Gazze'de 2025'te olanları izliyorsunuz. Ayakta bina bırakılmadı. On binlerce ölü. Açlık ve gözyaşı. Zalimce bir saldırı. Bir yıkıntılar yığını. Taş taş üstünde bırakılmamış bir katliam alanı. Tabii bu yıkımın sadece binalar üzerindeki etkisi. En görünür hali. Silkelenip, sindirilip, silinip gönderilen bir halk var işin özünde. Hatalarından bağımsız olarak zulme uğrayan bir halk.
Siz bölgesel bir trajedi olarak bakabilirsiniz. Ama İslamiyet'in gözler önünde canlı yayınlar eşliğinde çöküşü bu aslında. Tam olarak öyle. Her zaman olduğu gibi yanlış okuyorsunuz olan biteni. Müslümanların asla saygı duymadıkları ama işlerine geldiği için dillerinden düşürmedikleri insan haklarına, demokrasiye ve hukuka Batı da uymadığında ne kadar aciz kaldıklarının net resmidir Gazze 2025. Bitik bir kültürün yitik insanlarının içler acısı manzarasıdır. Geleceğin fragmanıdır.
Kalleş İsrail! Kahrolası Yahudiler! diye sloganlar atmak en
kolayı TR'de. Müslümanların alıştırıldığı da bu. Ben farklı düşünüyorum, evet Yahudi hükümet suçlu, halk da bu suça
dolaylı yoldan ortak ama Esas suçlu Müslümanlar. Neden? Yüzyıllardır yaşama sırtını dönmüş bir topluluk
Müslümanlar. Yaşamı reddeden bir kültürün ayakta kalması mümkün mü? Bugün İsrail olur yarın başkası. Yaşamın daha fazla hakkını veren halklara karşı aciz kalması mukadder mevcut İslam kültürünün. Ne bilim ne sanat ne üretim ekonomisi ne
eğitim ne estetik ne mimari ne insan hakları ne adalet. Tam bir putperestlik halini yaşayıp yaşatıyorlar Müslümanlar. Kendi hayali dünyalarında yaşamı boşa harcıyorlar, aksi düşünenleri yaşatmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu duruma
rağmen bir de üstüne kendilerini dünyanın gerçek sahibi, diğer tüm insanları
kafir yani düşman, temizlenmesi gereken zararlı ot olarak gören bir kültür mevcut İslamiyet'in
genelinde. Bugün İsrail’in yaptığını gücü olsa Allahu Ekber nidaları eşliğinde aynen yapmaktan çekinmez Müslüman kalabalıklar. Zamanında çok yaptılar hala da yapıyorlar fırsat olduğunda. Zaten İsrail’in şahin kanadında da benzer
bir dincilik hakim ama onlar derslerini almış, bu dünyada da yapmaları gerekenleri
öğrenmişler hiç değilse. Yoksa bir farkı yok dinciliğin Musevilik olsun, Hristiyanlık olsun, Müslümanlık olsun.
Eski çağların barbarizminden günümüze ulaşmış deli saçması bir kültürün adam
yerine konmadıkça öfke nöbetleri geçirmesinden başka bir şey değil pek çok dinci tepkisi. Evet, Müslüman
ülkelerin refleksleri de bu aslında çoğunlukla. Neyinize saygı duysunlar sizin! Bütün
kadınlar fahişe bütün Müslüman olmayan erkekler düşman. Saldırganlıktan ibaret
bir kültür. Biraz
güçlü olsalar yapmayacakları düşmanlık yok. Tarihleri ortada.
Bu delilikten kendini sıyırabilenler için bireysel bir
kurtuluş olabilir ama kitleler için böyle bir ihtimal yok çünkü çoklaştıkça
yobazlaşan bir kültür var karşımızda.
Efendim gerçek İslam bu değil palavralarını bir kenara bırakalım artık. Yüzyıllardır gösterseydiniz gerçeğini. Toplumda nasıl görüyorsam benim için odur. Baştan aşağı cehalet. İslam'ın savunulacak tarafı yok. Kendi kendini bitirmiş, geçmişten ibaret geleceksiz bir
kültür var karşımızda. Aksi doğruysa yüzyıllardır niye gerçekleşmedi? Etkisizleştikçe durmadan başkalarını suçlayıp mağdura
yatmaya çalışan ama kendileri yaşama sırtını dönmüş bir yığının sonu da işte
böyle yıkıntılar arasında oluyor. Sen sürekli yerinde sayar hatta geri gitmeye çalışırsan, ilerleyen birileri mutlaka seni oyun dışı bırakır eninde sonunda. Sana da mağduriyet nutukları atmak düşer bu acıklı tabloda.
Gazze'deki yıkıntılar İslam'ın yıkıntı halidir aslında.
Bu perişanlık İslam’ın perişanlığıdır, aldanma.
Tüm olan biten açık. Güçlü olan ayakta kalıyor
yaşamda. Ezeli kural bu. Ve Batı yaşamı daha iyi değerlendirdiği için, daha doğru dürüst okuduğu için gücü, iktidarı
elinde tutuyor. Canı istediğinde, çıkarı gerektirdiğinde haksızlık yapmaya çekinmiyor. Yüzyıllardır böyle. Güç kimdeyse kendi lehine kullanıyor. Ve güç ortaçağdaki barbar kalabalıklar değil artık. Bilim, teknoloji, sanat, güç bunlarla kazanılıyor kalabalıklarla değil. Doğunun saçma
sapan inançlarla, geleneklerle geri kalmakta diretmesi de onların işine geliyor. Hatta
aydınlanmadan yana olanlara karşı taraf oluyor Batı çıkarı gereği.
Müslüman halkların gidebileceği tek nokta Gazze 2025. Bugün
olmazsa 20 yıl sonra, 200 yıl sonra. İslam'ın götüreceği tek yer Gazze 2025. Nihai
durak Gazze 2025 Müslümanlar için. Batı'nın ya da başkalarının insafında ne kadar yaşarsanız ömrünüz
o kadar işte. İster kabul edin ister etmeyin. Tablo ortada yüzyıllardır. Batı'nın izin verdiği yere kadar,
işbirlikçiliğiniz kadar sağ kalsanız bile eninde sonunda Gazze 2025’i
yaşayacaksınız, yaşatacaklar.
Olacaklar belli. Ortak geleceğiniz Gazze. Seçim sizin.
Ya bu "deli gömleğinden" kurtulacaksınız, ya dünya sizden kurtulacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazabilirsiniz.