Çizer: Max de
Radigues
Kısa hikaye gibi bir albüm. Hem senaryo hem resimleme minimalist. Bir portre çizilmiş ama bu kişilik portresi değil. Öykü de sayılmaz. Sadece anne karakterinin bir yönünün, ama baskın bir yönünün kuşbakışı portresi.
Salınımlı, gelgitli bir yaşam sürme ihtiyacının resmi. Ailesini sevmediği için
değil, içinden geldiği için, tehlikeli de olsa kötü koşullarda da yaşasa
yollarda olmayı özleyen bir anne. İçgüdüden
zayıf ama istekten güçlü bir yönelim duygusuna sahip bir anne.
Kapakta, adamla kadının arasına, tam ortaya, lastik salıncağın konulması, iki hayat tarzı
arasındaki gidiş gelişin sembolü olarak daha başlangıçta göze çarpıyor. Meşhur “hobo işaret dilinin” bir parçasıymış
gibi okuyucuya göz kırpıyor. Akla getirdiği ikinci bir anlam ise yollarda
olması gereken bir nesnenin ağaca bağlanarak keyif için hareketsizleştirilmesi.
Kadının seçimi ya da kocasının yaklaşımı, iyi-kötü basitliğine
sıkıştırılmadan olduğu gibi verilmiş. Kadın sadece yollarda olmak istemiyor,
ara sıra aile hayatını da özlüyor. Yani bu ikisi arasında bir gelgiti var. Bir
tür bipolarism sergiliyor. Kaçak
tren yolculukları da, evindeki sıcak aile ortamı da ziyaret etmek istediği
duraklar. Kadın bir hobo mom, yani
sosyal açıdan çift kimlikli bir yaşam tarzının takipçisi. Bir çeşit
hermafrodizm.
Benim bu hikayede kadının gelişi ve gidişi sırasında en çok
merak edip kurcalanmasını istediğim, kadının yolda ne bulduğu, neden hobo
yaşamına ihtiyaç duyduğu oldu ama bu konuda tek kelime edilmemiş. Sadece kısa
hikaye mantığıyla olanları verip, o meseleye hiç girmiyor. Bir çeşit “call of the wild” gibi sunuluyor ve
gerisi okuyucuya bırakılıyor.
“Hobo” kavramı zorlama
kaçmış. Daha ziyade yolculuğu, yollarda olmayı seven bir insan Natasha. Hobo’luk
başka bir olay.
Kapalı mekanlarda uzun süre yaşayamayan Natasha’nın kocası
Tom’a meslek olarak çilingirliğin seçilmiş olması ve firmasının logosunda üç
fiyonklu anahtar olması da rastlantı olmasa gerek.
Sissy isimli kızlarının baktığı kafesteki tavşanın isminin Hazel oluşu yine başka çağrışımlar yaptı kaçınılmaz olarak.
Britanya edebiyatının unutulmaz klasiklerinden “Watership Down”da ana karakter olan tavşanın da ismi Hazel’dı
biliyorsunuz. Peki Hazel’ın hikayesi nasıl başlamıştı? Tüm aksi yöndeki
telkinlere karşın dış dünyaya açılması ve o tehlikeli yolculuğa çıkmasıyla. Yine yolculuk ana tema. Bilinçli
seçildiğini düşünüyorum.