6 Temmuz 2017 Perşembe

Film Afişleri Belgeseli (2016)


24 x 36: A Movie About Movie Posters
Bilhassa 70'li ve 80'li yıllarda altın çağını yaşayan illüstrasyonlu film posterlerinin 90'larda yerini fotoğraf ağırlıklı posterlere bırakmasının nedenlerine değinmenin yanında son dönemde gelişen screen print artwork ve poster akımına odaklanan, bol bol röportaj ve poster örnekleriyle zenginleştirilmiş, konunun meraklıları için önemli bir belgesel. Süresi 1 saat 15 dakika civarı.   

NOTLAR
Joe Dante çocukken sinemaya gittiğinde gelecek filmlerin posterlerinin asıldığı bir hall olurmuş.
National Lampoon ve Mad okuyor oranın geek kültürü meraklıları. Bizim gırgır gibi bir popülerliği var.







1970 ve 80lerde illustrated posters revaçta
Dave Alexander: “Video kasetçilerdeki video cases içindeki insertler de küçük birer poster ve rafların arasında dolaşırken sanat sergisinde geziyor gibi oluyorsun aslında.” 
Doğru ben de böyle hissederdim. 

David Byrd: “Fotoğrafın keşfi. 1798 the playwright Alois Senefelder was trying to find a way to copy his scripts. He figured that if he wrote in grease pencil, on the limestone in his mother’s courtyard and if he wet it and rolled it with egg, egg would only stick to the red part.  Sheree is studying with Senefelder in London. He developed a studio and started printing his famous Sheree posters. The Sheree girl known as La Sherette was the symbol of the belle epoque movement in Paris.

Deborah Hicks: “Advertisers decided to use photography at the turn of the 19th century.  Böylece sadece artwork olarak değil reklamcılığın bir parçası olarak poster işi büyümeye başladı. Film şirketleri filmden sahnelerin fotolarını veriyorlar sanatçılara. Onlar da bundan illüstre posterler yaratıyordu.”

Uzun yıllar poster sanatçılarona imza atma hakkı tanınmaması. 

90’larda ciddi bir sanat eseri olarak alıcı bulmaya başlıyor retro posterler. Frankenstein orjinal posterine yarım milyon dolar veriliyor.

Evlerin tadilatı ve yenilenmesinde bodrumlardan çok eski poster çıkmış. İnsulation olarak kullanılmışlar.


















Mike Orlando: “1916’larda dahi stüdyolar filmin tanıtımına çok para harcıyor. Çeşitli büyüklüklerde değişik tanıtımlar yapılıyor."

Lobby card’lar hard cardboard. Sets of 8.
Window card. Üstü boş bırakılıyor ki yerel sinemanın ismi yazılsın.
35mm film can içine sığsın diye hepsi sekize katlanmış vaziyette kalmış.
Tüm bina cephesini kaplayacak 24 sheet’lik posterler bile var.
Door posters var, ebatları bu boyda.

















M Orlando: "1965lere kadar ressamların ismi anılmıyor."
Reynold Brown mesela 1950lerde çok horror scifi posteri yapmış.
Norman Rockwell 8 tane film posteri.
Esas olarak 1960lara kadar sanatçılardan yeterince faydalanılmamış poster işinde.

Bob Peak bu açıdan önemli bir öncü olarak görülüyor. Apocalypse now. Coppola ile Duvall’In arası kötüymüş ve posterden çıkarttırmış.
























John Alvin’in eşi: “ ilk posteri Blazing Saddles.”
Roy Rogers’In Life kapağındaki meşhur bir resminden alıntı. Stüdyo bayılıyor ve hemen Hollywood’a çağırıyorlar. Posteri her yerde.

ET. Spielberg parmağın kafasına dokunmasını istiyor. Sonra intihar gibi gözükür diye düşünüyorlar. Sistine chapel’deki resmi örnek alıyorlar. Çocuğun elini kendi kızının elini model alarak yapmış.
Blade Runner’da mimariyi çok beğeniyor ve adeta bir karakter gibi görüyor.

