3 Nisan 2018 Salı

Rusya Sanat Tarihi (3/3) (Resim, Heykel) (Belgesel)


Art of Russia (3/3) Smashing the Mould (BBC) (2009)
Belgesel serisinin son bölümü büyük oranda Sovyet dönemine, biraz da sonrasına değiniyor. Keşke en azından 4 bölüm olsaydı ve Sovyet ile post-Sovyet dönemleri ayrı ayrı ele alınsaydı. Andrew Graham-Dixon'ın komünizmi şeytanlaştıran bir anlatımı var ama Ruslar için her şeye rağmen Sovyetler döneminin olumlu yanları da oldu. Bu açıdan çok önyargılı kaldı, belki konu sanatla sınırlı olduğu için böyle yaklaşılmış olabilir. Oysa Nikogosyan'ın tespiti daha gerçekçiydi bana göre. Genel olarak keşke en az 10 bölüm sürse de seyredip öğrensek dedirten harika bir çalışmaydı.  


NOTLAR
1937. Stood astride the entrance to the Russian Pavillion at 1937 World Fair. Crafter by the same engineers who built Soviet war planes. 20 m high. A worker and a woman. Holding aloft the hammer and the sickle. 

1917 devrimi ve Eisenstain’ın October filmi.
İmp başkenti Petrograd yerine Moskova capital seçildi.

Sanatçılar devrimin önemli unsurlarındandı. Constructivism akımı. Voice of the movement: Mayakovsky. But its dominant figure his best friend Alexander Rodçenko.
Constructivism was built on a series of Nos. No beauty, no artistic mystery.
Rodçenko said: “We want to be constructors, engineers, not creators”

Tablolar geometrik ya da şematik. Dot painting. Devrimden 4 yıl sonra he announced the death of painting itself.

















Rodçenko

Agit prop devri. Social engineering. Posters. Propaganda. Mayakovsky writes the words and Rodçenko draws. “Okuyalım” posterindeki kız Mayakovski nin sevgilisi Lilya Brik.
Moscow Mayakovski Museum
Rodçenko’nun fotomontaj denemeleri.

Mimaride Constructivism. Vladimir Tatlin’in 3rd International  anıtı
A giant revolving tower housing offices for the party. Lenin didn’t like it so it was never made.
Radio tower
Vladimir Şukov (Shukov)1922’de tasarladı. Hala kullanımda.

For Lenin, cinema was the revolutionary art form.
Eisenstein’s film October gave Russians the authorized version of the revolution
Mosfilm Studios

Çoğunluk fakir ve köylü. Hard 5 year plans of Stalin. Millions press-ganged into factories. Tarımda ısrar edenler collective çiftliklere yerleştirildi. 5 milyon civarı insan öldü. Stalinle birlikte baskı sanatçıları da vurdu. Mayakovski’de bunlardan biri. Odada sandalyede otururken kendini vurur. Son yıllarında Sovyet bürokrasisini eleştiriyor. Russian Proletariat Writers Association’dan atılıyor. Lilya Brik bile terk etmiş. Artık  eski devrim günlerinden eser yok. Tektipleştirme ağır.








































Stalin’in Rusya’yı verimli ve mutlu bir ülke olarak gösterilmesini istemesi sonucu ortaya çıkan sanata Socialist Realism deniyor. A state approved style.
Collectively imposed optimism and everyone being super positive about everything
30 milyon? gulag sürgünü

1938 Mayakovsky station
Savaş bitince crackdown devam etti kaldığı yerden. Sudanov. Cultural apparatchik of Stalin
1952 yılına ait bir istasyonda russian peasants with painted smiles.
İdealized art
Russian Metro: Palace of the People


















































Stalin’in bir tablosunda fabrikalar, çiftçiler ve huzur ortamının arkasında dönemin KGB sembolü siyah araba da görülüyor.
U re being watched!

Alexandır Kamenski (critic)
Eleştiriye sıfır tolerans olan ortamda eserlerin isimlerini sayıp altına et cetera der.
A toast to the hero of socialist labor, glorious days of the shipbuilders, industrial successes
Et cetera…



















 Nikolai Nikogosyan stüdyosunda
“Dışarıya kapalıydık, haberimiz yoktu. Kendi yağımızda kavruluyorduk. Sovyetler fikrini çok seviyordum ama harika bir fikri, ideali berbat ettiler. Şimdi daha iyi mi oldu? Hayır, herkes zengin olma peşinde. Daha kötü olduk!”

“A siyças kakay ideyi yest? Bagatszva, milyon..barut..Siyças luçşiy stali? Net! Huje stali..!”
Adam haklı.

















1953 Stalin’in Ölümü. Kruşçev ile yeni bir dönem. Space Age.
1960ların Space Obelisk anıtı.
Ancient slavic figure of mother russia
En baştaki astronot binbaşı Gagarin
Socialist realism denilmesine karşı bu sanatta social reality gösterilmiyordu.






















