Pain, Pus, and Poison (3/3) - BBC Belgesel Serisi - Tıp Tarihi
NOTLAR
Walton Hall in Yorkshire
1835 – Yaşlı bir eşekle çıplak ayakla yürüyüşe çıkarmış.
All medicines are poison and and all poisons should be
considered as medicine
Charles Waterton
Walton Hall squire
eccentric – double jointed, can scratch the back of his ear
with his big toe
Avid tree climber. 80 yaşına kadar tırmanmış.
Sometimes hides under tables and bites people’s legs while
dining
Travelled the globe and collected eccentric objects.
20 yıl Amazon ormanında yaşadı. Burada Amerindian
kabilelerinden biriyle arkadaşlık kurdu. Macushi. Kullandıkları bir zehrin formülünü almış.
Wourali isimli bir vine key ingredient.
Strychnos toxifera’ymış. Curare
Poison darts – blackness n the end is the poison part
Waterton – William Sewell (leading vet) Benjamin Brodie üçlüsü
Brodie önce küçük hayvanlarda test etti, sonra eşek üzerinde
denmeye karar verdiler. Hayvan kolapsa girip nefes almayı kesince trakeotomiyle
müdahale ettiler. Bellows ile hava pompaladılar. İki saat sonra durdular, iyi
gibiydi, tekrar fenalaşınca devam ettiler. Dört saat sonra iyileşti.
Curare’nin sadece solunum ve hareket kaslarını etkilediğini tespit ediyorlar.
Kalbe etkisi yok.
Fred Prescott – one of the 20th cent. self-experimenters.
Cerrahide muscle ralaxant olarak etkili olduğunu göstermek için belli dozda
kendine enjekte etti.
Waterton günlüklerinde kullandıkları eşeğin en iyi şartlarda
bakılmasını yazmış. Zaten 25 yıl daha yaşadı ve 1839’da öldü eşek. Yerel
gazetedeki ölüm ilanında tıbba katkısı belirtildi.
Waterton Konağı |
Waterton |
William Sewell (leading vet) |
Benjamin Brodie |
Life-insurance became popular which also led to financially motivated murders by poison.
Victorian dönemindeki high profile olgulardan biri Mary Anne Cotton’dı. Dört kere evlendi. Kocalarından üçü iyi sağlık sigortasına sahipmiş. Ayrıca 10 çocuğu gastric-related ilness’dan öldü. Onların da çoğu sigortalıydı. Annesi, sevgilisi ve eşinin kızkardeşi de öldü. Onların sigortası da ona kaldı :)) Bununla da kalmadı, 1872’de 16 yakın arkadaşı ve ailesinden birileri de öldü. Sadece 7 yaşındaki üvey oğlu Charles Cotton hayatta kaldı. Bir işe verdi onu. Ama bir süre sonra o da öldü. İş yeri sahibi ölümden şüphelendi. Polise haber verdi. Mezar açıldı. They suspected foul play and exhumed him.
Sonuçta arsenikten şüpheleniyorlar.
Arsenik kümülatif bir zehir which means u don’t excrete the dose. The more u get, the more it builds up in the body. Yemeğe karıştırması kolay.
Mahkeme başladı. Charles Cotton’ın vücudunda arsenik bulunması annenin suçunu ispatlayacaktı. O zamanlar sık sık arsenik zehirlenmesi görüldüğünden Reinsch testi diye bir test uygulanıyordu.
Çocuğun mide ve bağırsaklarından alınan örnekler asit ve bakırla ısıtıldı. Arsenin varsa, bakır koyu griye dönüşecekti. Merkür bromid ile ıslatılmış kağıda konulduğunda alameti farikası sarımsı kahverengi lekeyi bırakacaktı.
İncelemeler sununda arsenik çıktı. Mary Ann 1873’de asıldı. Annesi, 3 kocası, 10 çocuğu ve iki arkadaşının ölümleri konusunda bir mahkeme olmadı.
19yy da gizemli zehirlenme olaylarına sık rastlanıyordu. Sinister poisoners and unfortunate accidents. Bu açıdan forensic science’ın temeli arsenik üzerine çalışmalarla şekillendi.
