“Spiru” ya da “Red Kit” gibi çizgiromanların klasik sayılan
sürekli bir ana serisi vardır ve bunlarda hikaye kendi içinde zaman ve mekan
açısından belli bir akışa sahiptir, tutarlıdır. Tarz değişmez, aynı stilde
farklı öyküler işlenir. Yeni sanatçılar devralsa bile benzer üslubun devam
ettirilmesi beklenir. Bir de aynı ÇRların farklı sanatçıların elinden çıkan yan
serileri vardır ki bunlarda ana seriden bağımsız olarak hem çizimler hem de
senaryolar yeni yorumlar, açılımlar getirir. Seriye bir farklılık, yaratıcılık
desteği sağlarlar, yeni nesilleri de cezbedebilecek yaklaşımlar denenir. Bu
film de Halloween filmleri arasında farklı bir bakış açısı sunmayı deniyor. Yönetmen
ve senarist Rob Zombie temel öğeleri
alıp orjin öyküsü üzerinden yolunu bulmaya çalışsa da bana sorarsanız sinema
dilindeki tanımıyla zayıf ve silik bir “reimagining”
denemesinden öteye geçememiş.
Sinematografi iyi. Orijinal hikayenin yorumu basit ve
sürprizsiz. Senaryo sıradan. Sanattan çok işçilik ürünü bir film. Özgün bir
sahne, diyalog ya da karakter yok. Bu aralar epey gürültü koparan Michael Jackson’la ilgili “Leaving Neverland” belgeseli için
gazetede “taciz kurbanından tacizciye”
diye bir başlık vardı. Kötü aile ortamının şiddete yönlendirdiği çocuk klişesinin psikolojide yeri olsa da Michael Myers’a uyarlanınca "gizemli korkunçluğuna" zarar veriyor ve
sıradanlaştırıyor.
Filmin en hoşuma giden yanı gençken hayran hayran seyrettiğim Dee Wallace’ı (Critters, Kujo, Hills Have Eyes, ET, Howling) görmek oldu. Genç olacaktı ki bak nasıl canına okurdu Myers'ın, ne yaratıklarla başa çıkmıştı zamanında :) Yine oyunculardan Malcolm McDowell'ın (A Clockwork Orange) psikiyatrist rolüne Haluk Bilginer'den daha çok yakıştığını düşündüm, iyi bir senaryoyla daha da başarılı bir performans ortaya koyabilirdi.
Berbat Halloween devam filmleriyle kıyaslarsak (H2 dışında) Rob Zombie'nin denemesi çoğuna göre fena değil. Vasatın azıcık üstüne çıkabilen, basit bir kan banyosundan bir tık fazlasını sunabilen bir slasher.
Berbat Halloween devam filmleriyle kıyaslarsak (H2 dışında) Rob Zombie'nin denemesi çoğuna göre fena değil. Vasatın azıcık üstüne çıkabilen, basit bir kan banyosundan bir tık fazlasını sunabilen bir slasher.
Ara sıra korku ve vahşet sineması iyidir, herkes durmadan içindeki çocuktan bahseder ama içimdeki canavarı kaybetmemek de önemli benim için :)
Bu içerik Kuzey Kalesi tarafından hazırlanmıştır.