“Limanları ve tren
istasyonlarını seviyorum. İnsanların bir araya gelmesi, yolların ve yazgıların
kesişmesi çok etkileyici.”
Mort Cinder’in yukarıdaki cümlesiyle başlayan maceranın ilk karesinde Ezra
ve Mort Cinder bir tren istasyonundaki bankta yan yana oturmuş konuşmaktadır. Mort
karşılarında oturan yaşlı kadının son tren de geçmesine rağmen hala bir şeyleri
beklediğini söyler. Ezra ise kimsenin dikkatini çekmeyen şeyleri Mort’un nasıl
olup da görebildiğine bir kez daha hayret ederek bakışlarını o yöne çevirir.
İstasyon bekçisi yaşlı kadına çiçek vermektedir .Derken Mort’un yüzü değişir. Sanki
bir şeyler hatırlamış gibi kalkıp kadının yanına gider ve Charlie Mc Larnin’in
annesi olup olmadığını sorar? Evet, kadın Charlie’nin annesidir. Oğlunun savaşta
öldüğüne inanmayan kadın hala onu beklemektedir. Onun kötü şeyler yaptığını
söylediklerini ve bunların doğru olup olmadığını öğrenmek ister. Mort oğluyla aynı
birlikte olduğunu, birkaç dakika beklerse her şeyin doğrusunu söyleyebilecek biriyle konuşacağını söyleyip kadının yanından ayrılır. Ezra’ya hiçbir şey
söylemeden dosdoğru ağaçlık alana girer. Kara ağaçların arasında kaybolur.
Ezra
da hemen kalkıp merakla onu takip etmeye başlar. Birden etraf sislerle
kaplanır. Mort’u gözden kaybedince Ezra koşmaya başlar sisin içinde. Aniden
etrafı değişir, kendini bir cephede bulur ve hemen yere yatar. Her yandan
kurşun ve bomba yağmaktadır. Yanında savaşan askerin Mort Cinder olduğunu
görür. Mort, Ezra’nın kendisini takip
etmesine memnun olmaz, başının çaresine bakması gerektiğini söyler. Kadının
oğlu Charlie, Çavuşla konuşmaktadır.Çavuş hemen gidip yardım getirmesini söyler
ve Charlie cephe gerisinde gözden kaybolur. Cephede durum kötüye gitmektedir.
Almanlar her saldırılarında biraz daha başarı kazanır. Tek umut Charlie’nin getireceği
takviye kuvvetlerdir. Bir türlü beklenen destek gelmeyince Mort çavuşa gidip Charlie’yi
kontrol edeceğini söyler. Ezra’yla beraber cephe gerisindeki karargaha giderler.
Charlie’nin kendisini tek sağ kalan olarak tanıttığını, cephede herkesin
öldüğünü söylediğini öğrenirler. Cephede yalnız kalan birliğe geri çekilmeleri gerektiğini haber vermek için yoğun bir topçu ateşi altında zorlukla ilerlemeye çalışırlar. Bu
sırada Mort vurulur. Gözlerini açtıında Ezra ile istasyonun ilerisindeki koruluktadırlar.
Mort tam hatırlayamadığı için yaşananları kontrol ettiğini söyler. Charlie cepheye
dönüp ölmekten korktuğu için tüm birlik cephede öldürülmüştür. Ezra “Annesine
söyleyecek misin?” dediği sırada istasyon bekçisi ağaçların arasından çıkar ve “Hayır,
söylemeyeceksin” der. Bekçi biraz yaklaşınca Mort onun Charlie olduğunu anlar,
çökmüş, adeta yaşlı bir adam olup çıkmıştır. Hemen tanıyamamasını doğal karşılayan
bekçi şu sözlerle giriş yapar: “Geleli çok oldu. Senin gibi annem de beni
tanımadı. Ayrılırken çocuk sayılırdım, savaş yapacağını yaptı bana. Savaş ve
vicdanım.” Bekçi
ıstırap içindedir. “Her gün buraya geliyor ama ona söyleyemiyorum. Kollarına
atılamıyorum. Birisi ona arkadaşlarıma ihanet ettiğimi söylemiş.” der. Mort ona
gerçeği açıklaması gerektiğini söyler ve gidip yaşlı kadının yanına oturur. Bir şeyler
anlatır. Anne ağlamaya başlar. Mort Ezra ve Charlie’nin yanına döner. “Annen
seni bekliyor Charlie” der. Ezra meraklanmıştır: “Ne dedin ona” diye sorunca
Mort cevap verir: “Gerçeği Ezra. Hiçbir anne oğlunun kahramanlıklarıyla
ilgilenmez.”.
Son karede Mort adamı suçlamadığını söyler. "Charlie o savaşta 19 yaşında bile değildi” der. Ezra
ise uzaklaşan anne ve oğlunun arkasından bakarken düşüncelere dalar. Kendi kaybettiği
annesine karşı yüreğine pişmanlık dolar.
Mort Cinder - Ana Sayfa
Mort Cinder - Ana Sayfa