American Experience 1988'den beri 29 sezondur devam eden ve Amerikan PBS kanalında çeşitli belgeseller yayınlayan köklü bir program. "We Shall Remain" ise bu program dahilinde 2009 yılında yayınlanmış 5 bölümlük bir belgesel seri. Amerikan yerlilerine Avrupalı ve Amerikalıların yaptığı adaletsizlikler işleniyor. Burada notlarını paylaştığım üçüncü bölüm: "Trail of Tears", Amerikan devletinin Çerokilere yaptığı haksızlıklar ve zulümleri 1838 Çeroki sürgünü merkezinde aktarıyor.
Belgeselin içinde dramatizasyon (dramatic re-enactment) kullanılmış yani tarihi şahsiyetleri oyuncuların canlandırdığı kısımlar var. Çekimlerde gerçek Çerokiler yer almış. Mesela Şef Major Ridge'i canlandıran Wes Studi aslen Çeroki ve dili bildiği için zorlanmadan konuşmuş sahnelerde.
Çeroki dilinde Nu-No-Du-Na Tlo-Hi-Lu (The Trail Where They
Cried) olarak isimlendirilen ve Mayıs 1838'de başlayan bu acıklı sürgün yolculuğunun hikayesini seyrederken ister istemez günümüzde Ortadoğu'dan Afrika'ya benzer olayların tekrar ettiğini düşünüyor insan. Zorunlu göçler, katliamlar ve insan haklarının lafta kalması. Bir toplumun ya da azınlığın çıkarı için sınırlar değiştirilirken ezelden beri gözyaşı ve kanla beslenen bu azgın nehir sınır tanımaz ve umursamaz akışına acımasızca devam ediyor.
Kızılderililere ve Amerikan tarihine ilgi duyan herkese tavsiye ederim. Beni sadece bilgilendirmekle kalmadı, etkiledi de. Fırsat oldukça diğer bölümleri de seyredeceğim.
Kızılderililere ve Amerikan tarihine ilgi duyan herkese tavsiye ederim. Beni sadece bilgilendirmekle kalmadı, etkiledi de. Fırsat oldukça diğer bölümleri de seyredeceğim.
1830 Washington DC
Kahnungdclageh – the one who roams the mountaintop , or
simply “the ridge” 1771’de Cherokee olarak doğdu. Çerokiler sürekli tehdit
altındaydı gençliğinde. Shawnees, Creeks, Choctaws, Chikasaws gibi komşularına
ve Amerikalılara karşı dikkatli olmak zorundalar.
Not: Niye Amerikalı diyor ki
aslında. Beyazlar denilebilir. Yerliler Amerikalı değil mi?
Çerokiler Amerikan Devriminde yanlış ata oynayınca pahalı bir
bedel ödedi. Ridge’in kendi köyü yakıldı beyazlarca. 50 tane köyü yakıp
yıktılar. 17 yaşında ilk beyaz kafa derisini yüzdü. Lashed out.
1805 yılında Çerokiler topraklarının yarısından fazlasını
kaybetmişti. 12.000 kişi kaldı.
Savaştan farklı metodlar deneyerek insanlarını
koruyabileceğini anlıyor. Eşi Susannah.
Devrimden sonra Amerikan devleti developed a policy called
“civilization”. Helped fund missionary orgs
to go into the Indian nations, particularly in the South, and teach
Indians how to be AngloAmericans. Yemeği acıktıklarında değil düzenli
aralıklarla yemek gibi. Kılık gibi. Dil gibi. Belli zamanlarda kiliselerde dua
etmek gibi. Kendi uygarlıklarını en yüksek uygarlık sayarak kabul ettirmeye
giriştiler. Asimilasyon hedefi.
Thomas Jefferson assured the Indian leaders in a speech that
he believed they could become the equal of white people:
“U will unite
yourselves with us. Join our great councils and form one people with us. And we shall all be Americans.
U will mix with us by marriage. Your blood will run within our veins and will
spread with us over this great continent."
Not: Amerika'da da bizdeki gibi founding fathers belli bir kalitenin üstünde. Sonra bozuluyor yavaş yavaş.
