20 Ocak 2019 Pazar

Tören Bahane, Tepişmek Şahane: Yaşa Fenerbahçe

Bu nasıl bir tören!
(Sözcü, 20 Ocak 2019)

Burası Pazar Yeri Değil, Park Açılışı!
Yok yok. maç yazılarına başlamadım :) Bugünkü Sözcü gazetesinin netteki bir haberi gözüme çarptı. Yalova’da bir parka vefat eden bir Fenerbahçeli gencin ismi verilmiş, Fenerbahçeliler de Bursa’ya maça giderken Yalova’da durup açılışa katılmışlar. Fakat açılıştan görüntülere bakınca rezaleti fark ediyor insan hemen. 

Bloğa alırken birkaç foto kullanmam lazımdı, baktım kim çekmiş düzenlemiş, hiç değilse ismini yazayım diye ama Sözcü bu olayı fotohaber başlığıyla bol foto eşliğinde yayınlamasına karşın haberi yapanın ismi netteki sayfada yok! Onu bırak, fotoları çeken şahıs ya da şahısların adları bile yok. Rezilliğe bakar mısınız! Fotohaber yapıyorsun çekenlerin ne ismi var ne cismi! Uygar bir ülkenin herhangi bir gazetesini alın. İster dijital ister matbu versiyonunu. Tüm fotoların altında çekeni bağlı olduğu ajans, hatta küçük bir açıklama verilir. TR’de gazeteciliğin düştüğü acıklı hallere örnek. Instagram hesabı yönetir gibi gazete yönetiyor koca koca isimler.

Barbarizm!
(Sözcü, 20 Ocak 2019) 

Ama esas konu bu değil. Adına açılış dedikleri şu “kahreden karmaşaya” bir bakın! Kim seyirci, kim ne veriyor, ne yapıyor, ne diyor nereye gidiyor. Hiçbir şey belli değil. Sanki stada girmiş bir taraftar grubunun ortasında kalmış bir avuç insan gibiler. Sanki park alanı koca bir belediye otobüsü olmuş gibi herkes birbirine yapışmış durumda. Biri çocukluktan gençliğe adım atan bir fidanı ayağıyla basarak katletmek üzere. Kucaklarda çocuklar, elini kolunu nereye koyacağını şaşırmış davetliler. Telefonlarıyla akrobasi sergileyen tuhaf insanlar. Davetlilerin rahatsız olmuş yüzünde ayıp olmasın diye saklamaya çalıştığı bir sıkıntılı hal. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bir numaralı sorumlu belediye başkanı bile elinde forma pazarcı esnafı gibi kendi beceriksizliğinin pençesinde çaresizce çırpınıyor. Estetik bir kaygı yok. İncelik sıfır. Tam bir kaos. Tam bir rezalet. 

Sanmayın ki bu rezillik buraya has bir durum. Buna denk geldim, buradan konuya girdim. Neredeyse tüm açık havadaki açılış törenleri, konuşmalar, ödül törenlerimiz böyle. Hatta cenazelerimiz bile bu başıbozukluk içinde sıkış tepiş bir ilkellikle kaldırılıyor. Kavgalar dövüşler, sen oturacaksın ben oturacağım, ben önde duracağım tipi yığınla ucuzluk. 

Elinde FB mikrofonu olan Yalove Belediye Başkanı Ali Koç'a yaklaşma mücadelesinde, Volkan arkasındaki belediye zabıtasından rahatsız gibi, Ali Koç "Yalova dedik Castlerock çıktı" dercesine bir çıkış yolu arıyor sanki  :))
(Sözcü, 20 Ocak 2019) 

Ayıptır yahu. İnsanları da geldiğine geleceğine pişman ediyorsunuz. Anladık seçimler yaklaşıyor, kendinizi göstereceksiniz falan da şu işi organize etmek bu kadar mı zor! Nedir bu kepazelik..!

Eksik olan düzen, planlama yani uygarlık. Aklı dışlayan bir kabile toplumu gibi yaşıyoruz. Sabah bindiğimiz yapış yapış otobüsten, arabamızla ecel terleri döktüğümüz trafikten, kargacık burgacık sokaklarımızdan, sivil mimarimizin olmamasından, kuyruk makineleri gelene kadar devlet dairelerinde yaşadığımız kavgalara kadar her toplumsal davranışımızdan bu belli. Mutsuz olmak için hiçbir sebep olmayan sıradan olayları dahi büyük sorunlara dönüştürüyoruz.  

Kimse kendi üstüne almıyor bu durumu. Alışılmış artık, yadırganmıyor bile. Haber bile olmuyor işte. Kimsenin gözüne takılmıyor, garibine gitmiyor. Kimse eleştirmiyor.

Sonra Trump "Türkler siz rahat durun Kürtlere saldırmayın, Kürtler siz de Türkleri kışkırtmayın" diye oymak başını oynadığında kızıyoruz. Niye sinirleniyorsunuz adama. Barzani aşiretinde de açılış yapılsa bu kadar olur işte. Manzara ortada.  

Hastalık derinlerde.
Suçlu kültürün kendisi olunca
İşin ucu millete dokununca
Ne kadar haykırsan boşuna
Suç kalıyor söyleyene
Onlar çıkıyor kerevetine

Sözcü, 20 Ocak 2019



Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...