AtaTürk: Mustafa Kemal’in İzinde
Fransa’da bu mart
ayında çıkan çizgiromanlardan birisi biz Türkler için ayrı bir öneme sahip.
Kurtarıcı komutanımız ve cumhuriyetin babası Atatürk konu ediliyor.
Senarist: Loulou
Dedola
Resimleyen: Letio
Bonaccorso
Renklendiren: Letio
Bonaccorso
Glenat / 120s /
Mart 2018
Senarist Loulou Dedola daha önce Kuzey Kale’sinde tanıttığım Le Jeu D’Ombre (2016) ÇRının da
yazarıydı. Buradan okuyabilirsiniz. Biliyorsunuz o hikayede de Fransa’daki
Atatürkçü bir gencin yaşamından bahsediliyordu. Dolayısıyla Türkiye ve Atatürk üzerine ikinci ÇR
çalışması.
Dedola dünyayı gezmeyi seven çok yönlü bir yazar, besteci ve tercüman. Afrika’ya
yaptığı pek çok yolculuk sırasında buradaki suç örgütlerini tahlil ederek 410 African Mafia (2014) isimli ilk ÇR
denemesinde paylaşmıştı. Aynı albümün film uyarlamasının da senaristliğini
yaptı. Loulou tam bir Türk dostu ve Atatürk devrimlerinin tutkulu bir hayranı.
Sık sık ülkemize gelip gidiyor.
Resimleyen çizer Letio Bonaccorso’yu ise burada tanıtma
fırsatım olmayan 2014 yapımı Jan Karski
albümünden tanıyorum. Yine biyografik bir hikayeydi. Bonaccorso, albümlerin
yanı sıra çizgiroman dersleri veriyor. Daha önce Dedola ile beraber 410 African Mafia ÇRında çalıştı. Bu
ikinci ortak çalışmaları oluyor. İtalyanca yayınlanmış bir başka çalışmada ise Che Guevara konulu bir albümü
resimlemiş, albümün yazarı Jan Karski’de olduğu gibi Marco Rizzi.
Çizgiromanın konusu basit sayılır. İzmir’de bir üniversitede profesör olarak görev yapan Afife hanım, hastalığının etkisi ve ülkesinin AKP örgütünün yönetiminde geldiği duruma üzüntüsünün sonucu olarak geçmişiyle yüzleşmeye karar verir. Almanya’daki suç ve radikal İslam arasına sıkışmış akrabası Mehmet’le tanışır. Ülkesinin laik tarihini reddeden Mehmet’i kendisiyle birlikte Atatürk üzerine yapacağı çalışmayla ilgili Anadolu’dan Trakya’ya uzanan bir yolculuğa davet eder. Afife Mehmet’e Atatürk’ün hayatını ve yaptıklarını anlatırken geriye dönüş sekanslarıyla ÇR’a da yansıtılır.
Loulou Dedola (solda) Gölge Oyunu albümünü tanıtırken |
Çizgiromanın konusu basit sayılır. İzmir’de bir üniversitede profesör olarak görev yapan Afife hanım, hastalığının etkisi ve ülkesinin AKP örgütünün yönetiminde geldiği duruma üzüntüsünün sonucu olarak geçmişiyle yüzleşmeye karar verir. Almanya’daki suç ve radikal İslam arasına sıkışmış akrabası Mehmet’le tanışır. Ülkesinin laik tarihini reddeden Mehmet’i kendisiyle birlikte Atatürk üzerine yapacağı çalışmayla ilgili Anadolu’dan Trakya’ya uzanan bir yolculuğa davet eder. Afife Mehmet’e Atatürk’ün hayatını ve yaptıklarını anlatırken geriye dönüş sekanslarıyla ÇR’a da yansıtılır.
NİYE BUNLARDAN HABERİMİZ YOK!
Çizgiromanın
kalitesi tartışılır, beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama bir gerçek var. Bizim TR’de
bu ÇRdan haberimiz yok. Tıpkı 2016'da çıkan “Gölge
Oyunu” ÇRından haberimiz olmadığı gibi. Tıpkı daha pek çokları gibi. Bu çağda böylesine bir
vurdumduymazlık böylesine bir cahillik kabul edilemez.
Dünya’da Türkler ve
Türkiye ile ilgili yılda çıkan ÇR sayısı 2-3’ü geçmezken bunları bile dilimize
kazandıramayan Türk ÇR yayıncıları olsa ne olur olmasa ne olur! Çeviri bürosundan
bozma bu taşeron yayıncıların bugüne kadar yerli ÇRa bir şey katmadıkları gün
gibi ortada. Açın bakın yıllık yayınlarının %10’u bile yerli değil. Hiç bir Türk
ÇR yayınevinin çıkarttığı bir çizere ya da senariste rastladınız mı? Dandik
süper kahramanları ergenlere ve ergen kalmışlara pazarlayıp cebini şişirecek bir
Türk ÇR piyasasının basit tüccar zihniyeti bilinçli okurun desteğini hak etmiyor.
Fakat sorun şu: doğru dürüst okur da yok!
Yok ki! Dolayısıyla her alanda olduğu gibi ÇR piyasasında da körler-sağırlar
düzeni devam ediyor.
Şu Loulou Dedola Türk medyasında iki satır
haber olmamış…nasıl bir umursamazlık içindeyiz! Turabi’nin terbiyesizliklerini
manşetten veren, topun çizgiyi geçip geçmediğini sabahlara kadar tartışan
medyamızda iki kelime bulamadım yahu! Beğenirsin beğenmezsin, adam 2-3 senedir
bu ülkenin sorunlarıyla ilgili bir şeyler yazıyor..AKP yönetimindeki TR’ye
eleştirel bir bakış sergiliyor..Atatürk devrimlerinden yana tavır alıyor. Yani
bizimkilerin yapması gerekeni yapıyor..Ulusal medyada tek satır yok..tek kelime
yok..Üç maymun medya. Ondan sonra insan maymundan gelmemiştir diye böğürür bir grup
cahil..Evet bazılarımızın maymundan gelmediği ortada, hala maymundan çok da ileri
gidememişler!
Hadi ulusal medyada
yok, haberleri olmadı, ilgilenmediler, peki ÇR medyasında iki satır haber var mı? Yok efendim
nerde o insan kalitesi! ÇR haber siteleri, dernekleri, forumlarında da tek
kelime yok..Türkiye ile ilgili yazılan çizilen yılda 2-3 ÇRı bile, hem de elinizin altında internet varken, haber
veremeyecekseniz, ne halta yararsınız siz? Bu nasıl bir yetersizliktir! TR’de hiçbir
şeyin iyisi yeteri kadar olmadığı gibi doğru dürüst bir ÇR okuru da yok
maalesef. Konuşmaların çoğu zırva.
Zaten sayıları
fazla olmayan Türk ÇR sanatçılarının çoğunu da es geçmemek lazım. Bu çizgiromancılar 2018 yılında bile hala at üstünde kılıçla kendilerine
yol açmaya çalışıyor. Bu nasıl bir "dar görüşlülüktür", nasıl bir “eskiciliktir”! Bırakın
artık bu atlı savaşçı ezberini…Bazı şeyler zamanında güzeldir. Yığınla güncel
sorunumuz varken atlı kahramanlarla uğraşmak, gerçeklerden dörtnala kaçarak
kahraman olmaktan farksız.
Son zamanlarda sık
tekrarladığım bir laf var. En iyisi onunla bitirmek. Biraz rahatlatıyor.
“Neyse ki dünya bu ülkeden ibaret değil”
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.