MASTER
PHOTOGRAPHERS (6/6): Ansel Adams (BBC) (1983)
Amerikalı Ansel Adams (1902-1984) manzara fotoğrafçılığının
ilk ustalarından biri olarak tanınıyor.Doğayla haşır neşir olduğu için çevreci
bir yönü var. Özellikle California civarını fotoğraflamayı seviyor. Aslında
piyanist eğitimi almasına karşın fotoğraf aşkına karşı koyamıyor ve ikisini bir
arada yürütemeyeceğini anlayınca fotoğrafçılıkta karar kılıyor. Negatifin banyo
işlemlerine özel bir önem veriyor ve aynı negatiften bambaşka fotoğraflar
çıkarılabileceğini savunuyor. Pek çok fotoğrafçının aksine bilgisayarla
fotoğraf manipülasyonunda gelecek görmesi belki de bundan. Müzikle
kıyasladığında hem besteci hem icracı olmaya benzetiyor fotoğrafçılığı. Çekimi beste, baskıyı ise icra aşaması olarak düşünüyor.
Alfred Stieglitz |
East Vidette |
GOTTARDO PIAZZONI Stüdyosunda |
MORMON TEMPLE, MANTI, UTAH |
Saguaro Cactus |
Sentinel Rock |
SIERRA JUNIPERS |
NOTLAR
World’s leading figure in landscape photography. American.
Edward Weston, Paul Strand and Alfred Stieglitz’in izinde.
Californian. Yabani hayatı çekmeyi seviyor. Conservationist.
Gelecek vaad eden konser piyanisti kariyerini fotoğrafçılık
için bırakmış.
En iyi sonuca ulaşmak için negatifi defalarca basar.
Çok paralar verseler de sadece müzelere ve sergilere satıyor
fotolarını.
Meksika’da Paul Strand’le tanışmasıyla fotoğrafçılıkta karar
kılar.
“Birkaç yıl ikisini birlikte götürmeye çalıştım ama olmuyor.
Birini seçmek zorundasınız.”
Gene Smith’i çok bğeniyor. Anticipation. Sahneyi tahmin
etme.
“Negative is l ike a composer’s core. All the info there.
But the print is the performance.”
Adams’a göre a negative has infinite possibilities of
different prints
Baskı kısmına çok önem veriyor. Karakteristik bir özellik.
Yeni yeni başlanan bilgisayar manipülasyonunu çok etkileyici
ve başarılı buluyor. Fotoğraf üzerinde oynanmasını da sanat olarak kabul ediyor. Çekimden ziyade
bu süreç ilgisini çekiyor gibi. En azından bu sohbette.
Genelde tek foto çekiyor. İyi olduğunu düşünürse manzaranın
bir tane yedek alabiliyor.
Bracketing – çeşitli ayarlarla çok foto çekmek. Kendine
güvenmiyorsundur diyor bracketin yapıyorsan.
Stieglitz’e sormuşlar: ”Fotoğrafta nitecede önünde olanı
çekiyorsun. Yaratıcı fotoğrafçılık diye bir şey olabilir mi?”
Fotoğrafın o an hissettiğini ve gördüğünü yansıttığını
söylemiş. Her insanın aynı caddede hissedeecği ve göreceği farklı olacaktır.
“I’m both the composer and the performer”
Fotoğrafı açıklanamaz bir duygu halinin dışavurumu
olarak görüyor.
“Untouched nature” ilgisini çekiyor özellikle
Amerikanın en güzel İspanyol mimarisi belki de
“Photography represents or interprets reality?”
“It should be an interpretation. Ama bir yandan
representation tarafı da vardır.”
İnsan portresi sevmiyor ama bikaç tane yapmış
Sevdiği bir portresi
Richmond’da bir dockyard’da kardeşlerien bakan çocuk aile çalışırken.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır. .