Arsenc trioxide rat poison olarak satılıyordu serbestçe piyasada.
Punch cartoon about arsenic
1849’da farmasötik firmaları meclise gidip zehirlenmelere bir çare bulmalarını istedi. 1851 Arsenic Act çıktı ve satışlar sınırlandı. Satılan kişilerin kaydının tutulması şartı getirildi.
A few years and many murders later…
Ölümler devam etti. Herkes satabiliyordu. Sonunda meclis daha sıkı tedbirler getirdi. Bu kimyasallar pharmacy’nin bir business olarak tanınmasını sağladı.
Belladonna – deadly nightshade
Eskiden kadınlar göz bebeklerini büyütmek için bu bitkinin suyunu gözlerine sürdüğü için ismi güzel kadın anlamına geliyor.
19yy da active ingredient izole edildi. Atropine.
Birkaç dakikada etkili. Mosley kendi sağ gözüne damlattı ve karşılaştırdı pupil’leri.
Atropin’in panzehiri bir başka zehir.
1864 – Prag – Bir doktor 4 mahkumu tedavi ediyor. Eczaneye girip alkol diye atropin içmişler. Atropine poisoning. Oftalmolog arkadaşı Calabar bean ekstraktı vermesini tavsiye eder.
Calabar bean contains pharmacologically active alkaloids one of which was physostigmine that constricts the pupils. Belki diğer etkileri de aynı şekilde tersine çevirebilir diye düşünüyor. Bir gün içinde olumlu sonuç. En kötü durumdakinde deniyor önce.
Atropin o günlerde insecticide panzehiri olarak da sık kullanılmaya başlandı. Ayrıca bazı kalp kondisyonlarında.
WW1
17 milyon ölüm ve kayıp
1917’de Belçika’daki askerler peppery bir koku ve altın
renkli bir duman rapor etti. 24 saat içinde kaşınmaya başladılar ve her
yerlerinde blisters çıktı. Incurable sores. Kan tükürme. Mustard Gas. Deriden
de emilebiliyor. Giyinik bile olsan güvende değilsin. Ölüm 6 hafta sürebiliyor.
Korkunç bir bir ölüm. Weaponized gases. Başka gazlar da var. Kaiser Wilhelm
Inst.’de yapılıyor. Sorumlu yönetici Fritz Haber. Prestijli Karlsruhe üni’de
prof. Karısı da çalışma arkadaşı bir kimyager: Clara Immerwahr. Nobel de aldı
ileride ama kimyasal silah yapımında büyük rol oynadı. Alman ordusunun bilimle
pek bir ilgisi yok o dönem ama ısrarcı oluyor. Batı cephesindeki ilk kimyasal
saldırıyı kontrol etti.
He said: “Death is death, however it is inflicted”
Eşi Clara kimyasallarla uğraşmamasını için çok dil döküyor.
Herkesin ortasında hain diyor karısına.
İlk kullanımda 5-10.000 insan öldürüyor. Haber yüzbaşılığa
terfi ediliyor. Berlin'e zaferle dönüyor. Eşiyle tartışmaları sürüyor. Bilime ve
vatanına bir borç olarak görüyor Haber. Sonunda Clara harekete geçiyor
vazgeçiremeyince.
Geceyarısı. Clara eşinin silahını alıyor. Dışarı çıkıyor ve
kendini kalbinden vuruyor. Aynı gün herif Ruslara karşı gaz uygulanmasını
yönetmek için cepheye gidiyor. Annesinin cansız bedenini 13 yaşındaki oğulları
buluyor. Sonrasında da gazın silah olarak kullanımı için çalışıyor. Çalışma
arkadaşları başka gazlar da üretiyor.
WW1’in “Chemists’s War” olarak anılmasının sebeplerinden
biri de bu.
Clara Immerwahr |
Mustard gazının hikayesi burada bitmez. İkinci dünya savaşı
yaklaşıyor. Yale Tıp Fakültesi. Mustard Gazına karşı panzehir bulmak için
çalışılıyor. Louis Goodman ve Alfred Gilman
Kütüphanede WW1’de mustard gazına maruz kalmış askerlerin
vakalarını okudular. Ortak özellik olarak aşırı düşük WBC tespit ettiler.
