IN THEIR OWN WORDS: BRITISH NOVELISTS - E2
20.yy’da İngiliz Romancılığı belgesel serisinin ikinci bölümü
Nothing Sacred 1970-1990
Diğer bölümler de paylaşıldı.Son olan üçüncü bölüm diğerlerine göre zayıf kalmış.
Üç bölüm halinde çekilmiş bu BBC belgeselinde yirminci yüzyıl Britanya romancılığı tarihsel olarak 3 döneme ayrılmış ve her bölümde bu dönemlerden biri ele alınarak yazarların radyo ya da TV röportajlarında ifade ettikleri düşünceleri aktarılıyor. Çok başarılı bir kurgu. Yığınla bilgi. Yazarların TV görüntüleri. Özellikle İngiliz edebiyatı meraklıları için bulunmaz bir nimet. Benzerine rastlamadım.
Wise Children kitabından “Its every woman’s tragedy said Nora as we
contemplated our painted masterpieces, that after a certain age, she l looks
like a female impersonator
1981’de a hugely ambitious novel, stole the crown from English English, Salman Rushdie’s Midnight Children. Bombay’da ortadirek bir müslüman ailenin çocuğu. İngiltere’de okula gönderilmiş. Saleem Sinai’nin fictional otobiyografisi bu kitap. 1947’de Hindistan’ın bağımsızlığıyla doğar,
Alasdair Gary
Salman Rushdie
Üç bölüm halinde çekilmiş bu BBC belgeselinde yirminci yüzyıl Britanya romancılığı tarihsel olarak 3 döneme ayrılmış ve her bölümde bu dönemlerden biri ele alınarak yazarların radyo ya da TV röportajlarında ifade ettikleri düşünceleri aktarılıyor. Çok başarılı bir kurgu. Yığınla bilgi. Yazarların TV görüntüleri. Özellikle İngiliz edebiyatı meraklıları için bulunmaz bir nimet. Benzerine rastlamadım.
NOTLAR
70s and 80s times of profound and often dislocating change
Political unrest typified the 70s right from the beginning
Önceleri reklam işinde. Sonra fulltime writer. Portrays women who are constrained by biology and domesticity. A protest to Miss World opened her eyes to the politics of feminism.
She drew out the sexuality latent in traditional folk tales. To create stories that subverted the dominant male view of sex and power.
Cinsiyet ayrımını fantastik sahnelere kayarak işliyor. Show business’daki kadınlara sık sık değinmiş
.Angela Carter |
She was a great weaver of brocade, beautiful linguistic
brocade. Had a blasphemous and irrevent style which is also a characetristic of
the 70s and 80s”
Booker O'Connell Award
Fiction’ın oskarı
Given to a book written in English. Booker zengin bir iş
adamı. 1970’lerden itibaren oskar törenleri gibi BBC’den yayınlanıyor. Romanın
popülerlk kazanmasında etkili oluyor.
John Berger
Literary novelist
1972 yılında radical art critic and novelist John Berger
kazanıyor. TV’deki konuşması cabbar.
Berger: “The prize (500 sterlin) is given by Booker
O’Connell, who are a firm, who have extensive trading interests int eh Caribbean for 130 years, The extreme poverty is the direct consequence of the exploitation of companies is like Bookers
and others. And so I intend, as a revolutiıonar writer to share this prize with
people in and rfom the Caribbean. People who are involved in a struggle
to resist such exploitation and eventually to expropiate companeis like
Bookers. I am actually going to give half the prize to the London-based Black
Panther movement. “
Free Bobby Seale gösterileri
Radical public activism was nowhere to be found in the
rising stars of the time:
IanMcEwan and Martin Amis
Their theme was the
thrills and spills of adolescence.
Martin Amis
İlk romanı Rachel Papers
About a young man in London cramming hard to get into Oxford
to read English literature. And learning fast about life in metropolis. Sex and
scholarship seems to be the two drives in this book. But what did u find were
the dangers of writing about
adoelscence?”
“İnsan ilk romanında benzer şeyler hisseder, ya iyi bir
kitap yazmadıysam korkusu. Ergenliğin sıkıcılıkları gibi romanın sıkıcı
olmasından da korktum. Hysterical winsome grotesque, a sort of pimply rant. So
I found I had to detach myself. Although I was near adoelscence, wrote the book
when I was 22. Ergen olmayanların da ilgisini çekecejk bir perspektif
kazandırmalıydım.”
“
“My character (Charles Highway) is scholarly about sex and sexual about
scholarship. Seksin bir gizem olduğu dönemi geçmiş."
Humorous and chutzpah utterly unique. Cruel sense of humour.
Cruelty against all forms of cliché.
Ian McEwan
The Book Programme 1979’da Ian McEwan’ı konuk etti TV’e.
Çekim stüdyoda değil onun apartman dairesinde yapılıyor.
2 collections of short stories ardından ilk romanı çıktı.
Cement Garden. Four children play bizarre, Freudian games after the death of their parents.
