Bugün çok mühim! bir konudan bahsetmek geldi içimden. Ne yapayım, güzide basınımızda /medyamızda doğru
dürüst ele alan görmeyince iş başa düştü. Trump'ı biraz tanıdığımı düşünüyorum :) Nereden diyeceksiniz, yıllar önce adamın "The Apprentice" diye bir realite yarışması vardı. Üç dört sezon seyretmiştim, enteresandır. Hala da arşivimde tutarım. Dolayısıyla en azından oradaki tarzını biliyorum, çok da farklı değil biliyor musunuz? Doğal adam bence. E İngilizce konusuna da meraklıyımdır, bir göz atalım bakalım neler dönmüş.
Trump ne demişti bizimkilere:
“Look at these people. How nice they are. Look at them. They
re so easy to deal with. Look at them. Central casting. There s no Hollywood
set where u could produce people that look like them.”
(1)Trump “güzel” demiyor!
Hemen herkesin katıldığı bir hatayı düzeltelim. Burada “nice” derken “güzel” falan demiyor. Birine “nice
person” demek iyi huylu, iyi karakterli, terbiyeli, efendi, iyi çocuk
anlamlarına gelir. Güzel anlamına gelmez! Uydurmayın! Ancak kalkıp da “nice body” diye kullanırsan güzele kayar. Burada öyle bir
durum yok. Zaten sonra gelen ifadeden belli:
(2)“They are so easy to deal with”
Yani bunlar sorun falan çıkartmaz, bakın ne kadar terbiyeli,
ne kadar uslu, ne kadar söz dinleyen insanlar diyor. Kısaca “Uslu çocuklar” demiş
bizimkilere :) Bu kısım genelde doğru anlaşılmış.
(3)“Central Casting”
deyimi
En çok da burada çuvallamış medyamız. Bu “central casting” deyimini “casting ajansı” ve figüranlık bağlantısından ziyade Trump dili içinde incelemek en doğrusu çünkü Trump bundan
önce de defalarca kullanmış bu sözü. Bunlardan bahseden yok. Acaba bu ülkede sadece benim mi internetim var diye düşünüyorum bazen :) Tam olarak ne anlama
geldiğini anlayabilmek için aynı ifadeyi kullandığı iki farklı örneğe bakalım:
(1)Yardımcısı Pence hakkında
“They’re telling me I have to pick him. It’s
central casting. He looks like a
Vice-President.”
(2)Anayasa mahkemesine atayacağı Brett Kavanaugh hakkında
"I'm going to
nominate you for the United States Supreme Court. I said this is going to – you
are so central casting. Great marks,
great schools, the best everything, the best of everything."
İlkinde başkan yardımcısı olarak Pence’in “biçilmiş kaftan” olduğunu anlatmaya
çalışıyor kendi dilinde. Tam işe uygun adam demek
istiyor. Kendince övüyor yani.
İkincide ise iyi okullardan mezunsun, her şeyinle tam yakışıyorsun bu göreve demek istiyor.
Yine “biçilmiş kaftan” deyimi tam karşılıyor.
Dolayısıyla Amerika’da genelde figüranlar için kullanılan
deyimi Trump iyi anlamda, birinin bir işe ya da makama uygunluğu için “biçilmiş
kaftan” sözü gibi kullanıyor. En azından görünüşte bir uygunluk bu. Alttan
alta bir alaycılık var mı? O da vardır belki ama adamın her hareketinde alaycılık var zaten. Neticede kendi atadıkları, yardımcıları için de söylüyor, önemli olan
kısmı o. O kadar da kötü bir şey değil yani. Zaten buna gelene kadar neler neler söyledi, devlette kimsenin gıkı çıkmadı. Onların yanında bu laf sanıldığı gibi çok da önemli değil.
Hollywood kısmı tartışılır ama bana göre yine aynı komplimanın devamı olarak "görevlerine yakışan insanlar" gibi söylemiş olabilir.
Bu ilüstrasyonu çizen Kanadalı Michael De Adder gazeteden daha yeni kovuldu |
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.