Communal flats, happy collectivism propaganda. Cramped apartments.
1970lerden itibaren İlya Kabakov created haunting installations inspired by the communal flats. A dissenter. Prepared them in secret. Made them look like an archive. Overpopulated tenement’taki her object bir event ya da person’ı temsil eder.
Rozet bir ihbarcınınmış.
Bleak inventory of unhappiness
Kabakof was part of a generation of underground artists who exhibited covertly in their homes.




















Painter Tatyana Levitskaya
A veteran from those years.
She remembers the era of secret exhibition and whispered dissent.
“KGB mensuplarına grey people derdik. Hepsi birbirinin aynıydı.” 1974’te bir gizli sergiye katılır. Ormanda. Devlet buldozerlerle yerle bir eder. Halk tepki gösterir. Iki hafta sonra sergi açık olarak yinelenir.
“O dönem insanlarda bir uyanış vardı. Devletin her istediğini yapmak sorgulanmaya başlanmıştı”
Garbaçov geldiğinde artık bu özgürlük isteği iyice artmıştı.















İgor Markin
Sanat patladı yıllar süren baskı sonrası.
Post-perestroyka artwork
“In the soviet times every office, every institution woukd have an official book so u could ake comments and complaints. “
Museum açmış.
Mockery, free expression and uncertainty.































Zurab Tsereteli
200 foot high statue of Peter the Great
Tsereteli Russian Academy of Arts president
Family crest. Self portrait
Enteresan bir sahne yaşandı. Epey geç geldi randevuya. Andrew elini uzattı o gitti kadının elini sıkı önce ama iyi davrandı yine de. Vakur ama canayakın bir adam. 
Kamasutra sex apple. İç çeperler çeşit çeşit sex sahneleri.
Mayor of Moscow Lujkov
Elindeki süpürgeyle şehri temizleme sembolü
Nefis heykeller












































Andrey Malotkin (Molodkin)
Apparatus
Likes constructivists. Gridlike forms.

“Russian oil. We know that oil comes from organic materials and we can imagine that all life kind of stains the territory of Russia. This is it here.

“When we burn it in car, we burn our history, we burn our past”
Upside down. Life to oil. Oil to life.

Andrew: “I like Malotkin’s vision of history. For him it’s a story of revolution and circulation.He is drilling down to the essence of Russian reality: oil. The substance of prehistory and the fuel of its economic future. “


















Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.

Mart 2018 Frankofon Çizgiromanları (Fransa'dan)

Mart ayında Fransa’da çıkan Fransa-Belçika ekolüne ait ÇRlara şöyle bir baktım. Epey vardı. İlgimi çeken birkaç taneyi ufak tefek notlar eşliğinde paylaşayım. 


Le Veilleur des Brumes
Robert Kondo’nun resimlediği Daisuke (Dice) Tsutsumi’nin yazdığı “Le Veilleur des Brumes” çizgiromanında şehrin üzerine gelen öldürücü sisleri uzak tutmak için her 12 saatte bir aktive edilmesi gereken değirmenin ve şehrin etrafını çeviren ahşap surların bekçiliğini yapan yetim domuzcuk Pierre’in hikayesi anlatılmış. Hem annesinin hem de babasının ölümüne şehre girmeye çalışan sisler sebep olmuş. Duygusal tonu ve fantastik konusuyla çocuksu ama ilginç bir hikayeye benziyor.

Ödüllü bir kısa-metraj animasyon olan “The Dam Keeper”ın çizgiroman uyarlaması.
  
.................................................................................................................................................................


Quand le Manga Reinvente les Grands Classiques de la Peinture
Mana yayınevi ilginç bir çalışma yayınladı. Kapağını Kina Kazuharu’nun yaptığı, bilhassa Mangacıların ilgisini çekecek bu albümde meşhur tabloların manga versiyonları yapılmış. Çeşitli çizerlerin çalıştığı, İtalyan formatında çıkan, 112 sayfalık albüm değişik bir tecrübe sunuyor.



.................................................................................................................................................................


Misanthropie Severe
Bara Santiago’dan 80 sayfalık bir ÇR. İnsanları sevmemek olarak iki kelimede yetersiz ve yanlış olarak özetlenen misanthropie kavramı ile ilgili kısa örnekler verilmiş. Mart ayının bende en fazla okuma isteği uyandıran ÇRı. Tanıtımında verilen cümle ÇRdan fazlasını tarif ediyor:

“Parfois satirique, souvent ironique, toujours sensible.”


.................................................................................................................................................................


La Veille du Grand Soir: Mai 68
Fransa’daki 68 olaylarının anlatıldığı bir albüm. Patrick Rotman’ın senaryosu, Sebastien Vassant’ın resimleri ile 192 sayfalık bir anlatı. Tarihsel ÇRlara meraklı olanlara.