Buradan kansere karşı sürpriz bir tedavi çıktı.
Kanser DNA’daki mutasyon sonucu ortaya çıkar. These genetic
mutations either promote excess cell growth or remove the normal safeguards
that limit cell division. Either way, the cell begins to divide uncontrallably.
Özellikle leukocyte’lar bu duruma daha meyillidir. Goodman ve Gilman buradan
hareketle düşündü: eğer hardal gazı normal WBC’leri öldürebiliyorsa, belki
malignant olanların da yok edilmesinde kullanılabilir..
Hayvan testleri başarılı olunca insan denek aramaya
başladılar. JD olarak bilinen bir lenfoma hastası buldular. Yale’de bu deneyin
ayrıntılı notları mevcut. Polish immigrant in his 40s. Metal worker. Çenesinden
büyük bir tümör var. Artık yutkunamıyor, gece uyuyamıyor. Could not fold his arms
across his chest because cancer under his arms were so massive.
Case conference concluded by this line: “patient’s outlook
is utterly helpless on the present regimen”
1942’de ilk enjeksion. Nitrogen mustard verildi. Savaş dönemi
olduğu için sadece Substance X olarak not ettiler.
Gittikçe iyiye gidiyor. Ama geç kalınmıştır. 6 ay kadar sonra
ölür. Notlarda “died” olarak kısaca belirtilir. Nitrogen mustard bölünen
hücrelerin DNAsına bağlanır. Bu hücrelerin self-destruct mekanizmasını harekete
geçirir. Kanser tedavisinde kullanılan ilk ilaç. Modern kemoterapinin
başlangıcı.
Tüm kemoterapötik ajanların ortak özelliği canlı hücreleri
öldürmek. Mustard nitrogen hala bazı kanser tiplerinde kullanılıyor.
Louis Goodman ve Alfred Gilman |
Toxicity? Hangi madde ne zaman toksik?
16th century physician and chemist Paracelsus:
“All substances are poisonous. Zehirliliği doz belirler”
“All substances are poisonous. Zehirliliği doz belirler”
Su bile fazla içersen öldürebilir. Beyin hücreleri şişer ve
koma ve ölüm.
Bir iki saatte 7 litre içersen sağ kalma ihtimalin %50.
Toksisite türe göre
de değişir. Bu boyutta bir köpek için iki tablet çikolata ölümcül olabilir.
Theobromine. vomiting, heart probs and convulsions in dogs.
Type of exposure da önemli
Ingested, inhaled, or injected?
One measure of lethality is the LD50.
While anything can be poisonous, substances with an LD50
less than 100 mg per kg tend to be called poisonous.
On this scale, most chemotherapy agents including mustard gas would register 1-4 mg /
kg
Dash for cash
It should not be forgotten that while poisons can
be medicines, medicines can be poisons too
Chemi-Grunenthal Alman ilaç fabrikası. İlaçlara hücum
dönemi. Fazla test edilmiyor. Staffed by many former Nazis.
Yeni buldukları bir ilaç o zamanlar sleep disorder için
kullanılan barbitüratlara benziyor. Piyasaya sürüldü. Insomnia, cough cold
headache karşıtı olarak satıldı. Pregnant women’da morning sickness’a da iyi
geliyor özellkle. 1960lara gelindiğinde tüm dünyada satılıyor. Around this
time, babies borned with missing limbs, deformed morphology started to rise.
Sonunda genç bir Avusralyalı doktorbebeklerden ziyade annelere odaklandı ve
gerçeği gördü. Hepsi gebeliklerinin ilk aylarında morning sickness’dan
muzdaripti. Hepsi distaval kullanmıştı. Its generic name was Thalidomide.
10.000 civarı bebeğin ciddi bir sakatlıkla doğduğu tahmin
ediliyor.
Bunların yarısı erişkin olamadan öldü.
