1 Aralık 2018 Cumartesi

"Vampyres" (1974) Vampirler Filmi: Jose Larraz

İki tane çekici genç kadın vampir var: Fran ve Miriam (Marianne Morris ve Anulka Dziubinska). Sürekli otostop yapıp arabanın sürücüsünü tarihi konaklarına davet ediyor ve orada kendilerine ziyafet çekiyorlar. Evin yakınında park etmiş bir çekme karavanda ise iki genç sevgili kamp yapıyor ve kadın tuhaf bir şeyler döndüğünden şüphelenmeye başlıyor.

Film erotizm ve kanlı sahnelerden ibaret. Dişe dokunur bir senaryo ya da hikaye yok gibi. Zaten hikayenin üstüne düşülmediği, kan ve seks üzerinden gidilmek istendiği çok belli. Gotik öğeler bol bol ve tekrarlayacak şekilde kullanılmış. Korku katılmış bir erotik film gibi. Bilhassa dilini kullanarak öpüşme sahneleri yönetmenin telkiniyle özellikle çekilmiş sanki :)

Yönetmen Jose Ramon Larraz aynı zamanda bir çizgiroman ilüstratörü. Bu tarz filmleriyle tanınıyor. Yani sexploitation ya da euro-trash dedikleri türden işler.

O dönem sansürün zayıflamasıyla Britanya’da Hammer şirketinin çıkarttığı bu tarz filmlerin bir devamı niteliğinde sayılıyor ama Hammer filmi değil.  


Hammer Films’in korku sinemasındaki yeri önemli. 1970lere gelindiğinde artık eski usul korku klişelerini kullanan filmlerle seyirci korkmuyor, yani bir çeşit bağışıklık kazanmış durumda. Hammer çözüm olarak” şiddeti ve erotizmi” artan dozlarda kullanmaya başlıyor. Mesela “Vampire Lovers” filmi bu açıdan dönüm noktalarından biri olarak görülüyor.

Edebiyatla Bağlantısı
Bram Stoker’ın Dracula’sından yıllar önce Sheridan Le Fanu’nun yazığı “Carmilla” (1871) bir vampir hikayesi. Hem de lezbiyen vampirlere dair ilk hikaye. Vampire Lovers (1970) filmi, daha önce de sinemaya uyarlanmış bu eseri bir kez daha ve dönemin olanaklarıyla daha cüretkar şekilde işleyince gişede iyi iş yapıyor ve Vampyres gibi filmlerin önü açılmış oluyor.  

“Carmilla”, Dracula kadar bilinmese de defalarca sinemaya ve televizyona uyarlanmış bir hikaye. Dizileri bile yapıldı.  Vampyres filminin yazarı olarak yönetmenin adı gözükse de köken itibarıyla “Carmilla”nın sıradan bir çeşitlemesi olarak görülebilir.

Vampirleri oynayan kadınlar seksi ve rollerine yakışmışlar. Playboy kızları diye okudum. Yıllar sonra çekilmiş bir röportajlarını seyretme fırsatım oldu. Zaman bilhassa Anulka’ya yaramış ve gençliğinden daha güzel bir kadın olmuş.  

2015 yılında bu filmin bir remake'ini de yapmışlar. 

Kült sayanlar var ama tekrar seyretmem. Yönetmenin başka işlerini görme isteği de uyandırmadı. Eurotrash, grindhouse tarzı işler bana göre değil. Bu film tam olarak bu gruptan sayılmaz ve her şeye rağmen bir estetik kaygısı var ama içeriği çok zayıf kalıyor. 

Not: Düşündüm de belki Anulka hatırına tekrar seyredebilirim, kesin konuşmayayım :)

Şahsi gözlemim Polonyalı kadınların ayrı bir güzelliği olduğu yönünde. Bugüne kadar hiç yanıltmadılar. 























Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...