Amerika’da ekonomik buhran yılları. Ekmek aslanın ağzında. İşçi
arkadaşlarının hakkını savunan Sol Gann (Ray
Wise) memleketin diğer ucuna sürülür ve hemen gitmezse kovulacağı söylenir.
Zaten eşini kaybetmiş olan adam küçük kızı Natty Gann’i (Meredith Salenger) kaldıkları otelin sahibesine emanet eder ve çaresiz
trene biner. Fakat işler beklendiği gibi gitmez, kadın kızı terk edilmiş olarak
devlete ihbar edince, kızı da babasını bulmak için binlerce kilometre sürecek
bir yolculuğa tek başına çıkmak zorunda kalır.
Yine çocukken video kasetini seyredince aklımda yer eden,
yıllar sonra tekrarladığımda hala beğendiğimi gördüğüm güzel yaşlanmış bir film. Evet,
filmler/diziler de insanlar gibi aslında, bazısı tekrar seyredilmiyor, bazısı benzer
tatlar verebiliyor.
Natty Gann yol boyunca çeşit çeşit insanla karşılaşıyor. Ama
en iyi arkadaşı bir kurt oluyor. Yol
boyu kıza göz kulak oluyor desek yeridir. Disney yapımı diğer filmlerle
kıyasladığımda, bir Disney filminden beklenebilecek en yüksek drama dozuna
sahip diyebilirim. Hatta belki de beklenmeyecek kadar.
Çocuk-hayvan dostluğunu konu alan basit komedi-macera
filmlerinden değil kesinlikle. Dramatik
bir bakışa sahip olmasının yanında oyuncuların yeteneği, sinematografi ve James Horner’ın müzikleriyle duygulu bir gerçekçilik sunuyor. Harry (John Cusack) gibi yolda karşılaştığı
karakterlerin filme ciddi katkısı var. Kızın yolculuğu boyunca o yılların sefalet
içindeki Amerika’sından verdiği kesitlerle döneminin perişanlığını yansıtmayı ihmal etmiyor.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.