freak (olumsuz mutasyonlara sahip) farkını ortaya koymasıyla final yapılmış. 























































Rene Magritte



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...