1 Mart 2017 Çarşamba

"Inside Nature's Giants" Belgesel Serisi (S3E1): - Deve anatomi ve fizyolojisi



İlk kez 2009 yılında Channel 4'de gösterilen müthiş bir İngiliz belgesel serisinden bahsedeceğim. Sonraları Amerikan PBS de yayınladı. Her bölümde bir başka cüsseli hayvan anatomik olarak teşrih edilerek (diseksiyon), yani açılarak çarpıcı özellikleri hakkında bilgi veriliyor. Programı Mark Evans isimli veteriner hekim sunuyor. Eşlik eden isimler ise komparatif anatomist Joy Reidenberg ve evrim biyologları Richard Dawkins ile Simon Watt. 2009-2012 arasında 4 sezon olarak çekildi. Toplamı 18 bölüm ediyor. İncelenen başlıca hayvanlar şunlar: 

Fil, Balina, Timsah, Zürafa, Köpekbalığı, Piton yılanı, Büyük kediler, Dev Mürekkep balığı, Kutup Ayısı, Deve, Dinozor Kuşu, Kaplumbağa, Yarış Atı, Babun, Hipopotam, ve Kanguru. 

Bu seriye bayılıyorum, seyretmediğim çok az bölümü kaldı. İleride tekrar etmeyi düşündüğüm nefis bir çalışma. İşte develerle ilgili bölümde aldığım notlar.









Mürekkep Balığı   Kutup Ayısı

DEVE - S3E1 (2011)

Develer 500 kg’dan ağır çeker. Yarım ton civarı yani. Tek damla su içmeden 6 ay yaşayabilir. Sanıldığı gibi Arap yarımadasıyla sınırlı değiller. Mesela Avustralya’da 1 milyonu aşkın deve var. Hatta sayıları o kadar artmış ki devlet artık bunları belli aralıklarla itlaf ediyor. Develer tek seferde kendi ağırlığının 1/3’ü kadar su içebilir. Avustralya’da çok işe yararlar, hatta Avustralya deve sırtında inşa edildi demek yanlış olmaz. Belli bir noktadan sonra ihtiyaç kalmayınca serbest bırakılmışlar. Çölde serbest çok deve var şu anda.  Deve, Avustralya topraklarında introduced species sayılıyor. Yani yerli değil, sonradan getirilmiş. İzole coğrafyalarda yeni bir türün getirilmesi çok tehlikeli. Mesela Avustralya’ya tavşan getirilmesi sonucu da işler kontrolden çıkmış. Yerli türlerden bazıları yok olma noktasına gelmiş ve tavşan sayısı çok artmış. Denge bozuluyor ve tabiat binlerce yılda kurduğu hassas dengeyi bu müdahaleye karşı korumakta zorlanıyor. Yine dingo’nun Avustralya’ya getirilmesiyle Tasmanian wolf nesli tükenmiş. Avustralya’da Abu Dhabi prensinin kurdurttuğu bir Camel Research center var.

OTURMA ŞEKLİ

Diseksiyona arap usulü başlanıyor. Hayvan oturur pozisyonda. İlk dikkati çeken sternum’daki pedestal (heykel kaidesi) adı verilen callous (sertleşmiş doku) üzerine oturması. Fakat sternum boydan boya yere değmiyor. Arka tarafta bir boşluk kalıyor kavisten dolayı. Burada hava dolaşımı meydana gelerek hayvanı serinleten bir mekanizma olarak iş görüyor. Bunun bir başka faydası da toprağın çok sıcak olduğu zamanlarda otururken temas noktasının azaltılmış olması. Evrimsel adaptasyon. 

Develer huysuz olarak biliniyor.
Tek hörgüçlü (Arabian) dromedary (hecin devesi), çift hörgüçlü (Central Asian) deve Bactrian olarak isimlendiriliyor. Yandan baktığında tekte “D” harfi, çiftte “B” harfi gözüküyor. Develerin derileri çok kalın.

HÖRGÜÇ
Hörgüç en önemli özelliklerinden biri. Burada besin ya da su depo edilmez. İnsan ve diğer hayvanlarda yağ tüm vücuda yayılır. Oysa develerde yağ dokunun toplandığı özel bir yer vardır. İşte buraya hörgüç denir ve dışarıdan kambur olarak gözükür. Oysa içinde ne besin ne kemik yoktur. Ayrıca yağ doku ısıyı tutar. Vücudun genelindeki yağ dokunun burada toplanması hayati organların daha serin tutulmasını sağlar. Bir başka faydası da sırtta kalın bir tabaka olarak güneşe karşı koruma sağlamasıdır.

