DESERTEUR (KAÇAK)
Senaryo: Halfdan
Pisket
Resimler: Halfdan
Pisket
Renkler: Halfdan
Pisket
98s / Tam Macera / 2017 Şubat
Senaristin babasıyla yaptığı sohbetlerin üzerine kurulu hikaye
60-70’li yıllarda geçiyor. Türkiye’de mahkumlara kötü davranılan bir
hapishanede tek başına hücrede tutulan genç bir adamla karşılaşıyoruz: Halfdan
Pisket’in babası. Tutuklu, hapishanenin zorlu koşullarında Türkiye – Ermenistan sınırına
yakın Kars civarında bir köydeki başlarda mutlu olan hayatını hatırlayarak yaşadıklarına
dayanmaya çalışır. Babası Türk annesi ise Ermeni asıllı bir Rus'tur. Köylerinde
her şeyin mutlu olduğu zamanları düşünür. Sonra maskeli milislerin köylerinin çevresinde
dolaşmaya başlaması. Ormana odun toplamaya giden en iyi arkadaşının bu maskelilerin
saldırısına uğramasıyla hissettiği dehşet. Bu duygusal şokun ardından ortaya
çıkan epilepsi krizleri. Sağlık durumuna bakılmaksızın zorla askere alınışı ve dayanamayıp kaçtıktan sonra sonunda
yakalanıp tıkıldığı hücre.
HALFDAN PİSKET
Halfdan Pisket Danimarka’da yaşıyor. Kitap önce Danimarka’da
yayınlanmış. Bir üçleme. İlk albüm Fransızca’ya çevrilmiş durumda. 1985
doğumlu. Danimarka Güzel Sanatlar Akademisinde okumuş (2003-2009).Babasının
hayatını yazmaya başlıyor ve 2014 yılında Deserteur çıkıyor. Bunu 2015’te
Kakerlak (Kara fatma böceği) ve 2016’da Dansker takip ediyor ve üçleme
tamamlanıyor.
Kakerlak’da babası Türkiye’de kapatıldığı ve işkence gördüğü askeri
hapishaneden çıkıyor ama artık kendisini oraya ait hissetmiyor. Misafir işçi
olarak Danimarka’ya gidiyor. Bu çalışması için Pisket’e 3 senelik önemli bir
burs sağlanmış ki bu da görsel sanatlar dalında bir ilk.
Üçlemeyi okumadığım için yorum yapmam mümkün değil. Bazı karelerde yazarın Türkiye tarihi üzerine bilgisiz ve önyargılı olduğu açıkça görülüyor. Diğer yandan 2017 yılında Wikipedia'yı bile kapatabilen bir ülkenin tarihinde haksızlıkların ve hukuksuzlukların yaygın olmadığını iddia etmeye çalışmak komik olur. Ben prensip olarak haksızlık yapanın karşısında durmaktan yanayım. İster zorba ve adaletsiz bir devlet anlayışı olsun, ister bilgisiz genellemelerle bir milleti toptan karalayan çizgiromanlar olsun. Konuya ilgisi olanların yok saymadan okuyup karar vermesi yerinde olur. Bu arada hala Balkan'larda ve Kafkas'larda yaşadığımız onca eziyeti ve katliamı konu alan adam gibi bir çizgiroman yapamamış Türk çizgiromancılara da bir selam sarkıtmak şart oldu. Siz hala atınızın üstünde, kılıcınızın peşinde "dıgıdık" hikayelerinize devam edin. Asıl utanç verici olan, tepki gösterilmesi gereken bizimkilerin ilgisizliği.