30 Eylül 2018 Pazar

“Better Call Saul” S4E8 “Coushatta” İnceleme


Jim McCay’in yönetmenlik koltuğunda oturduğu bir bölüm (Breaking Bad’de de çalışmıştı). Gerek açılışı gerek Jimmy/Kim gerginliğinin Babineaux olayı sayesinde olumlu neticelenmesiyle eğlenceli ve rahatlatıcı bir bölümdü.
  
Açılış
Geçen bölümün açılışı dizi ekibinin de hoşuna gitti herhalde, harika sahneler ve bütünleyici bir müzikle yine uzun bir "montajlı açılış" seyrettik. Aynı şekilde çekimler birkaç güne yayılmış; iç ve dış çekimler farklı günlerde halledilmiş. Nisan’da çekildiği için ağaçlar yapraksızmış, daha iyi gözüksün diye dijital ağaçlar eklenmiş postane’nin arka planına. Zaten postane olarak kullandıkları bina aslında eski bir kilise olduğu için onun dönüştürülmesinde de görsel efektlere başvurulmuş. Galiba Vince Gilligan’ın favori filmlerinden biri "Midnight Run” olduğu için oradan ilham alınmış sekansın yaratılmasında (Peter Gould'da olabilir, notlarda belirtmemişim). Arka plandaki şarkı konusunda konuşan müzik direktörü Thomas Golubic Breaking Bad’de 3 dakikayı geçen montaj sahnesi olduğunu hatırlamadığını ama Better Call Saul’da 5 dakikanın bile üstüne çıkıldığını ve müzik işinin buna uygun bir emek istediğini söyledi. Bana kalırsa Better Call Saul bir spinoff olmanın ötesinde, BB’deki tecrübenin her alanda bir adım ileri götürüldüğü bir dizi.   



Kim’in aldığı çeşit çeşit kırtasiye malzemelerinin esrarı bölümün başında anlaşıldı. Jimmy şehirlerarası otobüse biniyor. Koltuğuna yerleşir yerleşmez bu malzemeleri çıkarıp kolları sıvıyor. Yaptığı şu, farklı malzemeler (kalem, kağıt) kullanarak, hatta yazdığı eli ve kalem tutuşunu bile değiştirerek (farklı insanlar yazıyormuş efekti vermek için) bir sürü mektup ve kartpostal yazıyor. Hepsi Babineaux’nun ne kadar harika bir insan olduğunu söyleyip mahkemeyi protesto ediyor. Hatta Jimmy daha da ileri gidip diğer yolculara para karşılığı mektuplar yazdırıyor. Keyifli bir yolculuktu. Bu sahneleri seyrettikçe hem olup bitenlerin komikliğinden hem de aklıma kendi hayatımda yaşadıklarım geldikçe  kahkahalarla güldüm. Bir arkadaş vardı, telefon şirketleri gibi gözünün tutmadığı firmalarla sözleşme yaparken sol eliyle farklı bir imza atardı ki ilerde bir problem olmasın, ne olur ne olmaz :))) Türkiye neticede, hukuk yoksulu bir ülke. Bak Telekomcu araplar kazığı çakıp gitti. Her neyse, ben yıllar önce bir firma kurmuştum. Acayip tanınmış şirketlerle çalışmaya başladım kısa sürede ama tekim. Bir ben bir de bilgisayarım :) Karşımdakilerin satın alması ayrı, muhasebesi ayrı, muhataplarım ayrı. O dönem heriflere büyük şirket havası vermek için telefonları açarken bilgisayardan büro ortamı kayıtları açardım. Çağrışımlar üst üste uçuştu seyrederken. Jimmy’de biraz kendimi buluyorum galiba :) Adamcağız çırpınıp duruyor doğru bildiğini yapmak için.

Bölümün ismi “Coushatta”, mektupları teslim edeceği postane’nin ve kasabanın ismi.Aynı zamanda Huell’ın hometown, yani memleketi. Oradan gönderilmiş olmaları gerekiyor. Hesapta çok sevilen bir insan ve sevenleri ceza alacak olmasını protesto ediyor plana göre. Bu arada yolculukta çalan müzik ve değişik değişik karakterler iyi seçilmişti. Tekrar tekrar seyrettiğim bir açılış sekansı oldu. Yalnız bu enerjik montajlı açılışlara iyi alıştırdılar, her sezon birkaç tane isteriz artık. .









