LOST RIVERS
Yılmaz Erdoğan'ı severim. Neşeli Hayat filminin sonunda aklıma yerleşmiş bir lafı vardı: "İnsan utanacağı şeye sahip çıkıyor, sahip çıkacağı şeyden utanıyor bazen".
Onları önce kirlettik, sonra beğenmedik ve yerin altına iteledik. Tıpkı birbirimize yaptığımız gibi. Şehirlerimizin can damarı olmuş nehirlere reva gördüğümüz muamele, insan türünün nankörlüğünün binlerce örneğinden sadece biri. Köpekleri önce evcilleştirerek doğadan koparıp, sonra kentleşince istenmeyen canlı ilan etmemiz benzeri daha çok örnek verilebilir ihanetlerimize.
Kayıp Nehirler belgeselinde kentlerde hala canlı olan ama üstü örtülmüş nehirlerin bulunması ve yeniden ortaya çıkarılması konusuna değinilmiş. Dünyanın farklı noktalarından örnekler verilerek konuyla ilgilenen sivil toplum hareketlerinin çalışmaları ve belediyelerin restorasyon projeleri tanıtılıyor.
İstanbul'da daha geçenlerde yarım saat yağan yağmur sonrası otoyolları bile suların bastığını düşünürsek, özellikle Türkiye gibi anormal yapılaşmaya sahip ülkelerde seyredilmesi lazım ki millet bilinçlensin. Sahi bu TRT ne işe yarar?
NOTLAR
"We built our cities on the shores of rivers. Over time, we pushed rivers away out of sight and out of
reach. But they’re still there, hidden everywhere."
LONDON
1800lerde dünyanın en büyük şehri.
Nehir ve kolları büyük ölçüde yeraltında kalmış.
1800lerde şehirlerin nüfusu patlıyor. Endüstri devrimi. Atık
su problem. Başlangıçta şehrin kurulma deneni olan nehirler hızla pislenmeye ve
tehlikeli olmaya başladılar. Open air sewer haline geldiler.
1858 Great Stink.
Bad smell was the least of the worries. Cholera spread through contaminated
water. Binlerce kişiyi öldürdü. Black death’in 19yy muadili. Panik. Tek çözüm,
confining rivers underground.
Londra kanalizasyon sistemi gelişen tüm şehirler için bir
örnek oldu. Endüstrileşme, bir zamanlar hayat veren nehirlerin gömülmesi
zorunluluğunu getirdi her yerde. But their presence is still felt.
Bunlar bazen evlerin sinking’ine yolaçıyor. Toronto’da
örneğin.
Buried river, sewage and rain bazen aşırı bir su output’u
ortaya çıkarabiliyor. Sewage’lar zaten 19yy Victorian technology ile inşa
edilmiş durumda. System overflow olunca treatment center a gitmeden denize akıyor atıklar. High levels
of E. coli bacteria. Özellikle eski şehirlerde bu problem var.
Çözüm olarak yağmur yağdığında suyun eskiden aktığı yatak
bölgelerde akış kanalları ve ponds oluşturma yaklaşımı.
Ağaçların topraktan suyu çekmesi de doğal bir taşkın
önleyici. Instead of leading it away, holding and enjoying the rain water.
Hudson River ismini bu koyu bulan Henry Hudson’dan alıyor.
Başlarda çokyararlanılıyor. Ama sonra aynı hikaye. Uzaklaştırılıyor yerleşim
yerlerinden. 1920lerde örtülüyor. Üstüne
parking lot konuyor. Resimler.
Şimdi otoparkı, dereyi de tekrar meydana çııkararak gezi
parkına dönüştürüyorlar.
Remimicking the things that work well in nature
Drainers – yeraltı nehirlerini araştıranlar. Tresspassers,
outlaws. Haritasını çıkarıyorlar.
Brescia altındaki nehirleri araştırıyorlar. Haritaya göre
sadeceşehir merkezinden 7 nehir geçiyor. Polisler engelliyor bazen. Belediye 2006’da
işlerini görünce official association olmalarını istemiş.
Turistik geziler
düzenliyorlar yeraltı nehirlerine artık.
Sometimes lost rivers make themselves known in unexpected
ways.
London - Overflooding drains
2007’de birkaç saatte bir aylık yağmur yağıyor. UK. Londra’da
olsaydı, inanılmaz zarar verebilirdi.
Burying rivers and paving over landscapes have gotten us in
quite the bind. Concrete cant absorbe water. Rain water has nowhere else to
flow than to the drains.
South East London is built in a valley.
Quaggy River
Eskiden park yapılmış, sonra açıyorlar nehri yeniden. Opened
up Transformed to a local nature reserve and a series of wetland habitats.
Yağmur çok olduğunda, naure reserveacts as a barrier to the
overflowing water.
Open pounds öneriliyor flood’a karşı. Aksine nehirler daha
derine itiliyor. Larger sewers, storage
chambers, storage tunnels yetmiyor overflowing sewers’I rahatlatmak için.
Seul’de ev yaparsan dağı arkana nehri önüne 1953 Kore
savaşından sonra Kuzey Kore'den yığınla mülteci geliyor. alacaksın. Sarayı da
buna göre yapıyorlar. O zamanlar kanalizayon direkt evin önündeki nehre
atılıyor. Otomobil endüstrisi ve yol yapımı gelişimin sembolü. Sonra başa bela
oluyor bu yollar ve sıkışıklığı çözemiyorlar. Üstü örtülen nehrin restorasyonu
1990’lar da konuşulmaya başlanıyor. Cheongyecheon river. Şu anda şehrin
ortasından akıyor. Küçük esnaf taşınıyor. Yağmur yeterli olmadığı için sürekli
akışı sağlamak için suyu nehrin bir yerinden alıp diğer yerien pompalıyorlar.
Bu konuyu protesto etmiş çevreciler doğal değil diye.
Saw Mill river daylighting’den 6 ay sonra, balıklar
gözüküyor. Eskiden parkinglot. 6 katlı bir otopark yapıp yanındaki bri yere
koymuşlar nehri açınca.
Canoeing underground.
Daylighting project
Brescia’da üstü örtüldükten sonra kuruyan ve ortadan
kaybolan efsane bir nehir. A washing river. Nehri bulmak için stone platform’u bulmaya çalışıyorlar. ResimdekiRoma köprüsünü buldular önce. Halabulamamışlar.
Üzeri kapatılmış nehirlerin açılması için yürüyüşler.
"We have always gathered by the shores of rivers.
Turning to the nature we’ve hidden."