“Hikayelerinizin kötü şeyler içerdiğini düşünen çok kişi
var. Korkunç şeyler hayal ediliyor ve yapılıyor.
“Oturdum boş sayfaya bakıyorum diyelim. Bir şeyler
kurgulayarak yazmamı sağlayacak olan nedir? Kesinlikle iyi, güzel, şeker diye
sıfatlandırdığımız ve kendi içinde onaylamaktan ibaret olan şeyler değil. Kötü,
zor, rahatsız edici şeyler be etkiyi yapıyor bende. Yazmaya başlamak için bu
gerginliğe ihtiyaç duyuyorum. İlaveten, hkayelerimde ince ince iyimselik
koymaya çalışıyorum ve eğer anlattığım dünya zaten çok şirin şeker bir yer
olursa bu iyimserlik için bir sebep olmaz. So what I really worry about is gratuitous
optimism, not gratuitous violence. “
“Adolescents are sort of extraordnary special case of
people. They re close to childhood, and they re baffled by the initiations into whats on the other side. They re perfect
outsiders in a sense.”
Okuyucuyu irite eden bir tarzı var.
“When I’m writing I feel myself fere. Even when I’M trying to put together the most unfree situations, I do feel colossal freedom myself. Theres nothing more
exhilirating than writing. Your food tastes better. Your step has more spring.
”
70’lerin sonunda strike’lar yine artışta. The Winter of Discontent deniyor.
It gave the Tories the break they were looking for. 1979’da Thatcher kazandı.
Malcolm Bradbury |
70’lerin sonunda
strike’lar yine artışta. The Winter of Discontent deniyor.
It gave the Tories the break they were looking for. 1979’da
Thatcher kazandı.
Malcolm Bradbury
Novelist, Professor of English
70s ve 80s de TV’de Literary Weatherman programı yapıyor
düzenli olarak. Pointing out the warm fronts sweeping in from the feminist
movement or the fresh southerlies, blowing up from the post-colonial world.
“Feminist yazarlar sadece yeni karakterler katmakla kalıyor
yeni bir dil de katıyor.”
1981’de a hugely ambitious novel, stole the crown from English English, Salman Rushdie’s Midnight Children. Bombay’da ortadirek bir müslüman ailenin çocuğu. İngiltere’de okula gönderilmiş. Saleem Sinai’nin fictional otobiyografisi bu kitap. 1947’de Hindistan’ın bağımsızlığıyla doğar,
Salman: “İngilizler terk etmeden 2.5 ay önce doğdum." Ailesi
sen gelince kaçtılar diye şaka yaparmış. Bundan ilham almış ve çocukla ülkeyi
ikizler gibi anlatmış.
“Bağımsızlıkla bir umut, iyimserlik rüzgarı esti. Kitapta 30
sene sonra bu umuda ihanet edilmesi konu alınıyor. Bu yüzden kitapta iyimserlik hastalık olarak
yer alıyor. Bulaşıcı bir hastalık gibi. Sürekli nüks ediyor iyileşse de. Gecenin
Çocukları bence umudun metaforu. Onlar yok edildiğinde umut yok edilmiş
oluyor. Bağımsızlığın kazanımları gibi. “
Competing perspectives olması güçlü yanı diyenler var.
Competing political factions, tribal interests, Magic realism’in India’ya
uyarlanmış hali.
Salman: “India’da bir roman geleneği yok. Yeni. İngilizlerle
tanıştık. Dolayısıyla İndia’da roman greft gibi. Oradan çıkmamış, başka bir
yerden alınıp yerleştirilmiş. Ama hikaye anlatma geleneğimiz bize has. Fables mesela çok köklü bi r gelenek.
İngiltere’de ile gerçekçilik yeni. Hindistan’da ise hiç olmadı. There was a
sort of belief that stories should clearly be lies and they should clearly be
untrue. They didn’t have to conform to the descriptions of the literary world.
“
Romanlarda film sahnesi gibi bir planlama Bollywood’un izi.
Melodramatik ve corny olsalar da sort of compendium of human experience
sunuyorlar. They have to have something of everything.
“The book is basically a tragedy. But it’s a tragedy written
like a comedy. The book ends sadly. It’s a kind of elegy to childhood”
1981 Booker rekabeti sert. DM Thomas’ın White Hotel’iyle
çarpışıyor.
A love leter to the India of his childhood
Hanif Kureishi
Created characters who are largely ibdifferent to their
Pakistani legacy.
He was a London boy of mixed marriage, not one of the new
immigrants.
HK: “70’lerde çok tartıştık. Kadınları nasıl yazmalıyız? İşçi
sınıfını ve siyahları nasıl karakterler olarka yazmalıyız? Eğer böyle kurallara
uymaya kalkarsanız kendi kendinizi engellemiş olrusunuz ve hiç bir şey
yazamazsınız. İçinizden geldiği gibi yazıp sonunda insanca bir şeyler çıkmasını
ummanız en iyisi”
Edebiyat dünyasına Londra merkezli İngiliz aksanlı
İngilizcenin hakim olması ve Booker’ın da bu çevrenin yıllık toplantısı gibi görülmesi İskoç yazarları kızdırıyordu.