.................................................................................................................................................................


Le Chemin de Couchant
1885 Kanada’sında Gabriel Dumont komutasındaki isyancılar ile peşindeki Kenneth Keller isimli polisin arasında Saskatchewan nehri ve kıyısındaki ormanlar boyunca yaşanan kovalamaca konu edilmiş. François Corteggiani’nin senaryosu, Sergio Tisselli’nin resimleri. Özellikle resimlerin albenisi kendini belli ediyor. Seri olarak düşünülmüş. 54 sayfalık ilk albümü çıktı.



.................................................................................................................................................................


Ceux Qui Reste
Ben kaybolunca ailesi ortalığı ayağa kaldırır. Polis seferber olur. Fakat bir gün hiçbir şey olmamış gibi geri gelir. Fantastik maceralar yaşadığını söyler. Herkes yaşadıklarıyla yüzleşmemek için bu yolu seçtiğini düşünür. Derken Ben tekrar ortadan kaybolur. Perişan olan ebeveynlerinin yardımına aynı olayları yaşayan aileleri bir araya getiren bir dernek koşar.






.................................................................................................................................................................


Herzl
Son dönem özellikle İkinci Abdülhamid dizisiyle ismi daha çok geçen Theodor Herzl’in yaşamı üzerine biyografik bir çizgiroman. Yine tarihi ÇR meraklılarına yönelik bir albüm.




.................................................................................................................................................................



Türklerin Ata'sı

Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.

1 Nisan 2018 Pazar

Nur Salman..Dilek Dündar..Adaletsizlik..Türkiye


Nur Salman. Amerika’da 49 kişiyi öldüren İslamcı gece kulübü saldırganı Ömer Metin’in eşi. "Kocasının planladıklarından nasıl haberi olmaz, o da yardım etmiştir" falan deyip suçlandı, ABD'de mahkemelik oldu. İki gün önce beraat etti. Kocası 49 kişiyi öldüren kadının olan bitenle ilgisi olmadığına karar verildi. Serbest. İstediği ülkeyi ziyaret edebilir. İyi kötü bir hukuk var. 

Can Dündar gerçek olduğu anlaşılan bir haber yayınladı. Hapse atıldı. Çıktığı gün öldürülmek istendi. Sonunda yurtdışına kaçtı. Almanya’da yaşıyor. Türkiye, eşi Dilek Dündar’ın pasaportuna o günden beri el koymuş durumda. Makul bir nedeni yok. Maksat belli. Can Dündar’a ceza olsun. Daha da fenası, rehine olarak ellerinde kalsın ki haddini bilsin. Dilek hanım’ın suçu ne? Orası devletin umurunda değil. Hukuk varla yok arasında, ancak bir sarayın uşağı kadar sözü geçiyor. 

Peki bunları arka arkaya niye anlattım? Hafta içi önce Stephen Sackur’un yıllardır süren efsane programı Hard Talk’ta Can Dündar’ı seyrettim. Sonrasında tesadüfen PBS bülteninde Nur Salman’ın haberini dinledim. Üst üste gelince kendiliğinden bir karşılaştırma doğdu. 

Açıkçası Can Dündar’a olumlu baktığımı söyleyemem. Zamanında AKP örgütünün yanında yer almış, artık nasıl olduysa demokrasi getireceklerine falan inanmış kandırılan liberal gazeteci modelinin çok zararı oldu ülkeye. Temiz bir görüntüleri yok. Fakat karşılarında o kadar kirli bir kitle var ki, haktan yana kalmak için tüm hatalarına karşın Can Dündar’a yapılan haksızlıklara karşı çıkmak gerekiyor.

Bir devlet düşünün, kendisine karşı haber yapan gazetecinin karısını rehin alıyor! Kadın gitse ne olacak, beraber sürgünde yaşayacaklar. E ne olur? “Olmaz, elimde koz olarak tutacağım” diyor devlet. Bildiğin çete mantığı. Artık ister mafya deyin ister kabile. Filmlerde kötü adamların en sık başvurduğu taktiği uyguluyor: “Karısını kızını ele geçirip istediğimizi yaptırırız!” Ne kadar intikamcı ve ilkel bir davranış. Hak hukuk yerle yeksan. Ama şaşırmıyorum. Kindarlığın kitabını yazanların değil mi bu senaryo!

Devlete rağmen yaşamaya çalışıyoruz Türkiye’de.
Eli sopalı öğretmenin bakışlarına yakalanmamaya çalışan çocuklar gibiyiz.
Ne sınıfı terk edebiliyoruz ne de ağzımızı açabiliyoruz
Dikkat çekmemek sağkalım siyaseti olmuş.
Varlıkla yokluk arasına saklamışız yaşamı
Zil çalsa da gitsek durumu hakim. 


Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...