İnanışları
Southern Appalachians. They belived the wings of the great
buzzzard had carved the mountains and the valleys.
Uktena had made his frightful marks on tall rocks
İlk insanlar burada yaratılmıştı.
Ridge ve Amerika pazarlık ediyor. Tüm yerlilerle
pazarlıklar sürüyor aslında.
John Ross. The future Çeroki chief. Bir araya gelip karışma
döneminde yetişiyor. İskoç beyaz baba ile yerli anneden doğma. Bird Clan
Çerokisi. Ross’un Çeroki ismi Kooweeskoowee (Mysterious little white bird).
Major Ridge olarak anılıyor. Yerleşik düzene geçişin
exemplar’ı. Oğlu John’un sağlığı iyi değil, yürüme de zorluk. Kuzeniyle
(Boudinot) missionary’de üni’ye gider (New England). Aloof, cold ama derslerde
başarılı. Kuzen Boudinot ise daha neşeli. Avukat olur. Öğrencilik yıllarında
aşkı Sarah Northrup ile, kızın ailesi başta karşı çıksa da evlenir.
Evlenirken kadın sağ eliyle erkeğin sağ elini tutuyor.
Evlendiklerinde New England’ın ilerici gözüken beyazlarının
olumsuz reaksionlarından etkileniyor. Ne yapsa beyazların arasına
karışamadığını ve karışamayacağını, hep aşağılayacaklarını hissediyor.
Thomas Jefferson |
Çeroki - Amerikan Hükümeti arasında problemler. Ödemeler
gecikiyor. Sürekli faha fazla toprak istiyor hükümet. Ross, Ridge’ler gibi üst
sınıf Çeroki değil ama Major Ridge beğeniyor konuşmalarını. 1/8 Çeroki sadece.
Ross ve Ridge ailesi sayesinde bir süre hükümet durdurulabildi.
Pamuk ekerek
zengin olma hayaliyle beyazlar akın ediyordu. Çerokilerin çevresindeki kabileler
topraklarını satınca etrafları sarıldı. Missisipi’nin batısında Arkansas’da
yeni toprak teklif ediliyor. Çeroki National Council direniyor. O dönem
bölgedeki en iyi çiftlik Ridge’lerinki. Beyazlarınkiler de dahil. Bunun da
etkisi vardır. Cotton, tobacco, wheat, indigo ekiyor. 30 kadar da kölesi var.
Ross ve John Ridge’in de köleleri var. Çerokilerin %8’i kölelere sahip.
Çerokiler gittikçe Southern Plantar culture’a adapte oluyor.
Çerokiler arasında da ayrılıklar var. “Civilization” was
beginning to draw hard class distinctions that never existed in traditional
Çeroki society. Özellikle full-blood Çerokiler kötü durumda. Yien de kendi
içlerinde elemental ties muhafaza ediliyor.
A signal advance by a Çeroki named Sequoyah. Çerokilerin
beyazlar gibi güçlü olmasını istiyor: Writing in Çeroki language. Yazı dilini
yaratmak istiyor. Oysa kendisi hiç bir dilde okuyup yazamayan biri. Alfabesi sayesinde birkaç yıl
içinde tüm Çerokiler okuryazar oldu. İncil çevrildi. Ailelerin yaşadıkları
kayda geçirilmeye başlandı. Tam bir kültürel devrim.
1820lerin sonunda Çerokilerin durumu iyi. Sayıları artıyor,
gelişiyorlar, ekonomileri güçleniyor. National council güçlü. Dil bilen yeni
nesil yetişmiş. John Ross full Çerokiler arasında seviliyor. Canayakın. Yeni
bir Çeroki anayasası yazıyor. Demokratik olarak seçilen bir hükümeti temel
alıyor. Modern bir hükümet anlayışı.
Not: Bu dönem Çeroki rönesansı olabilir gibi, biraz
araştırmak lazım. İskoç rönesansına benziyor bazı açılardan. Hakim bir başka güç gölgesinde gerçekleşiyor mesela.