Nacho
Geçen bölüm Nacho yoktu. Parasını eksik getiren bir herifin küpesini kulağından söküp aldı. Sonra eve gidip kendini yatağa bıraktı. Duvarda gizli bir kasası var. Kaçmak için hazırlanıyor gibi. Para ve sahte kimlik (hem kendisi hem babası için) saklıyor. Rota Kanada gözüküyor. Ne olursa olsun kartel’in adamı olarak devam etmeyecek gibi. Bu arada katıldığı bir söyleşide Michael Mando o kasayı Nacho’nun temiz tutmaya çalıştığı kalbine benzetti. Kendini rolüne kaptırmış buldum konuşmalarını. En çok merak ettiği de Nacho’nun bu işlere en başta nasıl bulaştığıymış. Kafasında bir Nacho spinof'u olabilir :) Bu arada Nacho tam kısmen rahat etmişken, Breaking Bad'den tanıdığımız Lalo Salamanca başına denetleyici olarak geldi.









Mike
İşçileri biraz rahatlatmak için gece klübüne götürdü. Bar kısmında mühendisle sohbet ederken Werner 26 yıllık karısını özlediğinden söz etti. O arada Kai striptizci kıza sarkınca olay çıktı. Mike gidip işi büyümeden kapattı ve Kai’ı tesise gönderdi. Döndüğünde Werner’i birilerine projeden bahsederken bulunca kaldırmaya çalıştı, gelmek istemeyince söylediği söz aslında göründüğünden çok daha anlamlıydı:

“Your wife’s calling”

Yani konuşmaya devam edersen karını bir daha göremezsin.








Jimmy ve Kim

"Midway between happiness and sadness boiling but not overflowing
Fails to only make a better come back, more powerful and poignant and falls again
Destructive lust for life erected, on the verge pricked up like a picket
Fearing to respond to the tempting but malevolent call of the other side"
                                                                                        (Stereolab’den “Tempters”)

Kim çalışırken dinlediği müzik hem sözleri hem melodisiyle şahaneydi ve çok anlamlıydı. Bayıldım. Müzik direktörü Golubic yine nefis bir iş çıkarmış. Bu bölümde açılış olsun, bar sahneleri olsun çok müzik kullandıklarını söyledi. Hatta Kim’in kulaklıklarından duyulan müzik için paraları kalmayınca  çok ucuza bir parça aramışlar ve bence büyük para ödeseler bulamayacakları bir şarkı bulmuşlar: “Tempters”. Şu sözlere bakar mısınız? Sanki bu dizi için yazılmış gibi. Zaten yapımcılar da bazen parasızlığın yaratıcılığı körüklediğini söylüyor, her alanda böyle aslında.

Jimmy ofisine giderken her zamanki gibi Kim’e akşam yemeğe ne istediğini sordu ama işe gömülmüş Kim bir şey istemedi, kendisinin halledeceğini söyledi. Böylece son bir ayrılık çanı daha duymuş olduk. Son bir ters köşe... :)

Manikür-pedikür salonunun arkasındaki ofisinde yanına gelen ev sahibine ilişkisi için “artık çok geç” derken paramparça olduğu belliydi. 

Derken geçtiğimiz bölümlerden tanıdığımız yargıç Munninger, Kim ve savcıyı odasına çağırttı. Hazırlanan mektuplar ona gönderilmiş. Adamın gözü korktu ve böyle uyduruk bir dava için basını başımda istemiyorum, halledin aranızda dedi. Her bölümde konuya göndermeli en az bir filmi anma geleneği yine bozulmadı ve yargıç savcıya şu sözlerle çıkıştı:

“Are you prosecuting ‘Santa Claus’ Ms Ericsen? Because it looks like ‘Miracle on 34th Street’ here!”