Arachnophobia, Blade Runner,
O dönem stüdyolar ve tasarım firmaları imza atılmasına izin vermiyor. Alvin kendi ismini posterlerine saklamaya başlıyor. Blade Runner’da binalardan birine, ET’de ise dünyanın çevresine saklıyor ismini.






























Roger Castel – Bantam book müşterilerinden biri. Jaws’ın hardcover resmini yapıyor. Natural history müzesine gidip araştırma yapıyor bu iş için. Great white’ı fotoğraflıyor orada. Sonra kitap çok satınca kapağını beğenen film stüdyosu poster için resmi alıyor.

Gone with the Wind, Empire Strikes Back posterini de Castel yapmış. Art director of Star Wars Lucas’ın Gone with the Wind posterini beğendiğini söyleyince ona benzer bir şey çıakrtmış.














Richard Amsel – Raiders of the Lost Ark illüstrasyonu. Mad Max, Shootist, Dark Crystals.
İçine kapanık, sessiz, film meraklısı bir genç. Daha okuldayken Hello Dolly filminin afişini yaptı. O dönem super photorealism akımı var 1970lerde. Fırça izi bırakmamayı ustalıks ayanlar var.
Marketing directors posterlere özel önem veriyor.













1990’larda illüstre posterler animasyon gibi gözüküyor diye bakılmaya başlanıyor. 1990’larda kocaman yüzler, göğüsler. Photo kullanımı ağırlıkta.

Joe Dante: “Curse of the star portrait started to take over”
70 ve 80lerdeki ilüstrastif posterlerin yerini 90larda yüz fotoğraflarının alması. Filmde ne olduğundan çok kim olduğuyla ilgili.

Byrd: “Producers ve actors çok fazla güç kazandı film endüstrisinde 90larda.”
Starlar mükemmel gözükmek istiyor. Ayrıca bilgisayar teknolojisi işin içine fazla giriyor. Sebepler.

Chad Baker
Birkaç saniyede kendini anlatmanlazım. Artık eskisi gibi dakikalarca bakmıyor telefonda ya da bilgisayarda insanlar diyor. Susan Curran – Marketing Director













































Mondo firması ve Gig poster akımı. Screen prints. 
Rob Jones egzantrik. Geceyarısı arıyor milleti. Pazar genişliyor. Affordable.

Jason Edmiston – Rocky 4
Tom Whalen - Terminator 2
Paul Ainsworth –
Jo Richard – CG artist – texture artist olarak çalışırken Mondo’yla çalışmaya başlamış.
Matt Tobin “ I was raised by films”
2012’den sonra screen printing patlamış
Ebay’de kapış kapış

Bu posterler lisanslı. Her filmi yapamıyorlar yani. Legalities.
Tim Doyle: “Doing artwork with permission is like smoking pot with your mom. There s no edge to it. The artist should be the most powerful person, not the gallery, not the license holder. ”

Putnam (Mondo): “Yapabildiğimiz sürece legit işler çıkartmaya çalışıyoruz”















































































































Aktörlerin “likeness rights”ı var. Charles Bronson mesela biceps damarı şişik gözükmezse izin vermezmiş.

(Phantom Cith Creative) “The Night of the Hunter’da Mitchum’un likeness rights’ı olmayınca (gönderilen baggage rights’da olmadığını sonradan fark ediyorlar) yüzünü gölgelemişler.
Film stüdyosu lisans verse dahi likeness rights’da gerekiyor bazen.  

Dr Phibes posterinde Vincent Price’ın kızıyla temasa geçip izin istemişler çünkü MGM’den stüdyo lisansı almak yetmiyor Vincent Price’ı koymak için.

Chad Maker: “Artwork and the trailers are the biggest factors when people decide to watch a movie”

Rental retail kafalarla yani star karizmasıyla pazarlanan posterleri tutuyor.
Film endüstrisi Comicon gibi buluşmalarda alternatif posterleri deneme fırsatı buluyor.
MGM’den üst düzey yetkililer arayıp sizin yaptığınız bazı posterleri burada duvara asıyoruz demişler.
Film şirketleri foto ve parlak renkleri ilüstrasyona tercih ediyorhala. Drawn and cartoonish diyorlar.

Rebel alliance symbol with boobs and a dick. Boobafett
























































Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...