Sequoyah |
1827 yılında bu anayasanın kabulü Georgia’da /hükümet
merkezi) büyük tepki yaratır. Anayasal bir hükümet oluştururlarsa ondan kurtulamayacaklarını düşünüyorlar. Georgia legislature tepki vermeye başlarken, Çeroki
topraklarında altın bulunması işleri daha da kötüleştirdi.
First stirring of a populist political movement. Doğudaki
tüm yerli topraklarında etkili oldu. Andrew Jackson. 1829’da başkan oldu owed to
the newly enfranchised southern frontiersmen. Kongrede doğuda yerli
bırakmayacağını söyledi. Yeni kanunlar çıkararak zorluk çıkarmadan gitmeleri
halinde Missisipi’nin batısında yeni topraklar verileceğini açıkladı.
Gayle Ross (Çeroki): “Indian removal bill was Jackson’s
first priority once he was in office. It did reflect a fndamental shift in the
way that America was beginning to define itself. O dönemde Alabama, Georgia’da
beyazlar yerlileri insan olarak bile görmüyordu. “
The thinking of the day becomes more racist. Yerli
kabilelerin çoğu taşınmaya başladı ama Çerokiler eğitimli kabilelerdendi ve
siyasi bir direnişe başladılar. Northeasterners arasında sempatizanları var.
Benevolent Ladies grubu kongre’de Indian Removal Bill
tartışılırken pro-Indian letters ve petitions yağdırdı. Çok gürültü koptu.
Bir senatör şunları söyler: “40 yıldır size verdiğimiz tüm
sözleri çiğniyoruz. Ama üzülmeyin. Yeni bir söz vereceğiz demekten başka bir
şey değil bu”
New England senators 11/1 ile reddeti Jackson’s Removal
Bill’i.
Ama güneylilerin bloğu senatodan geçmesine yetti. 102/97.
Çok yakın farkla geçti.
Land lottery ile Çeroki toprakları bölündü ve dağıtıldı.
Yasama ile Çerokilerin tüm yasaları geçersiz sayıldı. Georgia kanunları
geçerli olacaktı. Mahkemeleri yasadışı ilan edildi. Geogia’ya bağlılığını
kabul etmeyen missionaries were jailed. Jackson yerlilere yapacağı birşey
olmadığını ancak belirtilen topraklara göçerlerse yardımcı olabileceğini
söyledi.
Resim yazısı ekle |
Andrew Jackson |
Major Ridge İngilizce konuşan bir şefe ihtiyaçları olduğunu
söyleyerek aday olmadı. Kendi oğlu henüz küçüktü. John Ross’u destekledi. 38
yaşında Ross da gençti bu görev için ama seçildi ve ilk işi rewriting the blood
law oldu. Açık bir mesajdı:
“Any Cherokee who made a deal to sell land to the
United States without the consent of the entire tribe, faced dire and certain
consequences. Citizens of this nation, may kill him or them so offending
in any manner most convenient.”
United States federal courts’da mücadeleye girişti Jackson’a
karşı. Amerikanın en tanınmış avukatlarından William Wirt ile çalışmaya
başladı. Kendi topraklarındaki yasama haklarını masaya yatırdı. 12 civarı
Federal court’a başvuruları oldu. İki tanesi Supreme Court aşamasına geçebildi.
Gündeme getirilen temel nokta şuydu: “1830larda Where did
federal authority end and states’s rights begin?”
Did Federal treaties with the Cherokee Nation supersede
Georgia state law? Or could Georgia do as she pleased within her mother”
The court dodged the question in the first case. But in the
second, Worcester v Georgia, it could not. Samuel Worcester, a missionary who
lived in the Çeroki Nation, had been jailed by Georgia officials for refusing
to take an oath of allegiance. Wirt argued that his arrest was unconstitutional
that Çeroki tribal laws could not be written over by the state of Georgia. The
opinion of the court, written by Chief justice John Marshall could not have
been more clear:
“The Çeroki Nation is a distinct community, occupying its
own territory, with boundaries accurately described, in which the laws of
Georgia can have no force, and which the citizens of Georgia have no right to
enter, but with the assent of the Cherokees themselves. “
Böylece ülkenin en yüksek mahkemesi Çerokilerden yana karar
vermiş oluyordu. Çerokiler çok sevindi. Ama Georgia kararı tanımıyordu. John
Ridge Washington’daydı. Jackson’a gidip Georgia’ya Supreme Court Order’ı tanıması için zorlayıp zorlamayacağını sorar. Jackson böyle bir şey
yapmayacağı cevabını verdi.