Avukat karı çıldırdı. Mektup gönderenleri aramaya başladı. Burada yine muhteşem bir “Slippin Jimmy” prodüksiyonu seyrettik. Adam reklam filmi çektiği dönemden tanıdığı üçlü ekibi ofisine çağırmış ve resmen minik bir “call center” kurmuş. Mektupların altına yazdığı numaraların hepsi de kendi sattığı tek kullanımlık telefonların numaraları. Masanın üzerine dizmiş hepsini altlarına kim olduklarını yazarak. "La Casa de Papel"de duvara tüm telefonları dizmeleri gibi bir sahne. :))

Adamlar bir de storyboard yapmışlar arkaya :) Konuşurken kullanacakları yerel isimleri falan not almışlar arkadaki panoda. Oralardaki bir göl ismi var mesela. Bu arada savcı pastörü arayınca arkadan org efekti verdiler :) “O göl kadar büyük bir gönlü vardır” dedi konuşmada. Aksan da güneyli aksanı. Lousiana’lı zenci papaz oluverdi Jimmy. Çok eğlenceli sahnelerdi.















Birkaç bölümdür Kim, Jimmy’nin üstüne kapıyı örtüyor ve yönetmenler Jimmy’yi aralıktan dışarıda kalmış gösteriyordu. Breaking Bad’den beri kullanılan bir çekim. Karakteri objelerin arasından gösteren bir görsel anlatım usulü. Burada da aynı çekimi bir kere daha yaptılar ama bu sefer Kim de Jimmy’yle beraber kapının dışındaydı. Yaratıcı görsel hikaye anlatımı böyle bir şey. Sezonun başından beri yaşanan soğuma ve uzaklaşma sonunda, ilişkide bir “boşanma” değil, duygusal bir “boşalma” yaşandı. Ben bile rahatladım ekran karşısında. Senin Breaking Bad’deki salak Skyler gibi olmadığını biliyorduk zaten, hoş geldin Kimmy :)

Kim savcıyla toplantı yaptı ve Huell serbest kaldı. Çıkışta dışarı Jimmy’nin yanına gitti ve üstüne atlayarak uzun uzun öpüştükleri bir sahne izledik. Kendi sevgilimle barışmış gibi sevindim, artık nasıl kaptırdıysam :) Ardından bir yatak sahnesi ve seks sonrasına has kıkırtılı hafif konuşmalar. Jimmy’nin yerlere yatıran güneyli papaz taklidi ve aşağıdaki anlamlı diyalog:

“Do u want one more time? Are u sure u can take it?”
“I can if u can?
“All right. U asked for it.”







Sonrasında Kim’in Mesa Verde’de toplantısı vardı, kalktı gitti ama kadın dır dır konuşurken aklı başka yerdeydi. Sezon başından beri bir karar vermeye çalışıyordu ve artık ne yapacağını biliyor gibi bir havası vardı. Son kez Jimmy'yi temsile den tekila tıpasına baktı. Bu arada Kim’in şirketteki odasında jaluzilerin hapishane gibi bir görüntü verdiğini fark ettim. Umarım savcı karı şahsi meselesi yapıp mektupların, kampanyaların falan sahte olduğunu ilerde ortaya çıkartarak Kim’in başına iş açmaz. Bu mektup/telefon kandırmacasının gerçekçi olmadığına katılıyorum ama ben bu tarz şeylere pek takılmam film/dizi seyrederken.  

Final
Jimmy uyduruk bir ofisi gezerken Kim geldi. Jimmy dışarı çıktı. Başını derde sokabilecek bir işe karıştırdığı için özür nutku atıp bir daha olmayacak derken Kim klasik pozunda sırtını duvara yaslayıp sigarasından birkaç nefes aldı ve sonunda bombayı patlattı:

“Lets do it again!”

Önce bir yakın çekimle sonra uzak çekimle verdiler bu anı.  

Eskiden Kim dengeleyici bir unsurdu, şimdi beraber “Slippin Jimmy and Kimmy A.Ş.” olduklarında başlarına bir iş gelmesinden korkuyorum ama ne yalan söyleyeyim yine de birlikte olmalarına sanki gerçek hayatta tanıyıp sevdiğim arkadaşlarımmış gibi sevindim.  






Üçünzü sezonda Jimmy, Kim'e kutlama için bir tekila vermişti (bkz. yukarıdaki foto). O şişenin tıpasını Kim hep sakladı. Onun için Jimmy'yi ya da beraberliklerini temsil ediyordu. Bu sahnede son kararı öncesi çekmecesinden çıkarıp Jimmy'ye bakar gibi tıpaya bakarken.













Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır. 
  Twitter
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...