26 Mart 2017 Pazar

Living with Nomads - E2 - Sibirya - Nenets

Living with Nomads (2015) serisinin ikinci bölümünde Sibirya'dayız. Hatta Sibirya'nın da kuzey uçlarında, Yamal yarımadasında eskiden Samoyed denilen fakat kızılderili gibi aşağılayıcı bir anlamı olduğu için artık Nenets olarak anılan bir göçebe halkın yaşamından görüntüler seyrediyoruz. 

Kate Humble bu seride çok saftirik ve duygusal bir gezgin profili çizmeye devam ediyor. Fakat kendini sıkıntıya sokarak günlerce -40 derecelerde çadırlarda yaşayarak bu projeyi gerçekleştirmesi takdire şayan. 

İlk bölümdeki Raute halkıyla kıyasladığımda ciddi farklar var. Çetin bir iklimde yaşamayı geleneklerine bağlı kalarak başarmalarına karşın teknolojiden ve modern dünyadan faydalanmasını da bilen, çocuklarının eğitim aldığı günümüz şartlarına daha adapte bir göçebelik var. Artık hayat tarzı olmaktan ziyade yaptıkları işin bir mecburiyeti olarak göçebeliği benimsemişler gibi geldi. Nenets halkının Raute'lerle kıyaslanamayacak kadar yüksek olan bilinç seviyesinde geçmiş Sovyet politikalarının da katkıları olduğu aşikar.   

   
NOTLAR
Yamal peninsula
Northern Russia
Jutting deep into the Arctic circle, home to the nomadic rein deer people Nenets. Yamal means "end of the world" in their language. Sıcaklıklar -35C—55 arası gidip geliyor.

Tundra, barren permafrost

Gazprom’un depoları var bölgede.
Nenets, ren geyiği mezbahalarında çalışıyor. Ren geyiklerini açlık gibi sebeplerle kaybedenler mecburen buralarda çalışmak zorunda kalıyorlar ve açık havada canlı ren geyikleriyle yaşamaya alışkın oldukları için kapalı ortamda kasaplık yapmaları onları mutsuz ediyor.


Neden böyle oldu diye sorulunca "Snowmobile karşılığı ren geyiklerimizi verdik. Bu günahın bedeli bu" dedi bir kadın. Geyiklerini kaybedince intihar eden çok olmuş. 

Yamal peninsula is home to the world’s largest reindeer population. 600.000. 15.000 nomad bakıyor.

Mezbahada karkasların etrafında canlı ren geyikleri geziyor ve kokluyor. Bu korkunç bir şey bence. Kendi türünün katledildiği yerin yanında, cesetlerinin karşısında yemek yemek.  

Chum (çum) – traditional tents
Wooden frame covered with rein der skins

Küçücük çadırda kedi ve köpekleri de var iyi mi. Süper.


"Fish makes you younger, meat makes you older” dedi bir tanesi. Donmuş balık yiyorlardı akşam.

Sürekli telefon sinyali peşindeler göçleri sırasında. Ama TV falan yok. 

İlk bölümde Nepal’deki Raute halkı daha perişandı.Bunlar nispeten modern hayattan faydalanıyorlar, hatta içinde çalışarak yer alıyorlar. Çocukları okuyor. Rusların olumlu bir etkileri de olmuş. 

Kadınlara bazı saçma yasaklar var. Batıl inançlardan kaynaklı. Mesela köpeklerin harness’ları düzenlenirken asla üzerine basmamaları gerekiyor. Bu kounyu biraz eşeleyince puberte sonrası harness, tent pole, ya da erkeklerin çizmelerine basmalarınınuğursuzluk olarak görüldüğü ortaya çıktı Basarsa erkek rein deer yakalayamaz diye inanıyorlar. Animist inançları var. Tabiatta her şeyin bir ruhu olduğuna inanıyorlar. Geyikleri lasso'yla yakalıyorlar.



Rein deer çok önemli. Hayata tutundukları ip adeta. Herd, pasture’dan pasture’a götürülüyor. Bu halk, iş sebebiyle göçebelik yapıyor sanki. Raute'ler de işten bağımsız olarak bir tercihti. 

Wolverine tundrada'da yaşar. 
Rein deer scrape through the snow for lichen which sustains them all through the winter. Lichen çok önemli rein deer yaşamında. Migrasyonun temel sebebi ren geyiklerine yemek bulmak

Çadırda ekip ve aile beraber kalıyor. Her grup bir köşede.



Kadınların pantolon giymesini ayıplıyorlar.
Elbiselerin hepsini kendileri yapıyorlar. Kate'e de hemen bir pantolon yapıverdiler. 
Gazprom railway. Railway Nenets’lerin migration route’lardan bazılarını bloke ediyor. Tıpkı Afrika'daki bazı çiftlik ve köylerin fillerin migration toute'larıı bloke ettiği gibi. Feeding grounds are damaged as well

Sovyetler dağılınca multinationals buraları istila etmiş. Dünyanın dördüncü en pahalı enerji projesi. 41 milyar dolar. Railway also has made some concessions. Gas industry pays 20 pounds a month to each Nenets adult.

Nomadism. Tundra nomad'leri denilebilir. 


Mamooth ivory hala bulunabiliyor. Hatta eşyalar yapıyorlar. 

Kamp yapacakları yer de önce floorboards diziliyor kar üstüne. Sonra 3 tane pole dikilerek sıkıca bağlanıyor. Sonra diğerleri etraflarına dizilerek iskelet kuruluyor.Temel sistem bu. 

Bir rein deer, bir aileye 1 ay yetiyor.

Nenets eat some of the rein deer meat raw. Donmasın diye tuz atıp abdominal kavitedeki kanı içiyorlar. Karaciğeri de çiğ yiyorlar. Yumuşak olması beklenir ama crisp bir texture varmış liverda. Çiğ yedikleri için bazen medya vahşiler diye haber yapıyormuş. Yemek yerken çekme dedileri bu sebeple. Dried rein deer sinew’dan sowing thread yapıyorlar mesela.Hayvanın her şeyi değerlendiriliyor. 

Laptop kullanıyorlar.


Sovyetler zamanında ailelerinden alınıp yatılı okullara yerleştirilmiş Nenets çocuklar. Çünkü aileler göçebe. Hala çocuklarını okula veriyorlar. En azından bizim gördüğümüz Nenets ailesi eğitimi ve okumayı destekliyordu.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...