Senarist Gennifer
Hutchinson ve yönetmen dizinin yaratıcılarından Vince Gilligan.
Bu bölümde karakterlerin bir anda değişen yüz ifadeleri dikkatimi çekti. Kim, Jimmy ve Gus'ın olaylar karşısında birden değişen yüz ifadeleri hem oyunculuk başarısı hem de dizinin ana ekseni olan "dönüşüm süreçleri" açısından anlamlıydı.
Geçen hafta Nacho’dan
sonra bu sefer de Rhea Seehorn dizinin
resmi podcast’ine konuk oldu. Cıvıl cıvıl ve zeki bir kadın. Ekiple şakalaştı ve karakterle ilgili
düşüncelerini paylaştı. Kim'in çözdüğü ve çözemediği noktaları var ki kendisi de böyle bir karakteri oynamanın oyunculuk açısından daha geliştirici olduğunu söyledi.
“I think kim is playing a very dangerous game
. People in her life jumped categories. Redrawing lines and boundaries.”
“Whats really un to fun to play
in this show is there is no solified point to be. So as I get to grow and
change as a character and sort of surprised buy ur own behavior.
“She has become increasingly
rudderless in this season.”
Bir ara şöyle bir laf etti, ilginçti, not aldım, araştırmam lazım:
“The voice u wake up with is ur
natural voice” Everything after this is a result of internal and external
anxieties.”
Ayrıca diziye özel müzikleri yapan Dave Porter (Breaking Bad), senarist Gennifer Hutchinson ve her zamanki gibi
yaratıcılar Gould ve Gilligan da
stüdyodaydı.
Dave Porter terastaki yüzleşme için bir müzik yazmış
ama sonra taraflardan birinin daha haklı olduğuna dair seyirciye müdahale
anlamına gelebilir diye düşünüp sahneye eklememiş. Bazen yarım saat metronom
eşliğinde bir sahneyi tekrar tekrar seyrederek tempoyu çözüp ona uygun bir
müzik yapıyormuş.
Editing’den sorumlu olan, aynı zamanda podcast’in de
moderatörü Chris oyuncuların ustalığının işini kolaylaştırdığını söyledi:
“ Kaliteli oyuncu sahnenin nerede
bittiğini net belli ediyor ve buradan mı yoksa şuradan mı kessem diye ikilemde
kalmanızı engelliyor.”
Bu arada 5 dakikalık teras sahnesinin çekimleri tekrarlarla
3 saat sürmüş. Yaratıcıların zeki karakterler yaratırsanız hikaye de zeki olmak zorunda olur
lafı da önemliydi. Diziler bile içindeki karakterlerin kalitesi ve zekası kadar
performans ortaya koyabilirken, toplumların da aynı ilkeye uygun bir görüntü
çizmesi gayet doğal değil mi?
Dave Porter (Score) |
Açılış
İki bölümdür kullandıkları montajlı sofistike açılış yerine “Kimmy
&Jimmy AŞ”nin bir düzenbazlığıyla merhaba dedi dizi. Mesa Verde için devlet
dairesinde bir “dümen” çevirdiler. Şirketin onaylanmış planlarını, ofisinin
büyüklüğü fazla olan planlarla değiştirdiler. Kardeş rolünü oynayan ikili
özellikle Jimmy parmak arası terlikleriyle çıkagelirken çok güldürdü.
Nacho / Lalo / Hector
Lalo Salamanca Hector’u ziyaret etti ve Hector’un meşhur zilinin hikayesini dinledik. Nacho’yu bir süre yanlarından gönderince adam
gitti uzakta bir yaşlı kadının arkasında durup bekledi. Kadın buna “hırsız Meksikalı” muamelesi çekip
çantasını kucağına aldı. Bana kalırsa Hector Nacho’yla ilgili bir şeyler
söylemiş olabilir. Neyse sonra yine beraber Gus’ın Los Pollos restoranına
gittiler. Lalo tavuğu çok beğendiğini söylerken kullandığı cümle (“Its crispy
but its not dried out”) aslında Gus’ın titizliğine dikkat çekiyordu. Don
Eladio’ya karşı ağzını aradı ama yüz bulamadı.
Mike
Son patlama da başarıyla gerçekleştirildi ama Werner çok
stres altında. Kutlama yapıldı. Karısını görmeye ihtiyacı olduğunu söyleyip
Almanya’ya gitmek için izin isteyince Mike sadece telefonla konuşturabileceğini
söyledi. Bölümün sonunda Werner kameraları şaşırtarak sürpriz bir kaçışa imza
attı ve dizinin
ters köşelerinden birisi olarak tarihe geçti. Sen problemli olarak Kai’ı
göster, Nacho’nun kaçmayı plandığını araya sıkıştır, sonra en uyumlu gözüken Werner
arazi olsun!
Duvarda "Wiedersehen" (Kavuşma/buluşma) |
Jimmy ve Kim
En son lüks bir restoranda Kim işlerini ayırırken yemek
sahnelerini seyretmiştik. Jimmy’nin dünyasının başına yıkıldığı bölümdü. Bu
sefer tam tersine klasik bir Amerikan roadside diner’da kutlama yaptılar, keyifleri
yerindeydi. Uzun zamandır ilk kez ayrılık değil, birlikteliğe yaslanan bir
sohbet, hatta kutlama izledik.