ABD. 1960. Thalidomide’in suçlu olduğunun anlaşılmasından bir
yıl önce. Francis Kelsey FDA’da işe başlıyor. İlk görevi Thalidomide’in
piyasaya sunulması için yapılan başvuruyu değerlendirmek. O sırada dünyanın
geri kalanında piyasada. Klinik araştırma sonuçlarından ziyade iyi olduğuna
dair şahitlikler vardı. Yeterli görmedi ve bu haliyle onaylanamayacağını
söyledi. Bir başvuru daha geldi FDA’ya. Kelsey bundaki safety data’nın da
yeterli olmadığı sonucuna vardı. Firmanın tüm baskılarına karşın yine ruhsat
vermeyi reddetti. Tüm tehditlere karşın she stood her ground as a scientist, as
an FDA official. Persevered. 1961’de ilacın korkunç yüzü ortaya çıkınca,
Kelsey’ye Kennedy tarafından madalya verildi.
Thalidomide faciasından sonra yeni kanunlar ve
talimatnameler çıkarıldı.
Thalidomide led to tighter regulations which was a good
thing.
Thalidomide caused birth defects by blocking the formation
of new blood vessels. Growing limbs were particularly vulnerable.
Ama iyi etkileri de oldu. Leprosy hastalarına verildiğinde
bir günde bu kadar fark yarattı.
Multiple Myeloma (tedavisi zor bir kanser türü) için de
etkiliydi.
Cüzzam hastası, Talidomid öncesi |
Cüzzam hastası, Talidomid sonrası |
Mineraller, bitkisel kimyasallar ya da yeni bileşikler
üzerinde çalışıldığı gibi mikropların salgıladığı kimyasallar da çalışılıyor.
Örn: Clostridium botulinum
Botulinum toxin is the most poisonous substance known to
man.
Birkaç kaşıkla tüm Britanya, birkaç kilo tüm insanları
öldürmeye yeter.
Botulinum toxin = botox
Produced by bacteria. First discovered by poorly prepared
sausages during the 18th century.
It was named after the Latin for sausage, botulus.
It was named after the Latin for sausage, botulus.
Deadliest of the deadly
Commonly kills via respiratory failure
Curare’de olduğu gibi bellows ile birkaç saatte
kurtaramazsın. Haftalarca makineye bağlı kalması lazım.
Botox works by preventing muscles from receiving nerve
signals. Botox is an enzyme. Destroys vital proteins. Only the growth of
new nerve endings can restore muscle
function. And this can take months. It’s a neurotoxin. Migrain, leaky bladder,
excess sweating’e çare olabiliyor. Main use is ironing out wrinkled aging faces
by destroying the nerves that cause frowning. Kendi üstünde denemiş. Yeni nerve
ending oluşunca etkisi geçiyor.
Hundred trillion pounds per kilo
Most expensive product on earth.
Böcek ve örümcek zehirleri de araştırılıyor
Mesela beyin tümörlerinde sağlıklı sağlıksız dokuları ayırt
etmek, ne kadarının alınacağını anlamak zor.
Normalde 2 cm’lik bir tümör gördüğümüzde, bundan birkaç cm
ötede tümör hücreleri yayılmış olabiliyor.
Chlorotoxin böceklerin bir nörotoksini. Hareketsiz kılıyor
böcekleri. İnsanlardaysa kanser hücrelerini yok etme etkisi var. Affinity for
cancer cells. Yüzeylerindeki reseptörlere bağlanıyor ama öldürecek kadar güçlü
değil ama floresan boya ile işaretlendiğinde kanser hücrelerinin ayrılmasını
sağlar.
Operasyonda infrared ışığa geçilince mavi kısımlar tümör
oluyor. Böylece mikroskopik tümörler dahi tespit edilip alınabiliyor.
Death Stalker, or Leiurus quinquestriatus
Yılan zehirinden antihypertensive drug yapıldı
Lethal cone snail’den dünynın en güçlü painkiller’ı.
İnsanların genomlarında slight variations and subtle changes
var. Bunlar bazı ilaçlara karşı vücudun cevabının değişik olması sonucunu
doğuruyor. Şu anda patolojik inceleme maliyetiyle yapılabiliyor. Personalized
medicine.