8 kol ve 2 tentakül açıkça görülüyor |
NOTLAR
Yeni Zelanda açıklarında avlanan balıkçıların trol
ağlarına dev bir mürekkep balığının yakalandığını haber vermesiyle laboratuvarda
tatlı bir telaş başlar. Bu bölümde son derece nadir bir hayvanın anatomi ve
fizyolojisiyle tanışıyoruz: Dev mürekkep balığı. Yanında ahtapot ve küçük
mürekkep balıklarının anatomisi de incelenerek verilen bilgilerin daha tam
olması hedeflenmiş. Balıkçılar hemen mürekkep balığını dondurur. Getirildikten
sonra bir gece çözülmesi beklenir ve teşrih (diseksiyon) laboratuvarına alınır.
Derinlerde yaşayan hayvanlar genelde aşırı iri cüsselere sahip olur. Bu
mürekkep balığı da buna bir örnek teşkil ediyor. Aslında küçük mürekkep
balıkları yüzeye yakın yaşadığından daha sık görülüyor, hatta gıda olarak
tüketilenler var. Mesela kalamar.
Vantuzlar |
Mürekkep balığının 8 kolu, 2 tentakülü (tentacle) var.
Bu uzantılara dokunaç diyorlar Türkçe’de ama bir yetersizlik görüyorum. Mesela palp
ve feeler kelimeleri için de dokunaç’ın kullanıldığını görüyoruz. Bence
terminoloji oturana kadar herhangi bir kelimenin orjinalini dile uygun ufak
modifikasyonlarla kullanmak daha sağlıklı bir iş. Dolayısıyla burada tentakül
olarak kullanacağım.
Vantuzların yanında çengelleri var. Suckers and hooks. |
Tentaküller kollardan daha uzun olduğu için dev mürekkep
balığı önce tentakülleriyle avını yakalar ve kollarının ulaşabileceği menzile
çeker. Kollar daha güçlü ve her birinin ağız kısmında gagası var. Gaga ağza yumuşak dokuyla tutunuyor
ve elle rahatlıkla çıkarılabiliyor. Tentaküllerdeki vantuz benzeri yapışkan
yapılarla (suckers) avı tutar ve kollardaki gagaya kadar ulaştırır. Bundan
büyük colossal squid var. Onun tentaküllerinde hem sucker hem hook var.
Dijital mikroskopla kromatoforlar inceleniyor |
Aniden renk ve desen değiştirebiliyor. Bukalemundan
farkı bunu yavaş yavaş değil, birden yapabilmesi.Deriye dijital mikroskopla
bakılınca siyah noktalarla dolu olduğu görülüyor. Bunlar kromatoforlar. Yani renk
keseleri. Kamuflajı (crypsis) bunlarla yapıyor.
Kromatoforlar (renk keseleri) |
Radula: Her bir kol ağzının içinde üzeri dişlerle dolu dile
benzer bir organ. Besinin öğütülmesinde görevli. Mideye giden parçacıklar küçük
olmalı çünkü mideye giden yol beyinden geçiyor.
Solungaçlar dışarıdan görülmez, mantle (ana gövde örtüsü/manto) içinde. Su, yüzgeçlerden
içeri girer. Ana kanaldan (funnel) dışarı çıkar. Jet engine’e benzetiliyor bu
sistem. Bir avcıyla karşılaştığında kendini aniden ileri fırlatıp kaçabiliyor
bu sayede. Jet propulsion (Jet Etkisi).
Aşağıdan yukarı doğru light organ (photophore) ve
üstünde ink sac var. Işığı kamuflaj olarak kullanıyor. Ahtapot gibi sığ su
cephalopod’larında mürekkep smoke-screen olarak kullanılıyor. Kaçış için. Ama
avlanırken de işe yarıyor. Mürekekbi meşhur. Mesela Sepya terimi bir mürekkep balığı türünün isminden gelir.
