Burası kitap sinema, dizi pasta bloğu değil. Bir çeşit
günlük. Bir ay boyunca yazıp çizdiklerimin sadece %1-2’sini paylaştığım ve
dışarıya açtığım bir mecra. İlgimi çeken konuları vaktim yettikçe, kalemim
döndükçe kendimden bir şeyler katarak farklı yanlarıyla not düşmek hoşuma gidiyor.
Seçimler konusuna tarafsızlık ya da siyaset karıştırmama
bahanesiyle değinmemek bana göre şahsiyetli bir hareket değil. Fikrimi,
tercihimi niye saklayayım ki? Şu anda İstanbul’da yaşamasam da Kadıköy’lüyüm. CHP’nin Kadıköy
adayından hoşlanmadım ama İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasını diliyorum.
Kazanamazsa ne olur?
CHP’de Deniz Baykal bir vizyon sergileyemedi,
kısır işlerle uğraştı durdu. Muharrem
İnce’ye ısınamadım. Sarıgül’ü
falan zaten hiç gözüm tutmamıştı. Kılıçdaroğlu
namuslu ve efendi adam ama TR gibi geri bir ülkede, hele de AKP örgütüne karşı parti başkanlığında zayıf kalıyor, sosyal ortamlarda benim gibi biraz donuk ve mesafeli olması
büyük bir eksi. Ekrem İmamoğlu sempatik
olmasının yanında pratik zekalı ve kontrollü. Hataları var ama hangimizin olmaz ki bu çapta bir kampanyada. Samimiyetini bilemem ama halkın kendine yakın
hissedebileceği girgin ve cingöz bir tip. Mevcutları düşündüğümde, partinin başına geçmesi ve bir beyin
takımı kurarak yola çıkması daha hayırlı olabilir. Ciddi ciddi düşünmek lazım.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.