10 Mart 2019 Pazar

8 Mart Kadınlar Günü: Halimiz Haysiyetsizlik


“Darfur” filmini bilir misiniz? Yüzbinlerce insanın arap değil siyahi Afrikalı olduğu  için kesildiği o korkunç soykırımdan bir kesit sunar. Arkalarında bıraktıkları köydekilerin katledileceğini anlayan gazetecilerden biri vicdanının sesine karşı koyamaz ve geri döneceğim diye tutturur. Afrikalı barış gücü komutanı izin vermez ve hep aynı şeyi tekrarlar: “I got orders”. Sonunda gazetecilerden bir grup emri dinlemez ve geri giderler. Kalan dakikalarda yaşanan katliam, ekranın arkasından dahi iliğinize işler ve titreye titreye seyrederken çıldıracak gibi olursunuz.

Nazilerin Nürnberg yargılamalarında en sık verdikleri cevap “Ben emirleri uyguladım” olmuştu. Diğer bir deyişle zamanın yasalarına uymuştu Alman subayları. Yani akıllı, uslu  ve saygıdeğer birer yurttaştılar o döneme göre. 

Dünyada “vicdani red” diye bir kavram var. Askerlik yapmam ya da savaşa gitmem şeklinde bir tipi daha çok biliniyor ve uygar ülkelerin yasalarında karşılık bulmuş durumda. Fakat bununla sınırlı değil. Son yıllarda bu “reddediş hareketi”nin kapsamı çeşitli meselelere yayılmaya başladı ve daha aktif eylemler ortaya çıkıyor. Özellikle çevre konusunda bir yoğunlaşma var. Mesela “conscientious protectors” diye bir hareket başladı. Extinction Rebellion platformuna bağlı olarak faaliyet gösteriyorlar. Diyorlar ki: “Benim bazı şeyleri yapmayı reddetmem yetmiyor, senin de yapmanı engellemekle vicdanen yükümlüyüm”.

Mesela: “Bu ormanı katledemezsin, puştluk yapıp yasalara uydurmuşsunuz, ama bu yanlış. Vicdana da bilime de uygun değil, karşında duracağım, yaptırmamak için elimden geleni yapacağım” diyorlar.
“Seyirci kalamam bu namussuzluğa!” diye sokaklara dökülüyorlar.

Yılanın başı olan büyük şirketler ve devletlerin epey başını ağrıtmaya başladı bu cesur insanlar. İleride bunları terörist falan ilan edecekleri ve canlarını daha fazla yakacakları anlaşılıyor ama şimdilik olaylar emekleme aşamasında.

Bu hafta 8 martta dünyanın en riyakar kadınlar günü kutlaması yapıldı. Gündüz gösteriş olsun diye verilen çiçeklerin yerini akşamına “çevik” tekmeler aldı. Gece caddede yürüyüş yapmak isteyen, çoluğunu çocuğunu da yanına almış kadınların üstüne copuyla, gazıyla, kalkanıyla salınan yiğit polisler ve arkalarındaki şanlı devlet yine bir kahramanlık destanı yazdı.  

Sadece yürümek isteyen kadınların bile üzerine polis saldırtan barbar bir kültürün çocukları olduğumuzu, uzay ajansı kurma çalışmaları arasında bir kere daha hatırlamış olduk. O kadar kadına eziyet edildi, o kadınların ailelerindeki erkekler toplanıp buna karşı bir direniş sergileyemedi. Ülkenin insanları bir araya gelip “vicdani bir direniş” ortaya koyamadı. 

Sen benim kadınlarımı haksız yere dövemezsin, ittiremezsin, silmişim yasanı da babanı da!!!” diye sokaklara dökülemedi. Anasını, karısını, kızını koruyamadı. Vicdani koruyuculuk vazifesini yerine getiremedi.

Hepimiz ikiyüzlü yaşamlarımıza devam ettik. Yedik, içtik, güldük, eğlendik, gezdik, gevezelik ettik. Bilinçaltında dayak yiyen biz olmadığımız için bayram bile etmişizdir.

Ne olacak halimiz derler ya
Geleceği bilmem ama
Şimdiki durum nal gibi ortada
Halimiz haysiyetsizlik.

Önerim şu, tek tek uğraşmayalım, doğrudan ülke sınırlarına çekelim şu kordonu da bitsin bu iş!


Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...