İki boynuzsu yapı solungaçlar. Mavi kitleler 3 kalp. |
Kaçışta füze gibi atılıyorlar. Arkalarında ink izi
kalıyor. Uçakların bıraktığı iz gibi. Bunun için çok oksijen lazım. Belki de
bunun için 3 tane kalpleri var. Kanları mavi. Bizdeki gibi hemoglobin yani demir balı değil. Bakır bazlı. Hemosiyanin
deniliyor. Oksijenli haldeyken mavi, cansızken şeffaf oluyor. Makroskopik
olarak kalbi bulmak zor. Biri sentral sistemik. Damara boya enjekte ederek bulunuyor.
Sefalopodlarda da damarlar var. Kan
mavi.
GÖRME
Dev mürekkep balığının gözleri hayvanlardaki en iyi
akut görme sistemi olarak görülüyor. Fiziksel olarak da çok büyük. İki parça
lensleri var gözde. Sadece lensler bizim gözümüz kadar.
Mürekkep balığında ışığa duyarlı hücreler dışarıya doğru
sıralanmış ve bunları beyne bağlayan sinirler arka yani posterior taraftan
çıkıyor. Omurgalılarda bu kadar iyi değil gözdeki mühendislik. Sinirler hücrelerin
önünden dolaşarak beyne gidiyor. Alt ve üst olmak üzere iki koldan. İnsandaki
kör nokta sendromu buradan kaynaklanıyor zaten.
İnsan ve ahtapot göz kesitleri karşılaştırılıyor |
Mürekkep balıkları duyar mı?
Pacific Radiology diye bir merkez var. Humboldt squid incelendi.
CT’de tarandı. Kulak kemikleri var ama normalde gözükmüyor. Sonra başka bir fizyolojik
testle küçük bir mürekkep balığının sesleri algıladığı gösterildi.
Bağırsaklar mide üst kısımda. U çiziyor. Aşağı inip yine
mide yanından içerik atılıyor.
Ahtapotun kolunu kestiğinde reaksiyon vermeye devam
eder. Ahtapotlar da arılar gibi yuvalarını bulabilir. Kollarıyla yüzeye dokunarak adeta yürürler.
Simit şeklindeki beyin ve ortadan geçen yemek borusu |
Üreme
Ahtapot
Sekiz koldan sadece bir kol penis görevi görür. O
kolun ucunda suckers bir noktadan sonra olmaz. Spermatofor koldan aşağı
peristaltikle iletilir. Oradaki sperm kesesi uzaktan kol uzatılarak dişinin
deliğine sokulur. Birbirlerine yaklaşmazlar. Tehlikelidir. Biri diğerini
yiyebilir.
Birkaç erkekle seks yapabilir. Topladığı sperm paketleri
arasında tercih yapar. Dişilerde cinsel organ dışarıdan belli olmaz. Yaş
ilerledikçe büyür, uzar. Mantle’ı açmadan göremezsin.
Ian Gleadall octopus specialist
İri ve etkili gözler |
Dev Mürekkep Balığı
Dişi
Yumurta ve jolemsi madde karışımını büyük bir su topu
gibi funnel’dan dışarı atar. Sonra bunu kollarıyla kavrar. adeta kucağında sallar.
Hareketleri yoğurma gibi. İyice karıştırır. Yumurta kitlesini bıraktıktan sonra
suyu emmeye başlar. Gittikçe büyür. Çapı 3-4 metreye kadar çıkar.
Mesela bir başka mürekkep balığı türünde yumurta
topunu yoğurmanın son görevi olduğu ve sonrasında dibe çöküp öldüğü söyleniyor.
Ama tür ismi verilmedi.
3D kamuflaj yeteneği. Dikensi çıkıntı oluşturuyor |
Erkek
1,1.5 metre penisi var. Penisini bir enjektör gibi
dişinin koluna saplar. Asistoli'de kalbe enjektörle epinefrin enjekte eder gibi.
Bu şekilde spermini dişinin kolu içine gönderir.
Diseksiyon seansının sonunda Arthur C Clarke’ın okyanusların
derinlikleri hakkında uzaydan daha az şey bildiğimizi söylerken ne kadar haklı
olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz.
Kolların ağzındaki gaga |
Mantle (manto) kısmı açılıyor |