Gayle: “Andrew Jackson, the only president in the history of
US to to openly defy a Supreme Court order. He is said to have remarked that
Chief Justice Marshall made his decision, let him enforce it. And to the
Georgians he said, “Lİght a fire under them. They’ll move.”
Saldırılar başladı Çerokilere karşı. US tekrar Missisipi batısında toprak teklifini iletti. Açık
açık zorluyorlar. Ridge ailesi artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyordu. Sovereign
nation olarak kalmayı daha önemli görüyorlar. Orası da bereketli ve güzel gibi
güzellemeler başlıyor.
Ridge ailesi Çeroki aristokrasisi. John Ross arada. John
Ridge şeflik için gelecek seçimlerde aday olacak. US’de çok arkadaşları var.
Infighting. Ridge ailesi Çerokilere durumu iyi anlatırsak tem seçeneğin gitmek
olduğunu anlayacaklardır tezini savunuyor.
“The duty of minority to yield and unite, is sanctioned by
patriotism and virtue” proclaimed John Ross ve national emergency ilan ederek
yaklaşan seçimleri askıya aldı. John Ridge onu diktatör olarak görmeye başladı.
Chief Ross ile Ridges arasındaki rift’I gören US ve Georgia bu zayıf noktaya
oynadı. Federal ajanlar Ridge faction’a yakın durdu. Ross’un çevresindekiler
ise Ridge’lerin Çeroki topraklarını yasadışı olarak peşkeş çektiğini yaydı.
Bunun cezasının ölüm olduğu hatırlatıldı.
Red Clay Council Grounds’da Emergency Meeting of the
National Council. 1834.
Barren prairies of the West
The council decided to impeach John Ridge, Major Ridge, Amidst
the discussions, John Walker Jr leaves early (close to the Ridge faction). He
was bushwhacked and his body was found on the road.
After the Red Clay, no reconciliation. John Ross insisted
that if the Çeroki held tight, they could outlast the Jackson administration. Yeni gelen başkan Supreme Court decision’ı uygular diye düşünüyor. Ridge’ler ise gitmezlerse kazanma şanslarının olmadığını
düşünüyor.
Andrew Jackson |
1835’in son günleri. Elias Boudinot’nun evinde
self-appointed Çeroki leaders, Ross ve National Council’ın emirlerine
aldırmadan toplandı. Önlerinde, newly negotiated treaty of Treaty of New Echota
(Eçoğta) var. Southeast’teki topraklarını bırakan Çerokilere 5 milyon dolar
ödenecek ve yeni gittikleri yerde düzen kurarken fonlardan yararlandırılacaklar.
Çerokilerin çoğunun bunu yetkisiz olarak imzalamalarına ve şartlara
kızacaklarını biliyorlardı.
Gayle Ross: “To a large extent, they had come to believe
what they had been telling themselves from the time of the Worcester (vorstır)
decision. ‘We see. We are the ones who know. We are the ones who have to take
action to protect these people who don’t understand’
Büyük bir risk. Ölüm cezası var çünkü. Senatoda onaylanınca
bir oy farkla, Ridge’ler yeni topraklara gittiler. Ama 2000den az Çeroki onlarla gitti (18.000 Çeroki
vardı o yılda). İki yıl süre verilmişti toprakları boşaltmak için. Diğerleri
aynen yaşamlarına devam etti, tarlalarını ekti. John Ross birliği sağlamaya ve
topraklarını terk etmemek için bir yol bulmaya çalışıyor.
Terk süresi 1838 Mayısında bitiyordu. Çeroki toprakları
etrafında 7000 federal asker konuşlanmıştı. Yavaş yavaş çemberi
daraltıyorlardı. Ross hala white Americans’ın common decency’sine güveniyor.
