İlk bölümü Youtube’a yüklenmiş. Geçen gece seyrettim.
Dizinin ücretsiz ana ulusal kanallardaki dizilerden daha kaliteli olduğunu
baştan söylemek lazım ki yeri belli olsun. Kategorileri farklı.
Türkiye dizi / film sektörü açısından arayış içinde olması
gereken bir ülke. Bu projede de farklı bir şeyler yapılmak istendiği belli.
Nedense daha ilk dakikalarda her şey True Detective’i hatırlattı. Louisiana bataklıklarının yerini
Anadolu bozkırları almış. Bu kötü bir şey değil, iyi örneklerden faydalanılmalı
bence.
Nasıl söyleyeyim, biraz olmuş biraz olmamış bir iş gibi
geldi bana. Somut konuşalım, büyük laf söyleme işi çok abartılıydı. Bir
bölümde en fazla 1-2 yerde kullanırsın. Yerinde ve ustaca yerleştirirsin. Böyle
ikide bir birileri büyük büyük laflar etmeye kalktı mı poz vermek gibi oluyor,
yapay, hatta yer yer didaktik kaçıyor. Cool bir hava yaratmanın beceriksiz bir
yolu gibi duruyor.
Seyfi Amirin “Adalet zamanın kölesidir Nuri Pamir. S.kilir
durur." lafı sanki portresi çizilen adamın söyleyeceği laf değilmiş gibi
geldi. Küfre başka bir yerde, baskı altında bile başvurduğunu hatırlamıyorum, çok yerleştirme duruyor. Genelde çoğu sahnede var bu. Bazen senaryo bazen çekim doğal bir akışın parçası olmaktan ziyade "yerleştirme" kalıyor.
Polis müdürü çok parodi gibi olmuş, Behzat Ç mizahı bununla kıyaslanamayacak kadar fazla kullanmasına karşın oradaki gıcık
müdürlerin tersine komedi unsuru olarak kalıyor ve sırıtıyor.
Affan’ın katledilişi duyguyu aktaramadı.
Nuri’nin “Bir daha hiç tavuk döner yemedim” lafı
narration’a değil de hikayenin içine yedirilseydi daha zarif olabilirdi. Yine sürekli bir arabayı çekip “cool” pozlar, biraz poster çekimi yapılıyor gibi anlamsız
geldi.
Ne bileyim böyle ufak tefek çok şey battı gözüme. Bir de
filmde hiçbir karakter, sahnesi gelse de izlesem dedirtmedi. Benim için önemli
bu. True Detective 1’de Rust vardı,
ikide Frank’e bayıldım. Behzat’ta Hayaletin sahnelerini ayrı merak ediyorum. Burada kimse olmadı. Sanki
tiplemeyle karakter arası bir yerlerde sıkışmış gibiydiler. Altan Erkekli bile
rolüne tam oturmamış gözüktü. Hele o son sahnede aynı anda kızı tepede
bulmaları absürd geldi. Kopukluklar vardı.
Dizilerin ilk bölümüne bakıp seyredip seyretmeme kararı
verirken kriterim doğal olarak ikinci bölümü izleme isteğim var mı, varsa ne kadar güçlü
sorularının cevabında yatıyor. Mesela yine hafta sonu seyrettiğim "Mandalorian" dizisine 18 yaş altı
olsaydım herhalde devam ederdim ama orta yaşlarda biri olarak aynı şeylerin
tekrarı olarak gördüğüm için pas geçeceğim. Bozkır’ın ikinci bölümünü
seyredebilirim ama seyretmezsem de pek merak etmem ya da para verip seyretmek
istemem.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.