Alasdair Gary
“Kendinizi bir Glasgow yazarı gibi mi yoksa İskoç yazarı
gibi mi hissediyorsunuz? Ya da arada bir fark var mı?”
“Was Dickens a London writer or an English writer? That question sir was unworthy of u” :)
80’lerin ilk yarısında İskoçya’da ekonomi iyi değil. Ağır
sanayi inişte. İşsizlik.
James Kelman
Glasgow
Scottish workign glass’ın sesi
Busconductor Hines
Kelman: “Okulda 11 yaşındayken oppression’ın ne olduğunu
anladım. Okulda sürekli düzgün konuşamıyorsun, dinlenecek gibi değilsin
derlerdi. Hele “Aye” gibi kelimeleri kullanırsan öğretmen azarlardı, hatta belt
you. Down yerine doon dersen yine ceza alırdın. Doğal konuştuğunda
cezalandırılıyordun.
“Dile takmış durumdayız. Karşımızdakinin sınıfını, zekasını,
kültürünü her şeyini dili kullanışına göre ölçüyoruz. “
Kelman bu insanların dili böyle olduğu için böyle
konuşuyorlar, cahil ya da aptal oldukları için değil savını savunuyor.Dile özel
önem veriyor bu açıdan.Bir yerde haklı.
Thatcherite Transformation in the early 80s
Novelists nefred ediyor Thatcher’dan. Yazılarda pantomime
villain gibi.
Money - Martin Amis
Alışveriş çılgınlığını tiye alıyor.
A porn and junk food enthusiast, John Self
Convulsion of stupidity going on in the world. Mostly its to
do with TV. Kendisi de cameo olarak görünüyor ve kitaptaki kahramanla bir
sahnesi var. İlginç bir süs.
Exagerated selfishness of John Self in money reflects the
era.
Amis: “Money is the first value that gets to you, unless u’ve got culture to
stave it off. “
“I’m fascinated in distorsions and distempers”
“Amis meşhur bir yazarın oğlu. Genç yaşta eleştirmen.
Impeccably Oxbridge. High cultural. Throughout Amis’s writing there’s an
instinctive disgust at a kind of hyper virile working classmale who s
probably likely to beat up the young velvet-jacked poet. “
O dönem kaymak tabakada bir class anxiety var. Alt sınıfın
karısını, işini, elinden alabileceği gerginliği.Her şey ne kadar benzer aslında dünyada.
Margaret Drabble
The violence of Thatcherism unutuluyor, özellikle gençler
tarafından. Mesela benim romanlarım daha gerçekçi bir resim sunarak şiddeti,
çatışmaları verir. Her yer pisti onun zamanında. “Dirty realism”
Jeanette Winterson
Oranges are not the only fruit
Grew up in a working class town
The issue was whether the new wealth would be used for the
public good.
“Para ile kültür birbirinin zıddı olmak zorunda değil. Para
kazanıp iyi amaçlar için harcayabilirsin. Kültüre karkı yapabilirsin.
Winterson: “This city didn’t drop out of the sky on our
heads, and we ve got to put up with it, its not an act of fate, the city, its
something that we choose and make. The
more powerful our dreams are, the more beautifu the city will be”
Torilerin parayı kamu yararına harcamadığını düşünüyor
kamuoyu.
The city as a possibility, formed the backdrop to the most provocative novel of the decade
Satanic verses largely takes place in 80s London. The nvel
lampooned Thatcher in the guise of
character called Mrs Torture
It also included the thinly veiled portrait of Ayetullah
Humeini.
Satanic verses diye bir incident vardı. Which is a kind of
apocryphal quasi-historical incident rfom the life of the prophet Muhammed. I
came across it while I was studyin Islam.It seems that Momentarily Muhammed brought down verses from the mountain in whch 3 pagan deities were recognized at about the level of the archangels by God
via Gibreel. And then at a later point,
said that the devil had appeared to him, in the guise of the archangeland
that these were not genuinely Quranic verses. They were satanic verses, had to
be removed from the Quran and were replaced by other verses which repudiated
these goddesses”
Salman bu durumu rüya formunda gerçek olmayan yer ve
kişilerle dikkatli bir şekil deanlattı.
Yani Şeytan ayet söylüyor gibi archangel gibi görünüyor.
Muhammed önce fark etmiyor, sonra anlayınca o ayetleri çıkarıyor ezberinden
Protestolar
Britanyada bile kitabı yakarlar.
WH Smith kitabı satmayabileceğini söyler. Salman TV’ye çıkar.
Rüşdi çok kültürlülükten yana ama savunduğunu düşündüğü
insanlar öldürmek istiyorlar.
Berlin duvarının yıkılmasıyla bitti.