Trying to overturn the treaty. US Senatosuna bir petition kaleme alıyor.
“We acknowledge our own feebleness. Our only fortress is the
justice of our cause. Our only appeal on earth is to your tribunal. “
15665
kişi imzalamış. 50 metreden uzun oluyor uç uca eklesen. Dilekçeyi senatoda
bir masanın üzerine koyuyorlar. Ama senatodaki Çeroki dostu senatör daha
sunamadan dilekçeyi, Kentucky ve Maien’den iki congressman had a duel. One killed the other. Vahşiler
konusunu ele alacak uygar beyazların durumu. Congress adjourned. Sonrasında ise
petition bir daha gündeme alınmadı. Pushed aside.
May 26 1838. 3 days after the removal deadline. Federal
troops and state militia began what they called “the assembly of the Çeroki
people”. Topluyorlar insanları. Üstünde olmayan tüm eşyalar devlete ait
sayılıyor. Sürgün başlıyor. The people were herded. Round up. Stockades. A few
hundred
Çeroki agreed to renounce tribal citizenship and were allowed to remain
on their farms in N Carolina. The rest, more than 12.000 captive Çeroki, waited
in the fetid stockades (ilkel kamplar).
Half the infants and all the aged died
directly. June-September they waited. One fourth died. October başında Batı’ya
yolculuk. 850-mile trip. Illinois’den Kentucky’e kadar Çeroki göçü
görülebiliyor. Kış şartları. Üç mil uzunluğunda gruplar. Kış dolayısıyla Ohio ve
Missisipi nehirleri impassable.
Gayle Ross: “No one could ve predicted that one of the
hardest winters in memory would strike that year. Missisipi was frozen. Three
different detachments were trapped between Missisipi and another river frozen
behind them. There, they sat for weeks in deep snow and ice. Uzadıkça salt pork
ve dried corn supplies began to run short." Yol üstündeki bazı white settlers
yardım etti. Bazıları ise fırsattan istiface kazıkladılar. Korkunç bir sefalet
içindeler. Her molada gömecek ölüleri oluyor.
Bu insanların çoğu civilization project kapsamında hristiyan
aslında. Yılda hristiyan ilahileri söylüyorlar. Forced march.
Townsend: “US bu olaydan sonra büyük bir toprak kazandı ama
Ulusal onurumuzu lekelemiş olduk. Blemish, stain this gain places upon our
national honor. 1830’da Southeastern yerlilere yaptığımız, etknik temizlikten
baika bir şey değil."
İntikam için John Ridge ve Boudinot’nun evleri basılıp linç
edildiler. Major ridge silahla vurularak öldürüldü. Aynı gün 3 cinayet. John
ross’un büyük torunu 3 büyük Çerokiyi kaybettik o gün” diyerek haklarını teslim
etti.
Angry talk, bitter accusation, violent reprisal flared among
the cherokees for the next 30 years. John Ross retaiend chiefdom. Soverign
Çeroki Nation için çalıştı.
1860’a gelindiğinde yaralar biraz olsun sarılmıştı. Tekrar kendi hükümetlerini
kurdular. Ekonomi gelişti. Tüm Amerikanın Finest system of public education
burada. Hem erkek hem de kadınlar için. 21.000’e çıktı nüfus. Green corn dance
ve clan system gibi tribal gelenekler still honored.
John Ross 70lerinde. 40 yıla yakın süredir şef. İç Savaş
sonrası US tekrar baskılara başladı. BU sefer de Batı’daki topraklarının bir
kısmını vermesini istiyorlardı.
1866 yazında Washington’da yine müzakereler yürütürken
hastalandı
Weaver: “Bir açıdan şanslıydılar. Geldikleri yer, terk
ettikleri yere benziyordu.
Scott Momaday (part Çeroki writer) talks about stories in
the blood or memory in the blood.
Gayle Ross: “Inlistening to the stories of ur ancestors, ur
taught who u are and what ur ancestors sacrificed. So that u could be Cherokee."
John Ross 70'lerinde |