MACERA ÖZETİ
Resmi olarak ikinci macera olarak gözükmesine karşın serinin temelinin
atıldığı macera bu. Ezra Winston’la tanıştığımız ilk maceranın ardından (T0) bu uzun
ve sürükleyici hikayede Mort Cinder ve hikayesi okuyucuyla buluşuyor.
Kılçık lakaplı yaşlı bir seyyar antikacı. Sıskalığından ötürü
böyle diyorlar. Ölenlerin evinden eski eşyaları satın alıp antikacılara satarak
yaşıyor. Bir gün Ezra Winston antikacı dükkanında işiyle meşgul olurken saati
ilk kez durur. 9.30’u göstermektedir. Ezra bunun şaşkınlığını yaşarken Kılçık bir
muska taşı getirip bırakır. Örümceğe benzeyen obje Mort Cinder asıldı yazan
bir gazete kağıdına sarılı olarak getirilmiştir. Ezra ağırlığına bakarak meteorit
olabileceğini düşünür. Masaya bırakınca elinde bir iz bıraktığını görür. Yıkar ama çıkmaz. Yanık izi gibi olan izden bir türlü kurtulamaz.
Belki de radyoaktif bir taştı diye düşünür. Sonra korkuyla zehirlenmiş
olabileceği aklına gelir. Tam bu sırada merdivende ayak sesleri duyunca neden
olduğunu bilmeden taşı saklar.
Üç adam Kılçığın niye geldiğini sorar. Neden
olduğunu bilmeden yalan söyler. Karşısındaki adamların gözleri kurşuni
yoğunluktadır. Adamlar bir şey demeden giderler. Ezra elindeki izin hala
geçmediğini görünce panikler. Bir doktorun adresini bulur. Yola çıkar. Adresi
bulamayınca bir polise adres sorar ve onunda yanağında elindeki örümcek izinden
olduğunu görür. 3 kurşun bakışlı adamla karşılaşır. Bıçak çekerek üzerine yürürler.
Hemen kaçar, gara girer. Biletçi saat 7.30 olmasına karşın birden 9.30 olduğunu
söyler. Onda da örümcek izi olduğunu görür. Trenden inince birkaç yüz metre ilerideki Dr Lund’a gider. Durumu anlatır. Doktor muska taşını görmek ister. Ezra kurşun kutuyu çıkarıp açar ama içi boştur. O anda doktorun gözlüklerinde de örümcek izi çıkar. Ezra hızla dışarı kaçar. Delirmeye başladığını düşünür artık. Dükkanına gitmeye niyetlenir. Yolda rastladığı bir bebeğin elinde de aynı izi görünce çılgın gibi koşmaya başlar. Yolu mezarlığa çıkar. Birden tedirginliği gider, huzur bulur. Eline bakar, iz kaybolmuştur. Sanki herşey onu mezarlığa çekmek için meydana gelmiştir. Mezarlık bekçisi gelir.
“Mort Cinder için mi geldin” der. Bu arada mezarlığın kapısı
gıcırdar,
Üç kurşun gözlü adam girer. Ezra hemen saklanır. Adamlar Mort
Cinder’in mezarına gider. Ellerindeki metal kazıkları çıkardıkları tabuta saplayacakken
Ezra engellemesi gerektiği hissine kapılır. Adamlara toprak atar. Onlar da yine
bıçaklarını çekerler. Ezra saklanır. Düşürdükleri demir kazığı ararlar, bir dalı
demir zannederek alıp tabuta saplarlar. Ezra’nın kafasında cevapsız sorular
uçuşur. Saat 9.30 olduğunda çanlar çalar. Tabutun kapağı oynar. Mort Cinder çıkar
ve en yakındaki banka oturur. Ezra’nın şaşkın bakışlarına aldırmadan "yıldızlara
aşağıdan bakmanın çok güzel olduğunu" söyler. Ezra kurşun gözlü adamları
söyleyince hemen ayağa kalkar, kaybedecek vakit yok der ve tabuttan çıkış
izlerini kapatmaya koyulur. Hayatını kurtardığı için ona borçlu olduğunu
söyler.
Ezra Mort Cinder’i şu sözlerle tarif eder: “Abime
du temps, un abime insondable qui peut attirer avec une force irresistible.
Birden Ezra ondan uzaklaşma ihtiyacı hisseder. Mort’tan saklanmaya
çalışır ama Mort onu bulur hemen. Bu arada kurşun gözlü adamlar gelir ve kavga
başlar. Mort cinder üçünü de haklar. Trene binerler ve Prof. Angus’un evine
giderler. Kırsaldaki bir köy evi. Ezra’ya kimseye gözükmeden giren çıkanı gözetlemesini
söyleyip ortadan kaybolur.
Sonra polis ve başka kurşun gözlü adamlar Ezra’yı yakalar ve hastane gibi
bir yere götürür. Operasyon odasında tuhaf aletler ve tuhaf resimler vardır
duvarlarda. Prof Angus gelir. Hayal gücü yüksek olanların hipnotizasyonu yani gözlerinin
kurşunileşmesi daha kolay olur diyerek insanları beyin ameliyatı yaparak kontrol
ettiğini anlatır. Ne isterse onu yapıyor ameliyat ettikleri.
Tam operasyon başlayacakken gürültüler duyulur. Mort, Ezra’yı kurtarır
ama sıkışırlar. Mort "beni öldür canlı yakalanmamam lazım"
der. Kovalayanlar canlı yakalayın diye bağırır. Ezra Mort’u bıçaklar. Bıçaklarken "sanki kendimi bıçaklar gibiydim"
der. Ezra tam yakalanmışken dayandığı yer içe göçer. Açılan geçitten kaçıp Chelsea’deki
dükkanına döner. Herşey bitmiş gibidir. Rutinine döner ama bir gün bir saatin akrep
ve yelkovanı dönmeye başlar. Bir randevu saati daha mı? Gazetedeki yazıyı
hatırlar: “Mort Cinder’i Mertonville’de astılar.” Sonra rüya gördüğünü
anlar. Kafasından atmaya çalışır. Bu sırada kapı çalar. Gelen Kılçık’tır.
Gazeteye sarılı bir masaüstü saati getirmiştir. Rüyasında gördüğü saatin
aynısı. Saate dokunur dokunmaz çalışmaya başlar ve sanki kurulmuş gibi aniden
durarak buluşma saatini gösterir. Etrafında beliren yazılar da buluşma yerini
söyler.
Ezra bu sefer bir bataklığa gider. Kurşun gözlüler yine peşindedir. Bataklıkta
kara ağaç’ın yanında Mort Cinder yeniden dünyaya gelir.Tam bu sırada kurşun gözlüler etraflarını çevirir. Henüz kendine gelememiştir Mort. Ezra kontratak
başlatarak Mort’a zaman kazandırır (“Un
agresseur est toujours surpris lorsqu’il attaque). Sonrasınra beraber
kaçarken ormanda yine sıkışırlar. Ezra
yakalanır. Onu bıraktığı için Mort’a kızar. Prof. Angus yine operasyon masasına
alır. Amacının hem geçmişe hem de geleceğe hükmetmek olduğunu söyler. Mort bir
yolunu bulup Ezra’yı yine kurtarır. Kurşun gözlü adamları da ameliyat edip
normalleştirir. Hatta Prof Angus bile normale dönerek kendini ornitolojiye
verir. Mort ve Ezra antikacı dükkanında birlikte çalışmaya başlarlar.
Mort Cinder - Ana Sayfa
Mort Cinder - Ana Sayfa