KÖKEN
Köken olarak 50 milyon önce Kuzey Amerika'dan çıktıkları biliniyor. Güney Amerika’ya iniyorlar. Burada lama, alpaca, vicuna gibi çeşitlere ayrılıyorlar. Kuzey Amerika’dakilerin bir kısmı da Bering üzerinden Asya’ya yayılır.

DEVE ISIRIĞI
Deve yarışları düzenleniyor Avustralya’da. Özel camel jockeys var. Kementle ehlileştirilmeleri atlardakine benziyor. Çifte atıyor. Dişleri kuvvetli, ısırığı öldürücü olabilir. Bazen aralarında kavga edip birbirlerini dişleriyle öldürebilirler. Karın altı hassas, dokunduğunda hemen çifte reaksiyonu verir. Dizlerde deri daha kalınlaşmış, dizlik var gibi görünüyor.

PAPILLAE
İntraoral yanak kısmı ilginç. Kocaman dikensi yapılar var: papillae. Besin defalarca çiğnendiği için bu sırada dışarı kaçmamasına hizmet eder diyorlar. İşlevsel olarak balinalardaki baleen plates (humpback whale mesela) gibi geldi bana.

DULLA

Üst dudak yarıklı. Tek hörgüçlülerde rotting yani çiftleşme mevsiminde yumuşak damak kökenli dulla denilen bir yapı var. Normalde sönük bir balon gibi ama bu dönem şişiyor ve ağızdan ikinci bir dil gibi sarkar. Genelde köpük de eşlik eder. Dişileri çeker. Bir çeşit inflatable sack. Aslında Hooded seal’da da buna benzer bir durum var. Nazal mukoza şişerek burundan dışarı çıkıyor. Hem iletişim hem gözdağı hem de üreme konusunda işlevi var.

Deve sürekli kendi ağzına kusarak yemeği tekrar tekrar çiğner. Rahatsız edildiğinde hemen tükürmesi bunları da kapsayabilir. Aslında develer dev bir recycling sistemine sahip diyebiliriz.

EXPLOSIVE HEAT DEATH
Çölde terledikçe kaybedilen su yerine konamazsa kanınız da su kaybederek akışkanlığını gittikçe kaybediyor ve sonu ölüme kadar gidebiliyor. Buna explosive heat death denir. Develer su kaybını asgarileştiren mekanizmalarıyla bu durumdan çok az etkilenir.

KAN
İnsan ve pek çok memelide  eritrositler içe basık disk şeklinde. Hipo- ya da hiper-osmotik ortamlarda şişebiliyor ya da büzüşebliyorlar. Bunun sonucu içerikleri dışarı saçılabiliyor, ya da tıkanma meydana gelebiliyor ve işlevlerini kaybedebiliyorlar. Develerde eritrositler smaller, flatter and more oval.

KALIN BAĞIRSAK

Develerde kalın bağırsak aşırı uzun. Bu adaptasyonun sebebi de suyun geri emiliminin daha etkin yapılabilmesi.

BURUN KONKALARI (turbinates)

Devede konkalar büyük ve nemli yüzey alanları fazla. Burundan hava çekildiğinde nem buharlaşır, konhaları kaplayan damarları soğutur. Bu soğumuş kan, beyne sıcak kan taşıyan damarın etrafında rete yani bir ağsı yapı oluşturarak beyne ulaşmadan sıcaklığı düşürülerek beyin fazla ısınmaktan korunmuş olur. Bilgisayarda CPU’nun korunması gibi bir mekanizma.

MESANE
Develerde mesane insandakinden bile ufak. Su deve fizyolojisinde çok kıymetli ve çarçur etmemek için her türlü anatomik ve fizyolojik adaptasyonu sergiliyor. O derece ki sinekten su çıkartmak diye bir tabir kullanılabilir bence. Tam bir recycling mucizesi. Üç gün su içmedikten sonra bir seferde 100 litreden fazla su içebilir.

AYAK
İki toe ventralinde pad dokuları var. Shock-absorber olarak görev yapıyorlar. Ayrıca tendonları çok güçlü. Bu sayede kasların yükü azalıyor ki bu da enerji tasarrufu ve daha az sıcaklık ortaya çıkması anlamına geliyor. Mesela aşil tendonları çok güçlü.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...