Yılmaz Erdoğan sinemasını severim. Özellikle "Kelebeğin Rüyası", "Vizontele" ve "Neşeli Hayat" filmlerini.
Hikaye iyi. “Ekşi Elmalar” benzetmesi harika. Ama olması
gerektiği kadar iyi bir film çıkmamış sanki. Belki de ben Yılmaz Erdoğan
filmlerinden daha fazlasını beklediğim için böyle hissetmiş olabilirim.
“İftarlık Gazoz” filmindeki gibi değerlendirilememiş bir potansiyel gördüm.
Komedinin içinde dram değil, dramın içinde komediyi barındıran az sayıda Yılmaz Erdoğan filminden biri. Örneğin Reis’in çöküşü açısından benzettiğim "Züğürt Ağa" filmindeki akıcılık ve bütünlük burada yok. Bir kopukluk, bir amacına
ulaşamama, yapmaya soyunduğu işe nefesi yetmeme, olayların yekvücut olup
izleyiciyi içine çekememesi durumu var. Hikaye dağınık kalıyor belki. Biraz daha üstünde çalışılsaymış keşke.
Posteri beğendim. Bu tekniğe "double exposure" diyorlardı sanırım. Birkaç örnek verelim.
Posteri beğendim. Bu tekniğe "double exposure" diyorlardı sanırım. Birkaç örnek verelim.
Sanat diye saçmalayanlar ile komedi diye küfredenlerin ağırlıkta olduğu Türk sinemasında kalitesiyle kendini belli eden bir film olduğu tartışılmaz. Ama Yılmaz Erdoğan’ın en iyi filmleri arasına gireceğini sanmam. Yine de seyretmek kesinlikle vakit kaybı olmayacaktır.
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.