Kim bu becerimizi iyi bir şeyler için kullanmalıyız derken
Jimmy biraz daha para odaklıydı ve sonradan alttan alsa da gerçeği Kim’in suratına söyleyiverdi:
“200 km yol yapıp şirketinin izin verilenden 13%
daha büyük bir şube inşa edebilmesini sağladık. How is that using our powers for
good?”
Jimmy
Bölümün esas bombası avukatlığa tekrar dönüşü için gireceği
mülakattı.. Telefoncu ve süpervizörü hep iyi mektuplar yazmış. İş yerinde değerli
eleman seçilmiş. Adam üstüne düşeni yapmış. Sorulara da ne duymak istiyorlarsa onu
söyleyerek cevap verdi. Her şey iyi giderken karının biri bir soru sordu: “Mr
Mcgill, whats the law mean to u?” Jimmy tiradını patlattı:
“Growing up, becoming a lawyer
was the last thing on my mind. Even if I wanted to, I didnt have the smarts or
the skills or teh “stick to it”veness. But I happened to get a job with some
attorneys, I couldnt help to think maybe I can do that, something inside me
made me wanna try. Now listen my diploma says, the university of American Samoa
law school and thats exactly what it sounds like, thats a correspondence
school, I wish it said georgetown, or northwestern, but UAS, thats the only one
that would take me. So let me tell u, I wasnt a natural, I mean the classes,
teh studyng, trying to pass thebar, practically killed me. Imust ve quit o10 or
12 times but I coming kept back to it, and I’M rellay glad I did. Because when
I get to work with actual clients there s nothing else like it.Our legal system
is complicated and sometiems it could feel capricious but its the closest thing
to real justice that we got. And for it to work, it needs vigorous, passionate,
advocates. Helping my clients, u know, arguing on their behalf thats the best
thing I’ve ever done. And this past
year, I miss the hell out of it.
“That was very eloquent. Was there
any particular influence on ur views?
“Credit where credit is due. The
University of American Samoa.”
Yani abisinden hiç bahsetmedi. Sonunda “tamam, biz size döneceğiz” dediler ama Jimmy kaçın
kurası. İşkillendi ve bekledi. Sonunda bir memur kıza sordu, kız hık mık edince
olumsuz olduğunu anladı ve bunları aramaya başladı koridorlarda deli gibi.
Adamı buldu merdivenlerde.
“I did everything right Why” diye
sordu.
“It was a question of sincerity. Some
members of the committee found u somewhat insincere. U re free to appeal.”
Tamam Jimmy uslu çocuk rolünü biraz fazla kaçırdı ama o süreyi
bir olaya karışmadan geçirmişti. Komiteden bir karı kanaat notu vermedi diye
siz nasıl adamın hayatıyla oynarsınız? Samimi değildi, evet, ama sizin
avukatlarınız, hakimleriniz çok mu samimi? Hepsi alacağı daha iyi bir evi, yatacağı daha
seksi bir kadını, adaletin yerine gelmesinden daha öncelikli görmüyor mu sanki? Bunu mu istiyorsunuz? Alın size o zaman konuşmasıydı işte. Ama hayır, Jimmy samimi değil, bir sene daha avukatlık yapmasın. Olacak iş
değil!!! Topunuzun Allah kahr bela !!!
Kim de yazık hediyeler yaptırmış. Evrak çantası dünyanın en iyi avukatı yazısı falan. Biraz da annelik ediyor aslında Jimmy’ye. Neyse Jimmy, Kim’le buluştu deli gibi sinirli bir halde. Ne yapacağım bir sene daha diyor adamcağız: “How do u disprove insincere?” Haklı adam, samimiyetsizliğin tersini nasıl ispat edersin? Tabii o sinirle Kim’e de çattı. “Ne yapsam olmuyor” moduna girdi. “Sen de bana bakıp slippin Jimmy’yi görüyorsun, yüzünde okuyorum falan” dedi. Patladı adam. Kim, Chuck’dan bahsetmediğin için samimiyetsiz buldular dedi. “Sen hep böylesin, başın hiç dertten kurtulmadı ki ama ben hep yanındaydım” diye cevap verdi. Epey tartışma çıktı. Dizinin önemli sahnelerinden biriydi. Büyütmemeleri lazım, geleceğini çaldılar adamın uyduruk bir sebeple onun için saldırgandı Jimmy. İnsanların böyle anları olur. Karşı tarafın anlayışla bir adım geri atması lazım.
Neyse akşam eve gelince Kim gurur yapmadı, yanına gitti, bu işin de üstesinden geleceklerini söyledi, anlayışlı ve anaç bir yaklaşımı vardı.
Ve bu yılın son bölümüne gelmiş olduk. Üzgünüm, yerine
koyacak bir dizim de yok görünürde, zor zaten. Vakit olursa belki haftada bir
"Breaking Bad" tekrarı yapabilirim. Ya da baştan bir BCS maratonu
belki... Ama önce final.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.